Şarkıyı dinleyin lütfen ve sonuna kadar hikayenin bittikçe başa sarın emin olun böyle daha içinde olacaksınız... Ve resme bakın size ipucu! ;)
Emily
Bembeyaz bir yerdeydim ses yoktu sonsuz beyazlıktan ve karşımdaki bir adamın karaltısından başka hiçbirşey yoktu. Bembeyaz sonsuz bir boşlukta kim olduğunu bilmediğim bir kişi ile birkikteydim.
Seslendim acaba kimdi? ''Hey! Kimsin?'' Kahkaha sesi duydum bu ses çok tanıdıktı ama olamazdı! Olamazdı değilmi? Bu gülüşü asla unutmazdım unutamazdım... Kalbim deli gibi çarpmaya,avuç içlerim terlemeye başladı... Heyecandan titreyen sesimle tekrar seslendim bir yandan ona doğru koşuyordum. Bedenim istiyordu beni kendine çekiyordu.
Bu his çok ama çok tanıdıktı ama yinede emin olmalıydım çünkü beyazlıktan başka bir şeyin olmadığı sonsuz bir yerdeydim, yalnız ve sabunmasızdım.
''Hey! Sana dedim kimsin?'' Tekrar gülme sesi duydum. Ardından o mükemmel,özleminden yandığım sesi duydum. Yanılmamıştım oydu!
''Ne çabuk unuttun beni aşkım?'' Gülümsedim ve hıçkırarak ağladım.
Oydu! Ateş'ti! Büyük ihtimalle ölmüş veya ölmek üzereydim ama bu defa hemen dönmeye niyetim yoktu kim bilir belki dönmezdim de.... Sesim titreyerek ve kekeleyerek konuştum. ''Ateş? Sen-senmisin?'' Tekrar güldü eğer ölmüşsem bu sefer tekrar yaşamak istemiyordum... ''Seni bekliyorum hadi gel! Gel bana aşkım,gel bana meleğim,gel bana nefesimm...'' Tekrar hıçkırdım elimi kalbime koydum ardından boğazıma nefes almakta zorlanıyordum. Bütün vücudum onsuzluğun acısını bütün gücüyle benden çıkarıyordu kalbim son hızda atıyor, karnım yoğun bir şekilde kramp giriyor ve bacaklarım her adımda acı çekiyordu ama bunların hiç biri onu görme isteğimi yenemezdi o yüzden koşmaya devam ettim. ''Geliyorum aşkım geliyorum Ateş'im!''
Elif(Annesi Türk(Dip not okuyucum annemin ismide :D)
Kızımın uyurken saçlarını okşuyordum. Onu öperken kokusunu içime çektim cennetimin kokusunu ardından uyandırmamak için geri çekildim. Bütün bunları öğrenmeden önce olanları düşündüm. Onu arayınca açmadıydı telefonunu bu bir ilkti endişelenip evine gittim ardından o yazıyı gördüm.
Bir annenin korkulu rüyasını yaşayacağımdan habersiz bir şekilde ona kızmak için gittiğim bu yol benim neredeyse sonum olacaktı. Beni yıkan,paramparça eden o acı kapıya yapıştırılmış not defterindeki yazıydı.
''Ben kızınızın arkadaşıyım parkın yakınındaki marketten su almak için giderken araba çarptı. Durumu kritik acele hastaneye gelin **** Hastanesi.''
Yazıyı okuduktan sonra ilk Emily'nin salak arkadaşlarından birinin şaka yaptığını düşündüm reddettim çünkü kızım dikkatliydi bu neredeyse imkansızdı ama sonra şaka olmadığını kabullendim çünkü kızım benim aramama en fazla yarım saat sonra cevap verirdi ki bu bile nadiren olurdu gerçek yüzüme vurduğunda nefes alamadığımı hissettim dizlerimin üstüne çöktüm,kalbimi ararda bıçaklıyorlar,sanki sinir uçlarım yanıyor gibi hissediyordum ve şuan yapabildiğim tek şey ağlamaktı,ağladıkça ağladım öyleki nefes almadan ağladığımdan dolayı elim boğazıma gitti nefesimi düzene sokmaya çalıştım bana ihtiyacı olabilirdi güçlü olmalıydım biraz sakinleştikten sonra kocamı arayıp herşeyi izah ettim. Bu oldukça zor olmuştu aşık olduğum,hayatımı paylaşıp ikimizden bir parça olan çocuğumuzun başına gelenleri anlatmak oldukça acı vericiydi herşeyi anlattığımda onun ilk defa ağladığını duydum hıçkıra hıçkıra ağlıyordu bende öyle. İkimiz sakinleştik ve beni aldıktan sonra birlikte hastaneye gittik. Sonrası malum... Allah'ıma şükürler olsunki şuan yanımdaydı. ''Bana özel cennetim... Canım kızım... Avcunun içini öptüm ve ardından makinadan sesler gelemeye başladı bu kalbinin tekrar durduğunun sesiydi! Elini dudağımdan çekip hızlıca avcumun içine aldım. Onu bırakmayacaktım! Kafam karışmıştı neden?! Bu olmamalıydı!!! Elini bıraktım ve telaşla hemşireyi çağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilek Yıldızı (Wattys2015)
FantasyHerkes aslında mutlu olmam gerektiğini söylüyordu içten içe haklı olduklarını biliyordum ama yinede mutlu olamıyordum bir gün son defa diyerek dilek yıldızım'dan tekrar dilek diledim ve bütün hayatım bir anda değişti. Hemde asla düşünmediğim kadar...