üç

5K 611 1K
                                    

İlk ders sonunda bitti ve zil çaldı. Zil çalar çalmaz Jeongin geldi sınıfa. Gerçekten üst kata nasıl bu kadar hızlı çıktı? Jeongin'in sınıfı bir alt katta.

Hemen ayaklanıp yanına gittim.

"Lan nasıl geldin buraya? Daha sınıftakiler çıkmadı bile."

"Şey... Dersten atıldımda..." Jeongin'in bu dediğiyle gözlerim büyümüştü. Bu çocuk çok akıllı, laf dinleyen ve uslu biriydi ne oldu da atıldı ki?

"Ne oldu?"

"Imm..."

"Jeongin çatlatma adamı söyle hadi."

"Sıranın altından pasta oyunu oynuyordum. Sonra hoca beni yakaladı." Hepsini tek nefeste söylemişti. Göz devirip konuşmaya başladım.

"Jeongin'im, bebeğim niye derste oyun oynuyorsun?"

"Ama hyung!! En sevmediğim dersti." Fizik.

"Off neyse boşver aşağı inmek ister misin?" Ben daha fazla üstelemeyince yüzünde rahatlama hissiyatı vardı. Onun bu tipine birazcık kıkırdakıktan sonra cevabımı bekledim.

"Hyung çıkmayalım ya. Gerizekalı müdür teneffüsü beş dakika yapmış. Merdivenlerden inerken zil çalar. Zaten senin sınıfında bok varmış gibi üçüncü katta." Deyip sırama doğru yürümeye başladı. Bende onun arkasından derince iç çekip yanına oturdum.

Sıralar ikili ama tek sandalye şeklinde ve benim yanım boş. Jeongin kalem kutumdaki kalemlerden birini çıkarıp avcunun içine bir şey yazıp benim elime de yazmak istedi.

"Ne yapıyor-" Sözümü bitirmeme izin vermeden kalemin ucunu elime değdirdi. İlk başta ne yaptığını çok umursamadım ve bir şeyler yapmasına izin verdim. O kadar çok odaklanmıştı ki dili dışarıdaydı.

"Bittii!! Çok tatlı oldu!" Elimi onun avcunun içinden çekip baktım ve gördüğüm şeyle gözlerim yine büyümüştü. Avcumun içinde " Hyunjin ❤️ Felix" yazıyordu. Tanrım...

"JEONGIN BU NE!!!"

"Yaa... Hyung beğenmedin mi? Seversin diye düşünmüştüm." İç çekip onun avcunun içine baktım. "Seungmin ❤️ Jeongin" yazıyordu. Aptal aşık gibi olmuşuz çıldıracağım.

Jeongin'le Seungmin bir kaç aydır sevgililer ve çok tatlışlar bazen onlara bakınca ağlayasım geliyor.

ÇÜNKÜ HYUNJIN'LE BÖYLE DEĞİLİZ!

Hem bu gün için çok heyecanlıyım!! Jisung'un -bizimkilerin- gözünün önünde Hyunjin'in yanına gideceğim. Umarım ters bir şey olmaz yoksa utançtan ölürüm...

Zil çalınca Jeongin ayaklandı.

"Neyse hyungum ben gideyim artık. SAKIN ELİNDEKİNİ SİLME!!" Onun bu dediğine "tch" diye bi ses çıkarıp başımı sağa sola salladım. O ise sırıtıp koşarak sınıftan çıktı. Jeongin gidince hoca gelesiye kadar deferime bir şeyler karaladım. Hoca gelince -nihayet- defterimi kapatıp ayağa kalktım. Hepimiz hocayı selamladıktan sonra derse başladık.

---

Sonunda saçma sapan dersler bitmiş ve spor salonuna doğru ilerlemeye başlamıştık.

Maçın başlamasına az vardı. Nereden bakarsan yedi dakika sonra başlayacaktı. Benim ise ellerim terliyor ve bacaklarım titriyordu. Çünkü az sonra Hyunjin'in yanına gideceğim.

Bir kaç dakika bizimkilerle oyalandıktan sonra beden hocası konuşmaya başladı. Ve takımları sahaya çıkardı. Herkes müdürün gelmesini beklerken Jisung beni dürttü.

"Hadi gitsene!!!"

"Nereye hyung?" Yutkunup Jeongin'e cevap verdim.

"Birazdan görürsün Jeong. Lütfen benimle dalga geçmeyin." Deyip tribünden inmeye başladım.

Bizim tribünün karşısında -sahada- takımlar duruyordu. Hyunjin en başta elinde top vardı. Takım arkadaşları da yanına sıralanmıştı. Arada beden hocası ve onun diğer yanında da karşı takım vardı. Onların yan tarafında, sahada ponpon kızlar tezahürat yapıp ellerindeki pufpuf süsleri sallayıp duruyorlardı.

Beyaz bir etek ve üst, üzerinde ise kırmızı ve siyah çizgiler vardı. Yavaş yavaş Hyunjin'e doğru yaklaşırken Nayeon elindeki süsünü sallayınca püskülleri gözüme girince tek gözüm kapalı ilerlemeye başladım ama kızların sesi daha yakından geliyordu. Gözümü araladığımda Nayeon ve Sakura'nın arasında olduğumu gördüm.

TANRIM YANLIŞLIKLA PONPON KIZLARIN ARASINDAYIM.

Onlar değişik değişik şeyler söylerken beden hocası konuşmaya başladı.

"Eh...hahah! Ponpon Kızlar'a Lee Felix'te dahil olmuş." Deyip eliyle ensesini kaşıdı. Kızlara baktığımda sanki ben yokmuşum gibi devam ediyorlardı. Tribünlerden kıkırtı sesleri geliyordu. Bizimkilere baktığımda Jisung gülmemek için kafasını Changbin'in kaslarına bastırıyordu.

Hyunjin'e baktığımda ise... O gülmüyordu. Sadece kafasını sağa indirip hafif tebessüm etmişti. Onun umut dolu bakışlarını görünce yutkundum ve yüzümü buruşturup Ponpon Kızlar'ın dansına dahil oldum. Nereden biliyorsan diye soranlar için Nayeon ile yakın arkadaşız ve o bu günkü -şu anda olduğumuz durum için- pratik yaparken bende onu izliyordum.

BUNU YAPTIĞIMA İNANABİLİYOR MUSUNUZ CİDDEN?!

Nayeon bana bakıp sırıtıp elindeki süslerden birini verip kulağıma fısıldadı.

"Felix süsü havaya at ve aradan çekil." Onu başımla onayladım. Nayeon'un eli belime değince havaya fırlatmam gerektiğini anladım ve diğer kızlarla birlikte havaya attım. Ve biraz kenara çekildim. Chaewon benim koluma girip soyunma odasının önüne getirdi. Arkamızdan diğer kızlarda gelmişti. Şu an içimden "Yer yarılsa da içine girsem." Diyordum ama nafile. Fazlasıyla rezil olmuştum 'fazlası' bile az geliyordu artık.

Kızlar benim hakkımda konuşurken soyunma odasına doğru gelen biri belirdi.

TANRIM BU O, HYUNJIN!!!

"Nayeon beni sakla çabuk!" Deyip onun arkasına geçmeye çalıştım ama nafile. Nayeon beni yanına çekip kolunu omzuma attı.

"Selam Hyunjin."

"Merhaba kızlar." Kızlara göz gezdirdikten sonra gözü beni buldu.

"Felix benimle gelir misin?"

"OLM-" Nayeon'un omzumu sıkması ile cevabımı değiştirdim.

"Tabii." Hyunjin gözleri kısılasıya kadar gülümsemişti. Tanrım bu kadar güzel olmak zorunda mısın...?

---

BEN BU BOLUMU NASİL YAZDİM ŞĞWBÜSNK

Umarim beklentinizi bosa cikarmamisimdir bu bolumu bile zar zor yazdim elimden geleni yaptim umarim ki sevmissinizdir

Birde bu bolum 700 kelimeyi gectii!!

Diger bolumde goruselim 💌

- Oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin lutfen<3 -

- Oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin lutfen<3 -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


MELEGİME BAKİN OF 😭🤏🏻

COKSEVİYORUM💗💗

ponpon kızlar, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin