Düğünden sonraki ilk pazartesi günü daha başından tam bir kaostu. Daegu'dan eve döner dönmez uyumayı ve bütün gece neredeyse on iki saat boyunca da aralıksız uyumayı başarmış olsa da Seokjin yine de alarmını çok fazla ertelediğini fark edip uyandığında yarım saat geç kaldığı gerçeği ile yüzleşmişti. Metroya binmektense işe arabayla gitmeyi tercih etti çünkü onun kontrolünde olmayan şeylere daha fazla ayıracak vakti kalmamıştı ancak ofisine giden caddede gerçekleşen ufak çaplı bir kaza sebebiyle trafik vardı ve bu kaza onun genelde beş dakika süren yolculuğunu anında on beş dakikaya, yani yürüyerek gitmesine denk gelecek zamana çıkarmıştı. Sowoozoo Cafe'den sabah kahvesini alacak vakti yoktu ve en sonunda ofisine vardığında Yeji'nin masasında olmadığını ve iPad'i ile Bluetooth kulaklığının da onunla birlikte masadan ayrıldığını görmüştü, bir toplantıda olduğunun işaretiydi bu ve demekti ki Seokjin maillerini kontrol ederken o da etrafında boş boş konuşamazdı.
Masasına oturuduğunda neredeyse bir saat geç kalmıştı ve sinirden saçlarını kökünden yolmak üzereydi. Onun biricik kurtarıcı meleği -ve Yeji'yi asistanı olarak neden çok sevdiğinin net bir anımsatıcısı- bu defa masasının kenarına altına bir peçete ile yerleştirilmiş buzlu espresso şeklinde gelmişti yanında bir post-it not ile;
Seokjin-nim,
Kahve ısmarlama sırası bende! Çılgın ve yorucu olduğundan emin olduğum bir haftasonu üzerine sonuna kadar hak edilmiş bir kahve! Medya araştırmalarını merak etme; ben onlarla ilgilendim. Sabahın büyük bir kısmı boyunca toplantıda olacağım. Daha sonra görüşürüz! Yakışıklı damatla ilgili hikayeleri ve fotoğrafları hazır etmeyi unutma lütfen!
-Dünyadaki en mükemmel asistan
Notun kenarlarına minik, dağınık ve tatlı gülen yüz, gökkuşağı ve kalp çizimleri eklenmişti ve Seokjin ikinci çekmecesini açıp Yeji'nin genelde atmaya kıyamadığı tatlı notları ve sahte hatırlatmaları (Konu: ÖĞLE YEMEĞİ RANDEVUSU. Midnight Tech Hwang Yeji'nin bugün sizinle Sowoozoo'da yemek yemek istediğini bildirmek ister.) ile dolu dosyasını çıkardı. Kahve bir saattir orada duruyor olmalıydı, bardak son derece terlemiş ve altındaki peçeteyi sırılsıklam etmiş, Seokjin'in masasında küçük çaplı bir havuzun oluşmasına yol açmıştı. Ancak yine de Seokjin'in yüzünde geniş bir gülümsemenin açmasını sağlamıştı ve maillerini kontrol ederken bu kahveyi yudumlamaktan mutluluk duymuştu Seokjin.
Sabahının geri kalanını iş arkadaşlarına cevap vererek, gazetecilerden gelen telefonları yanıtlayarak, patronu ve ekip arkadaşlarını yoklayarak ve acı verici bir şekilde beklendiği üzere eski sevgilisinin ne yaptığını merak ederek geçirmişti. Üzerinde çalışması gerektiği şeyleri not alırken bir yandan da Jungkook'un Seul'deki oteline sağlam bir şekilde dönüp dönmediğini merak ediyordu. Ekip arkadaşlarından birinin kızının ilk kez kendi evine çıkmasıyla ilgili günlük bir konuşmayı dinlerken Jungkook'un bu sabah ev aramaya başlayıp başlamadığını merak ediyordu. CEO'larına başkasının ağzından yazılmış konuşmayı gönderdikten sonra Jungkook'un ne tür bir işe başvurmakla ilgilendiğine karar verip vermediğini merak etmişti. Ve tüm bu süreç içinde devamlı olarak merak ettiği şey Jungkook'un ona mesaj atıp atmayacağıydı.
Telefonundaki yeni bildirimleri sürekli kontrol etmesine yol açan içindeki aralıksız istek sebebiyle bilgisayarında ne yapmaya çalıştığını kim bilir kaçıncı kez unuttuktan sonra Seokjin biraz ara vermeye karar vermiş, başını iki yana sallayarak bunun eski erkek arkadaşı ile ilgili zihninde dönüp duran düşünceleri kovuşturmasını ummuştu.
Tam biraz rahatlama girişimi ile sandalyesinde geriye yaslanmaya başlamıştı ki Seokjin ofisinin camından Yeji'nin yaklaştığını gördü. Çığlık atıp hevesli bir şekilde el sallamış, iPad, bluetooth kulaklık ve neredeyse boş olan kendi espresso bardağını masasına bıraktıktan sonra Seokjin'in ofisine girip kapıyı arkasından kapatmıştı. Turuncu saçlarını yukarıdan iki kuyruk halinde bağlamış, düz bir bilek boy jean ve altına yüksek topuklu beyaz bot giymiş, üzerini ise siyah over-sized blazer ceketin altına beyaz bir baskılı tişört giyerek tamamlamıştı. Midnight Tech gündelik bir giyim tarzına sahipti ve Yeji bunu Seokjin'in ofisinin dışındaki koridoru podyum olarak kullanmak için bir teşvik gibi düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The City for US | JINKOOK (Çeviri)
Fiksi Penggemarorijinal hikaye ao3'te @jinggukpd tarafından yazılmıştır. Kim Seokjin'in hayatındaki en acı tecrübe, uzun zamandır birlikte olduğu erkek arkadaşını, onca seçenek arasından lanet olası bir şehre karşı kaybetmesiydi. O zamandan sonra, Kore'ye geri taş...