Sinir:60 oy!!
Hyunjin geldiği için kapıyı açmıştım. Karşımda elinde bir tane poşet olan Hyunjin duruyordu. Gözlerim kısılasıya kadar gülümsedim. O da bana gülümseyince içeri geçmesi için kenara geçtim.
"Hoşgeldin." Dedim kapıyı kapatırken.
"Hoşbuldum Lixie."
Hyunjin'de içeri geçince beraber salona geçip oturduk. İlk başta çok azıcık çekinsemde sonra Hyunjin'in yanına oturdum. Bana bakıp gülümsedi ve kolunu omzuma attı. Bende onun elini tuttum öylece oturuyorduk.
"Hyung!" Jeongin'in sesi gelince kafamı merdivenlere doğru çevirdim. Merdivenlerden hızlı hızlı iniyordu. Bizi görünce yanımıza geldi ve pis pis sırıttı.
"Hoşgeldin Hyunjin hyung." Hyunjin'de başını hafif öne eğip gülümsedi.
"Bende dışarı çıkacaktım. Yalnızsınız yani sadece siz. Felix ve Hyunjin, yani siz, tek, yalnız. İstediğinizi yapabilirsiniz ama etrafı çok dağıtmayın ben toplamam. İstediğinizi yapın derken kastımı anlamışsınızd-" Çalan kapı ziliyle Jeongin'in söyledikleri yarım kalmıştı. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecektim ki koşarak kapıya gitti.
"A..hahah! Seungmin gelmiş gideyim ben. Bye bye hyunglarım!!" Ardından sadece kapı sesi geldi.
"Üff... Lütfen Jeongin'in dediklerine takılma. Konuşuyor işte." Deyip başımı onun omzuna yasladım. O da onaylayan mırıltılar çıkarıp kafasını saçıma yasladı.
"Hyunjin?"
"Hm?"
"Biliyor musun, hâlâ şaka gibi geliyor..." Dedim eliyle oynarken. O da yanağını kafama sürttü.
"Ne şaka gibi geliyor, bebeğim?" Bebeğim kelimesini duyunca kalbim teklemişti. O kadar hızlı atıyordu ki sanki göğüs kafeslerimi kırıp dışarı çıkacak gibiydi.
"Bizim birlikte olmamız." Dedim kafamı ona çevirirken gülümsedi ve dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Kalbim daha hızlı atıyordu ve sanki kalp krizi geçirecekmişim gibi hissediyordum.
"Lix, bunları düşünme artık. Bak yan yanayız anın tadını çıkaralım..." Son söylediğinden sonra bakışları yere indi ve konuşmaya devam etti.
"...az önce seni öptüm ama rahatsız olabileceğini düşünmemiştim. Özür diler-" Sözünü kesen şey benim dudaklarım olmuştu. Dudaklarımı onun dudaklarına bastırdım ve bir süre sonra geri çekildim.
"Saçmalama, Hyun. Biz sevgiliyiz artık. Beni öperken benden izin almana gerek yok. İstediğin zaman öpebilirsin beni. Ben rahatsız olmuyorum." Deyip kollarımı boynuna doladım.
"Teşekkür ederim... O zaman gel bakalım buraya Lixie!" Deyip beni koltuğa yatırdı ve yüzümün her tarafını öpmeye başladı.
Dolgun dudaklarıyla her bir kesimime buselerini konduruyordu. Bu biraz huylandırsada hoştu. Bir süre daha beni öptükten sonra üzerime yatıp bana sarıldı.
"Her çilini öpmek istemiştim..." Dedi mayışmış sesiyle.
"Bu anı ne kadar çok yaşamak istediğimi bilemezsin sevgilim."
"OHA BANA SEVGİLİM DEDİN!" Deyip üstümden kalktı ve dans etmeye başladı. Ben ise yerimde doğrulup onu gülerek izlemeye başlamıştım.
"Hyun sana bunu önceden de söylemiştim..." Dedim bıkkınca.
Anında hareketleri durdu ve anlamsız bakışlar attı bana.
"Hatırlıyorsan balo günü öpüştükten sonra demiştim ya canım, hm?" Dedim ayağa kalkarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ponpon kızlar, hyunlix
FanfictionLee Felix, okulun basketbol takımındaki herkesin göz bebeği olan Hwang Hyunjin'e bakayım derken yanlışlıkla kendini Ponpon Kızlar ekibinde bulur. - seungin, 2chan, minsung. - tamamlandı. by, samslixie.