"Bedenim tüm kirlerden arınsın istedim ama benim ruhum kirlenmişti."
Çalan kapının sesiyle gözlerimi açtım. Dün gece kitap okuyarak uyuya kaldığım için çok az uyumuştum. O güzel uykumdan yeni uyandım ama asıl kabusum şimdi başlayacaktı. Üvey babam. Korkulu rüyam da diyebilirim.
"Gel." Dededim esneyerek.
"Günaydın güzel kızım."
Onu görünce bile midem bulanıyordu.
"İki gün önce olanları ne çabuk unuttun. Şimdi mi aklına geldi kızın olduğum."
Onu gördüğüm an gözlerim dolmuştu zaten ama ağlamamak için direniyordum.
"Kapa çeneni." Dedi dişlerinin arasından.
"Anen duyucak"
İki yıl boyunca onalrla kalmıştım. Annem babam onu terk etti diye sürekli beni suçluyordu. Ben ise sadece susuyordum. İki ay sonra başka bir adam ile evlendi. İlk aylarda iyi davranıyordu bana karşı. Ama sonrasında bana karşı olan davranışlarının gereksiz derecede ileri gittiğini fark ettim. Anneme defalarca anlatmaya çalıştım. Ama bir kere bile dinlemedi beni.
"Duyarsa duysun. Umurumda değil anladın mı? SENİN GİBİ BİR OROSPU ÇOCUĞU İLE AYNI ÇATI ALTINDA YAŞAMAKTAN BIKTIM! HER GECE BANA DOKUNACAK MI BİR DAHA KORKUSUYLA BEN UYUYAMIYORUM, SEN DEĞİL. ANLADIN MI BENİ?"
Yüzme İnen sert tokatın sesi odamda yankılanırken kanayan dudağımı, avucumun içinde sıktığım beyaz kazağımla temizledim. Annem hangi ara uykusundan uyanıp odama gelmişti fark etmemiştim. Ama o bana tokat atacak kadar az şey fark edip, çok şey duymuştu galiba.
"Bu kız ölümden başka hiçbirşeyi hak etmiyor." Dedi bir ses.
Gözlerimden akan yaşlara aldırmadan kahkaha attım. Oysa içimden sadece ağlamak geçiyordu.
"SADECE BİR SAATİN VAR. DUYDUN MU BENİ? BİR SAAT İÇİNDE TERK ET BU EVİ!"
Gözyaşlarımı tekrar elimin tersiyle sildim. Ardından herkese soğuk bir bakış atıp hızla giyinme odama girdim. Siyah bir pantolon ve kırmızı kısa bir kazak alıp banyoya geçtim. Sağımda duran aynaya baktığımda tanıyamadığım bir yüzle göz göze geldim. Bu benim yüzümdü. Haftalarca bakmaktan korktuğum, morarmış gözlerim, çatlamış dudaklarım ve aylardır taranmamış gibi gözüken sarı saçlarım.
Duşun altında uzunca bir süre bekledim. Bedenimi soyarcasına lifledim. Bedenim tüm kirlerden arınsın istedim ama benim ruhum kirlenmişti.
Üzerimi giyindikten sonra duştan çıkıp, odaya son kez göz gezdirdim. Ardından telefonumu alıp çıktım. Alt kata indiğimde ortalıkta kimse yoktu. Umursamadan kapıyı açıp kendimi dışarı attım.
Bu evde yaşadığımdan daha kötü şeyler yaşamayacağıma emindim ama içime kapıdan çıktığım andan beri, bir sıkıntı girdi sanki...
Kitabın başı böyle olabilir ama devamı çok farklı emin olabilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN 6. RENGİ
General FictionAğlamamak için tek kelime bile etmeden, Yalçın'ın indirdiği camdan, dışarıyı izlemeye başladım. Ağzımı açsam, hıçkıra hıçkıra ağlayacağımı bildiğim için susmayı tercih etmiştim. Onlar kendi aralarında, bağırıp çağırıyorlardı ama benim kulağım hiçbi...