"Bu mu babalık?" Eren hırsla ayağa kalktı. "Ne biçim babasın sen?" Öfkeyle soludu. "Bu çocuk neler çekti senin haberin var mı! Utanmadan bir de çöpün yanına koyduk diyorsun. Adamlık mı lan bu!" Eren'in kolunu tutup geriye çektim.
"Olmuş bitmiş bir şey. Adamı sıkıştırma." Eren sertçe kolunu çekti benden.
"Yaşadıkların olmuş bitmiş bir şey değil Arhan." Derin bir nefes aldım.
"Otur Eren." Eren oflayarak yanıma oturdu. O adama döndüm. "Umrumda değilsiniz, daha fazla beni rahatsız etmezseniz sevinirim." Alayla güldü.
"Biz olmadan hayatta kaldın diye kendini bir şey mi sanıyorsun?" Yüzünü yüzüme eğdi. "Ailen olmadan sen bir hiçsin." Yanımda Eren yumruklarını sıkınca elimi elinin üzerine koydum. Adam geriye çekilip ellerini cebine koydu. "Paraya ihtiyacın varsa söyle, üç beş bir şey veririm. Korkma borç olarak değil." Karısının yanına gidip gözlerini bana dikti.
"Bıraksaydın sikseydim belasını." Elimi elinden çekip cebime koydum.
"Bu adam bizim şirkette ticari işler departmanına yeni müdür olarak geldi." Bakışları hızla bana döndü.
"İşten attıralım." Başımı iki yana salladım.
"İnsanları işinden etmeyi sevmem."
"O bölüm bana ait değil mi, ben yapacağım o zaman." Omuz silktim.
"Ne istiyorsan onu yap Eren." Başını sallayıp telefonunu açtı. O telefonu ile ilgilenirken öz ailem geldi yanıma.
"İyi misin oğlum?" Adama baktım.
"İyiyim." Diye mırıldandım. Değilim, berbatım. Bok gibi hissediyorum. Tek istediğim bir an önce oğlumun yanına gitmek.
"Sokakta mı yaşadın?" Kadına baktım. Gözleri dolu dolu olmuştu.
"Önemsiz bir şey."
"Değil." Dedi o adam. "Bu önemsiz değil. Kim bilir neler yaşadın. Nasıl geldin bugünlere." Gülümsedim.
"Siz beni düşünmeyin, ben gayet iyiyim." O çocuğa baktım. Öz ailesine bakıyordu.
"Baba." Dedi adamı dürtüp.
"Efendim oğlum?"
"Şunlara bak çok zengin duruyorlar."
"Boş konuşma eşek sıpası. Zenginlerse ne olmuş yani?" Çocuk başını salladı.
"Haklısın anam. Zenginler ama küçücük bir bebeği sokağa atacak kadar da alçaklar. Karışmasaydık eğer ben atılacaktım sokağa. Eminim ki bu adam kadar sağlam olamazdım." Çocuk bana göz kırpıp sırıttı.
Çocuk diyorum da aynı yaştayız he.
"Allah korusun oğlum deme öyle şey." Annesinin yanağını öpüp sarıldı.
"Hoşgeldiniz." Yaşar bey olduğunu düşündüğüm adam bize gülümseyerek odaya girdi. "Gelin lütfen." Bizde peşinden girdik.
Kısaca özet geçtikten sonra kanlar alındı. "1 hafta sonra sonuçlar çıkacaktır." Hepimiz ayağa kalktık.
"Teşekkür ederiz doktor bey." Dedi o adam.
"Ne demek görevimiz." Odadan çıktığımızda o adam yanıma geldi. İsimleri sanırım Kenan bey ve Ecmel hanımdı. Evet evet öyleydi. Uff, çok dalgınım bu aralar ya.
"Oğlum o kadar geldiniz buraya kadar bir kafeye oturup çay içelim, sohbet edelim olur mu?" Kırmak istemiyordum ama oğlumu da çok özlemiştim.
Saate baktığımda 4 saatin çoktan geçtiğini gördüm. "Üzgünüm ama önemli bir işim var. Daha sonra sözüm olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA
أدب الهواةKarıştırılmış bebekler ama kız değil erkek. Diğer hikayeler gibi konusu aynı değil daha farklı. Arhan Koçyiğit, kendisini bildi bileli sokakta yaşan küçük yaşında zorluklara göğüs geren birisi. Ailesiz büyüyen, kendi ailesini kendisi kuran yaralı bi...