Sinir: 60 oy!!
"Babaanne..."
"Babanne."
"Babaanne!" Jisung'un aniden seslenmesiyle babaanesi ondan ayrıldı ve tip tip bakmaya başladı.
"Ayol torunumuzu bile sevemiyoruz!" Deyip ellerini beline koydu ve içeri yürüdü.
O gidince ufak bir kahkaha attık.
"Jisung, hani bayram ya sizin diğer akrabalarda gelmesin?" Diye sordu Chan.
"Yok be! Bu evde sadece babaannem, dedem ve biz olacağız he birde bir kaç tane çalışan."
"Annenler ve diğerleri?" Diye sordu bu sefer Seungmin.
"Onlar yan taraftaki evde kalacaklar zaten babaannemlerde onlara gidecek sürekli. Rahatınıza bakın!" Deyip eve doğru yürümüştü. Bizde arkasından gidiyorduk.
Eve girince dedim ki... BU MU KÖY EVİ AMINA KOYAYIM!?
"Bu mu köy evi?" Hyunjin aklımı okumuşcasına kulağıma doğru fısıldamıştı. Bende kıkırdayıp Jisung'u takip ettim.
Ev 2 katlıydı belkide 3 saymadım. Büyüktü. Arka tarafında çiftlikimsi bir yer var böyle hayvanlar falan. Bu evin civarında bir kaç ev daha var ve sokakta top oynayan çocuklar...
"Evet isteyen istediğiyle bir odaya geçsin. Minho gel aşkım." Jisung, Minho'nun kolundan tuttu ve önümüzdeki odaya sürükledi.
Birisi beni çekiştirince bunun Hyunjin olduğunu anladım. Zaten ondan başka kim beni çekiştirebilirdi ki?
"Hyunjin, o oda çok uzakta." Dedim. Cidden de diğer odalardan daha uzaktı. Çünkü koridorun sonundaki odaya ilerliyorduk. Koridorda uzun bir şeydi zaten.
"Daha iyi." Deyip omzunun üzerinden bana baktı ve sırıttı. Gözlerimi büyüttüm ve onun beni çekiştirmesine izin verdim.
Odaya geldiğimizde kapıyı açtı ve benim geçmemi sağladı. Sonra kendisi içeri girdi ve etrafta bir şeyler aradı. Bende çantamı yatağın yanına bırakıp yatağa doğru ilerleyip oturdum.
Komodinin üzerindeki anahtarı alıp kapıya ilerlediğinde kaşlarımı havaya kaldırdım.
"Napıyorsun?" Sesim çatallı ve kısık çıkmıştı.
"Bizi rahatsız etmesinler." Deyip kapıyı 2 kez kilitledi sonra da anahtarı bırakıp yatağa geldi. Üzerime doğru eğilince o anın büyüsüne kapılmıştım. Saçları yüzüne doğru düşmüştü, dudakları dolgun ve kırmızıydı, gözlerini gözlerime sabitlemişti.
"Seni öpebilir miyim?" Dudaklarıma bakarken sormuştu. O anın büyüsüne kapıldığım gibi kafamı olumlu anlamda sallamıştım.
Göğsümden beni itip sırtımın yatakla buluşmasına sebep oldu. Ellerini iki tarafıma koyup yüzüne doğru eğildi ve dudaklarıma öpücük kondurup fısıldadı.
"Durmamı istersen duracağım." Deyip burnunu yanağıma sürttü. Titrekçe kafamı olumlu anlamda salladım.
Dudaklarımı kendi dudaklarıyla örtmüştü. O benim alt dudağımı emerken bende onun üst dudağını çekiştiriyordum. Onun dudakları ne zaman benim dudaklarımla buluşsa kendimi bulutların üzerinde hissediyordum. Şu anda öyle oluyordu.
Kollarımı boynuna sarıp ense kısmındaki saçlarını okşamaya başladım.
Alt dudağımı hiç nazik olmayacak bir şekilde ısırdığında dudaklarının içinde doğru inledim. Bunu fırsat bilip dilini dudağımın iç kısmında gezdirdi. Bende dilimi onun diline değdirince dilini ağzıma soktu ve dillerimizi buluşturdu.
Odanın içi; ıslak sesler, bizim burnumuzdan soluduğumuz nefesler ve mırıldanmalarımızla doluyordu.
Bir süre daha öpüşünce nefessiz kaldığımız için dudaklarını ayırdı ve dudaklarımı yaladı.
"Mükemmelsin, dayanamıyorum..." Deyip tekrar dudaklarımızı açlıkla buluşturdu. Onu kabul ettim ve bu sefer alt dudağını, dişleyip emmeye başladım.
O benim yüzüme doğru eğildikçe alt taraflarımız birbirine sürtüyordu. Bu benim daha da yükselmemi sağlarken Hyunjin üst dudağımı ısırıp dudaklarımı bıraktı ve boynuma yöneldi.
Islak dudaklarını boynuma bastırırken benim tek yaptığım kısık kısık nefeslemek ve saçlarını okşamak oluyordu.
Bir süre sonra boynumu öpmek yerine emmeye başlamıştı. Emindim ki orada izler kalacaktı...
Yüzünü boynumdan ayırdı ve tişörtümü bir çırpıda çıkardı. Daha da üzerime çıkıp tekrar boynuma eğildi. Boynumda dilini gezdirirken konuştu.
"Buraya sadece ben iz bırakacağım..." Deyip sağ köprücük kemiğimi öptü.
"Yalnızca buraya değil, sana sadece ben dokunabileceğim." Deyip yüzüme baktı ve gülümsedi ben ise ona köpüş bakışlarımı atıyordum.
"Öyle bakma, öperim yoksa." Deyip dudağıma öpücük kondurdu.
"Öp..." Kısıkça fısıldamıştım. Onun dolgun dudaklarının bana bahşettiği öpücükler paha biçilemezdi.
Gülümseyip dudaklarını, dudaklarımla buluşturdu. Bu sefer daha nazik öpüyordu. Bende yavaşça ona karşılık veriyordum. Arada dudağımı açıp kapatıyordum ve başımı yana eğip öpüşmemizi derinleştirdim.
Hyunjin'in eli üst vücudumda geziniyordu. O bedenimi okşarken bende bacaklarımı onun beline doladım.
Mırıldanıp elini bedenimden çekti ve belime yerleştirip posizyon değiştirdi.
Yatak başlığına yaslanıp beni kucağına aldı. Kollarımı ona daha sıkı dolayıp onu kendime çektim. Dudaklarımızı ayırıp nefeslendik sonra ben dudaklarımı onun boynuna götürdüm ve onun bana yaptığı gibi tişörtünün açık kısmından tenini öpmeye, yalamaya başladım.
Bunu yaparken sürekli kucağında yükselip, alçalıyordum.
"Fe-Felix..."
"Hm~?" Diye mırıldandım boynunu öpmeye devam ederken.
"Çok kıpırdama." Demişti hızlıca. Ben ise bir kaç dakika neden böyle dediğini düşünmüştüm. Sebebi aklıma gelince gözlerimi büyüttüm ve kucağında put gibi durup onu öpmeye devam ettim.
Ta ki odanın kapısını zorlayan Jisung'un sesi odaya dolana kadar.
"Lan gelin yemek yiyeceğiz!"
"Tamam, geliyoruz!" Diye seslendi, Hyunjin. Sonra bana dönüp dudaklarıma doğru fısıldadı.
"Ben yemeğimi yedim ama doymadım sanırım..."
---
Sızın ıcın ufak smut gıbı bısey yaptım 🤸🏻♂️
Umarım guzel yazmısımdır cunku cok utanıyorum...
arkadaslar keko fıcı yazdım ona da bı bakar mısıınııızzz
fotosunu koyım suraya
LUTFEN BI BAKIVERINN
Ben gıdıyorum optum baı 💋
- Oy vermeyı ve yorum yapmayı unutmayın -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ponpon kızlar, hyunlix
FanfictionLee Felix, okulun basketbol takımındaki herkesin göz bebeği olan Hwang Hyunjin'e bakayım derken yanlışlıkla kendini Ponpon Kızlar ekibinde bulur. - seungin, 2chan, minsung. - tamamlandı. by, samslixie.