"Ne işin var burada?" diye sordu Yoongi, tamamen giyinmiş ve arabasının anahtarı elinde, kapıyı daha dairesine ait şifrenin ilk hanesini girmeye fırsat bile bulamayan Seokjin'e açtığında. Yoongi ona kaşlarını çattı. Ceplerini yokladı telefonu için. "Mesaj mı attın? Kusura bakma, telefonuma daha bakmadım."
"Hayır, mesaj atmadım," dedi Seokjin, Yoongi'yi iterek geçmiş ve doğru düzgün davet edilmeden evine girmişti. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu ayakkabılarını çıkarıp taktığı küçük çapraz çantayı askılığa asarken.
"Birkaç işim var," dedi Yoongi, Seokjin'i izlerken kapıyı hala açık tutuyordu. Bu çok nadir bir olay değildi; ikisi de birbirinin evine düzenli olarak habersizce gelirdi. "Benimle mi gelmek istersin yoksa beni beklemek mi? Biraz market alışverişi yapıp sonra da Taehyung'un düğün misafirlerine yazılacak olan 'Teşekkürler' kartları için özel olarak istediği kırtasiye malzemelerini alacağım."
Seokjin yatak odasına doğru ilerlerken ona elini salladı. "İlgilenmiyorum."
Yoongi burnunun altından gülüyordu çıkarken, kapı arkasından kendi kendine kapanmıştı.
Seokjin umursamaz bir şekilde yatak odasının kapısını açmış, Taehyung'u yatakta, uzuvları yatağa saçılmış ve kıvırcık saçları yastığının üzerine dağılmış bir şekilde görünce keyifli bir ses çıkarmıştı. Seokjin kendini onun üzerine atmış, Taehyung yine de uyanmayınca eğlenmişti.
"Yah!" onu sarstı. "Tae-tae! Beni besle ve hadi film izleyelim!"
Taehyung sızlandı, bir elini yüzüne kapatmak üzere kaldırdı yatağındaki kişinin Yoongi olmadığını fark ettiğinde.
"Uyan uyan!" Seokjin tekrar sallandı. "Öğlen oldu bile!"
"Daha çok erken seni göt herif," Taehyung elinin altından mırıldanmayı başarabilmişti. Tekrar sızlandı. Seokjin ise yalnızca ona daha sıkı sarılmış, yanağını Taehyung'un omzuna bastırmıştı.
Birkaç dakika o şekilde kaldılar, Seokjin acaba Taehyung'la birlikte biraz kestirip kestirmemesi gerektiğini düşünüyordu. Taehyung Seokjin'in tam ağırlığı altında zaman zaman kıpırdanıyor ancak yine de onun orada öylece kalmasına izin veriyordu.
"When Harry Met Sally'yi izlemek istiyorum," diye sızlandı Seokjin o kadar da uykulu olmadığını kabul ettiğinde.
Taehyung ani bir emme sesi çıkardı, yarı uyur yarı uyanık halinde akıttığı salyayı yakalamaya çalıştığına şüphe yoktu. Elinin tersi ile ağzını silti başını kaldırıp Seokjin'e çatılı kaşlar ve uykulu, şaşı gözlerle bakmadan önce.
"When Harry Met Sally?" filmin adını tekrar etti, film tercihi kaşlarının çatılmasına neden olmuştu. Seokjin başını kaldırıp çenesini Taehyung'un omzuna yasladı ve büyük gözler ve dramatik bir bakış ile onunla göz göze geldi. Taehyung serbest olan bir eliyle tek gözünü ovuşturdu, diğeri Seokjin'in göğsünün altında sıkışmıştı.
"Evet," Seokjin başıyla onayladı. "Ve senin beni beslemeni istiyorum."
"Neyim ben?" diye sızlandı Taehyung, Seokjin'in ağırlığı sırtının üzerindeyken arkasını dönme konusunda sorun yaşıyordu. En sonunda başardığında, Seokjin'in çenesi bu defa göğsüne yerleşmişti. "Senin hyungun mu?"
Seokjin daha da çok büktü dudaklarını. "Jelibon ayıcıkların var mı?"
Taehyung gözlerini devirdi, başını iki yana salladı artık daha fazla uyuyamayacağını kabullenirken. "Tamam, tamam bırak bir kalkayım," iç geçirdi ve Seokjin'in geniş omuzlarını itti. Seokjin zafer kazanmış bir edayla gülümsedi kenara çekilirken, Yoongi'nin yataktaki yerine yerleşip örtüyü bacaklarının üzerine atmış ve iyice rahat bir pozisyon almıştı. "Al."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The City for US | JINKOOK (Çeviri)
Fanficorijinal hikaye ao3'te @jinggukpd tarafından yazılmıştır. Kim Seokjin'in hayatındaki en acı tecrübe, uzun zamandır birlikte olduğu erkek arkadaşını, onca seçenek arasından lanet olası bir şehre karşı kaybetmesiydi. O zamandan sonra, Kore'ye geri taş...