26.Bölüm:Teklif

175 6 2
                                    

Merhaba arkadaşlar, sizlere her ne kadar hızlı yazacağımı söylesemde yazamıyorum. Biliyorum farkındayım bazılarınız yeni bölümü çok beklediniz, ama hep üşendim. Artık bu üşengeçlikten kurtulmalıyım, ama nasıl ve ne zaman kurtulacağımı bilmiyorum. Bu yüzden sizden çok özür dilerim.
İyi okumalar..

_ _ _

2 yıl sonra...

Nihayet işim bitmişti. Çalışma masamın başından kalkıp dosyaları topladım ve masanın alt kısmındaki çekmeceyi açıp topladığım dosyaları çekmecenin içine koydum. Bardaktaki kahvemden son yudumunu aldım ve bardağı masaya bırakıp ofisimden çıktım.

Mezun olalı iki yıl olmuştu. Bu iki yılın içerisinde hayatımda bazı şeyler değişmişti tabi.
Dünya ile birlikte yaşıyoruz artık.
İkimizde meslek sahibi işinde gücünde insanlar olduk.

Ben Dünya ile birlikte yaşadığımız evde kendime bir ofis açtım, fotoğrafçılık ofisi. Evet mesleğim fotoğrafçılık. Çoçukluğumdan beri fotoğrafları, videoları ve resimleri hep sevmişimdir. Dünya ise model olmuştu. Şimdilik amatör bir model, ama
işinde iyide ilerliyor.

Dünya ile bir kedi sahiplendik, ve ismide "Galaksi".
Güneşin ve Dünyanın oldukları yer galaksi bizde böyle bir anlamı olan bir isim koyduk kedimize.
Kedimiz simsiyah bazı yerlerinde ise küçük küçük beyaz noktalar var. O "galaksinin" ta kendisi.

Bunun dışında Burak dayım evlendi!
İnanılır gibi değil, ama bir yıl önce evlendi.
Sonunda evlenmesine hepimiz çok mulu olmuştuk. Hatta şu an eşi ile birlikte bir bebek bekliyorlar.

Ve size bir haberim daha var Gece ile Ayazda nişanlandılar! Bir ay sonra ciddi ciddi evleniceklerdi. Evet evet şu an bunları düşünürken bile duygulanıyorum. Ablam sonuçta her ne kadar belli etmesemde duygulanıyorum.

Ofisten çıkar çıkmaz Galaksi ayaklarımın altında belirdi. Bir kaç kez ayaklarımın etrafında dolandı ve sonunda eğilip onu kucağıma aldım. Öptüm başını okşadım. Galaksi bundan memnun kalmıştı ki mırıldanmaya başladı.

Galaksiyi yere bırakıp ellerimi yıkamak için tuvalete gittim. Ellerimi yıkayıp ve tuvaletten çıkıp mutfağa gittim. Dünya hâlâ eve gelmemişti, bende ona makarna yapmaya karar verdim.
Makarnaya bayılır özellikle domates soslu ise makarnaya bırak bayılmayı ölürdü.

Telefonumdan kendime bir müzik açtım ve işe koyuldum. Bir yandan şarkının sözlerini mırıldandım bir yandan da makarnayı yaptım.
Tam işim bitmişti mutfağı toparlıyordum ki kapının açılma sesini duygum. Ve tabi kapı açılır açılmaz ayak seslerinden oraya doğru gittiğini duyduğum Galaksinin sesini.

"Mrr" dedi Galaksi.

Dünyada ona "hoş buldum annem." Dedi ve devam etti "baba nerede?"

"Mutfaktayım" diye seslendim.

Dünya cevap olarak, "Tamamdır ellerimi yıkayıp geliyorum" Dedi.

Bende "Tamam" dedim.

Tam tezgahın üstünü siliyordum Dünya geldi arkadan sarıldı. O an hissetmeyi çok sevdiğim kelebek hissini hissettim. Daha doğrusu Dünyanın hissettirmesini sevdiğim kelebek hissini hissettim.

Bezi elimden bırakıp Dünya'ya döndüm ve anlına bir öpücük kondurdum.

"Hoş geldin sevgilim" dedim.
"Hoş buldum sevgilim" dedi.

"Ne yapıyorsun?" Dedi ve ocağı işaret etti.

"Sence?" dedim.

"Yoksa düşündüğüm şey mi?" dedi gözlerini kocaman açarak.

Başımı onaylar şekilde salladım. Dünya bana sarıldı ve yanaklarımı öptü. Evet size domates soslu makarnayı ne kadar çok sevdiğini söylemiştim.

Birlikte müzik eşliğinde masayı hazırladık.
Ve yemeğe oturduk.
Dünya makarnasını yerken o kadar mutlu görünüyordu ki. Beş yaşında bir çoçuk gibi gözüküyordu, ve bu çok tatlı gözüküyordu.
Ona sadece çok sevdiği makarnayı yapmıştım, ama o bu kadar küçük bir şeyden çok mutlu olmuştu.
Onda en sevdiğim şeylerden biride buydu zaten.

Bi süre makarnasını zevkle yiyen Dünyayı izledim.
Onun bu hali yüzümde bir gülümseme oluşmasına sebep oldu.

Dünya onu izlediğimi farketti ve "ne?" dedi bi an duraksayarak.

Bense hâlâ onun bu hâlini izliyordum. Bir kaç saniye sustuktan sonra dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım.

"Makarna yerken çok mutlu görünüyorsun. Beş yaşındaki bi çoçuk gibi çok tatlı yiyordun." Dedim.

Dünya gülümsedi, evet işte bu gülümseme ah şu gülümseme her seferinde daha da çok aşık oluyordum ona.

"Ama makarna çok güzel olmuş. Yorucu gecen bir güne en iyi gelebilecek şeylerden biri senin yaptığın ve benim bayıldığım makarna." Dedi.

"Afiyet olsun. Anlat bakalım nasıl geçti günün?"

Dünya çatalını tabağın kenarına koyup konuşmaya başladı,
"sabah aşırı enerjiktim, ama sonraki saatlerde yoruldum. Yeni bir marka ile çalışmaya başlıyoruz. Ve o marka beni markanın yüzü yapmak istedi! İnanabiliyor musun! Bunca kişi arasında beni seçti!"

Bu söylediklerine hem şaşırdım hemde çok sevindim.

"Harika bir haber bu! Tebrik ederim sevgilim." Dedim.

"Evet, teşekkür ederim. " Dedi Dünya.

"Teşekkür mü edersin?" Dedim tabikide.

Dünya evet anlamında başını salladı.

Sonrasında yemeğimize sessizce devam ettik.

Yemekten sonra etrafı birlikte toparladık. Dünya bulaşık makinesine dizmem için bana bi tabak uzatırken aklıma aniden gelen soruyu hemen sordum.

"Güzelim."

"Efendim?"

"Bahsettiğin marka ne markasıydı?"

"Giysi, ayakkabı, çanta falan."

"Peki sen hepsinde mi modellik yapacaksın?"

"Evet. Neden ki?"

"Hiç sordum öylesine."

"Tamam."

Dedi Dünya ve dolan bulaşık makinesinin açma tuşuna bastı.

"Güneş."

"Efendim?"

"Aslında.." dedi ve duraksadı Dünya.

"Aslında?" Dedim onu sorarcasına tekrarlayarak.

"Aslında teklif Fransadan geldi.."

_ _ _

Yine merhaba! Tam bir saattir bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz. Ve size artık en kısa zamanda yeni bölüm gelicek demeyeceğim. Çünkü kısa zamanda gelmiyor. Gelmesi gereken zamanda gelicek. "Bu dünyada her şey anını bekler."
Hoşça kalın..

KARANTINA Güneşin hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin