Kaderini Belirlemelisin

93 11 4
                                    

ROMAN
Makinadan gelen seslerin ve doktorlarla hemşirelerin koşturmalarını ardından bir makinayla ona şok vermelerini öylece izledim. Sadece izledim çünkü yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Onca gücüm var ve öylece onun durmuş kalbinin makinadan çıkan sesini dinleyip ona şok uygulanmasını izliyorum. Ben bir dilek yıldızıyım aynı zamanda bir şifacıyım da ve gücüm aşk , ölüm ve yaşam haricinde her türlü şeyi yapabilirken şu an hiçbir şey yapamıyorum! Eğer sevdiğini koruyamayıp başına bir şey geldiğinde kurtaramayacaksan bunca gücün ne anlamı var ki? Kararımı verdim.
Eğer Emily'nin kalbi tekrar atmazsa ben yıldız halime dönmeyeceğim ve güçlerimi iade edip insan olacağım.

ALEX
Duran bir kalbin makinadan çığlık gibi gelen sesi,bu lanet rahatsız edici,her canlının tüylerini ürperten ses Emily'nin durmuş kalbinin sesi.
Bu bir şaka olmalı yada bir kabus.
Birde içimdeki o boşluk o garip acı verici his. Bunu daha önce yaşamıştım ama bu kadar yoğun değildi. Çığlık atmak,isyan etmek bir şeyleri kırıp dökmek istiyorum. Kafam şu an yerde sanki ona bakarsam ölecekmiş gibi bir his var içimde ve keşke hayatı buna bağlı olsa o zaman asla kafamı kaldırmazdım.

EMİLY
Her yer karardıktan sonra beyaz bir ışıkla doldu.
Işığa dayanamayıp gözümü kapattım zamanla ışık azalıp gözümü açabileceğim bir seviyeye geldi gözlerimi açtım.
Karşımda oldukça yakışıklı bir erkek durmaktaydı ve bana gülümsüyordu gözlerine baktığımdaysa o masmavi aynı zamanda oldukça parlak gözlerin de takılı kaldım.
Lanet olsun kesin öldüm!
"Cık cık cık çok ayıp sövmek yok!"
Dudaklarını büzerek çıkardığı sesten sonra kaşlarını çatıp beni uyardı ama hala daha gülümsüyordu.
"Koruyucu meleğin olarak şunu söylemeliyim ki seni korumak çok zor sürekli başını derde sokuyorsun ve ölmedin tatlım sadece ölmekle yaşamak arasındaki o çizgidesin ve ben seninle kaderini bekleyeceğim. Tabi onu değiştirmek istemezsen ;)"

ROMAN
Makinadan çıkan ses bir kaç saniye önce verilen şoktan sonra normale döndü artık kalbi atıyordu! Şükürler olsun dualarım sonunda kabul oldu. Ardından doktor odadan çıktı.
"Kalbi bir kaç dakikalığına durdu.
Onu geri döndürdük ama ne yazıkki hala daha kritik bir durumda üstelik bir kaç dakikalığına kalbin durmasından dolayı bazı komplikasyonlar olabilir."
Alex benden önce atılıp doktorun yakasını tutup ardından kaldırıp bağırdı.
"Ne demek bazı komplikasyonlar olabilir?!"
"Şimdi bunları düşünmeye gerek yok bazı testler yapıp size haber vereceğiz."
Roman,
"Lanet olsun! Tamam sakin olmalı ve beklemeliyiz."
"Haklısın Roman zaten yapabileceğimiz bir şeyde yok."
Bunu dedikten sonra Roman'a baktığımda gözleri kızarmış ve şişmişti sanki benden dayak yemiş hali gibiydi.
"Sağol be! Duyuyorum düşüncelerini yani!"
"Hahaha unuttum biran ama ne yapayım insanlarla vakit geçire geçire senide insan sandım. Üstelik aynı onlar gibisin artık bir dilek yıldızı gibi duygusuz davranamıyorsun!"
"Çünkü ondan hoşlanıyorum lanet olası!"
"Bunu biliyorum! Bana yumruk attığında bağırarak söylemiş oldun!"
Roman sinirle üstüme doğru yürürken doktor geldi ve Roman durup benimle ona doğru yürümeye başladı.
"testler çıktı. Hastamızda hiç bir komplikasyon oluşmamıştır."
"Tanrım! Şükürler olsun teşekkür ederiz."
Roman kahkaha atıp doktora sıkıca sarıldı. "Teşekkür ederiz çok ama çok teşekkür ederiz."
Doktor gülümseyip ondan ayrıldı ve konuşmaya başladı.
"Yalnız hastamızın ailesine ulaşamadık siz haber verebilirmisiniz?"
ikimizde başımızı salladık. Sonra Roman'a dönüp sordum.
"Tamam dedik ama ailesinin numarası veya adresini biliyormusun?"
"Bilmiyorum ama Emily'nin evini biliyorum yapmam gereken tek şey evinin kapısına not yapıştırmak.
Ailesi bir müddet sonra merak edip evine gittiğinde haberleri olur böylece."

EMİLY
"Ne demek kaderimi değiştirmek istersem? Yani ölmek zorunda değilmiyim?"
Sorduğum soruya küçük bir kahkaha attı. "Hayır elbette ölmek zorundasın ama daha zamanın gelmedi bu yüzden araftasın kaderini değiştirebilirsin,istersen zamanın gelmeden ölebilir veya uyanır,gelene kadar hayatını yaşarsın."
"Tamam. Peki nasıl değiştireceğiz?"
"Bu tamamen sana kalmış ben sadece senin rehberin olacağım."
"Beni burda tutan şey ne?"
"Sensin."
"Ben miyim? Ama nasıl? Bu mümkün değil!"
"Burda kalmak istiyorsun çünkü duygularınla,kendinle yüzleşmek istemiyorsun."
"Ben burda kalmak istemiyorumki.
Hem ne duyguları?"
Bana içten bir şekilde gülümsedi.
"İnkar etme ne duygularını nede burda kalmak istediğini. Sen daha anne karnında ruhun üflendiğinden beri benimlesin. Derinlerinde burda kalmak isteğin var çünkü aynı anda 2 erkekten hoşlanıyorsun ve onlar birbirine düşman."
İç çektim çünkü haklıydı hemde çok haklıydı. Düşününce burda kalmak benim için ruhen bir tatil gibiydi.
Belkide bir müddet burda kalabilirdim.
Meleğin suratı düştü ve kaşları çatıldı.
"Hayır asla bunu tatil olarak düşünme burda kaldığın sürece uyanma ihtimalin azalıyor. Bir an önce duyguların,isteklerin ve bütün sorunlarınla yüzleşmeli bir çözüm bulmalısın ona göre bende Azraili çağırmalı veya çağırmamalıyım."
Azrailin ismini duyunca tüylerim ürperdi hızla kafamı sağa sola salladım.
"Hayır hayır hiç gerek yok! Sadece ne yapmam gerektiğini söyle!"
"Artık bir seçim yapmalısın,sorunlarını tespit edip çözüm bulmalısın ve son olarakta geçmişinle yüzleşmeli ve affetmelisin. Bunlardan birini dahi tamamlayamazsan uyanamazsın bende Azrail'i çağırırım ve ruhunu alır."

Dilek Yıldızı (Wattys2015)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin