BÖLÜM 8

19 3 0
                                    

TANIYOR GİBİYİM...

Zehra bir o mağazaya giriyor bir bu mağazaya giriyor ve çıkmak bilmiyordu. Kendimi annesinin yanında gelen çocuklar gibi hissediyordum. Zehra kendini kaybetmiş gibi alışveriş yapıyordu. Tabi bende birkaç parça almıştım. Birden telefonum çalmıştı. Kerem arıyor. Telefonumu açtım.

"Alo efendim Kerem?" Dedim. Merak ediyordum bu sefer neden arıyordu?

"Gökçe çok kalabalık ortamlara girmeseniz mi?" Diye sordu düz bir şekilde.

"Kerem çok kalabalık değil ki burası. Ayrıca korumaları hiç görmedim ben nerdeler?" Dedim. Sağıma baktım soluma baktım ama korumaya benzer bir tip asla görmedim.

"Gökçe ben yanına geliyorum şimdi. Böyle kalabalık ortamlara giderken bana söyle bende geleyim yoksa hiç gitme." Dedi tüm soğukkanlılığıyla. Sesini biraz daha yükseltiyordu. Gelmemesi gerekiyor. Dünden sonra yüzünü görmeye pek hazır değildim.

"Gelme gelme! Biz zaten şimdi çıkıyoruz." Dedim heycanlı bir şekilde. Burnumu kaşıdım. Gelmemesi için herşeyi yapardım.

"Tamam sizi izliyor olucam. Eğer beş dakika içinde çıkmazsanız geliyorum." Dedi uyarıcı bir ses tonuyla.

"Ay Kerem ne takıksın beş dakikalara. Hep bir tehdit hep bir beş dakika!" Dedim sitemle. Sesim biraz yüksek çıkmış olabilirdi.

"Gökçe!" Diye bağırdı ve devam etti. "Ben seni korumak için konuşuyorum yoksa keyfimden asla böyle şeyler yapmam! İstanbul'da istediğin gibi alışveriş yaparsın ama burası bilmediğim bir yer." Dedi bağırışları telefonumu titretiyordu. Bir süre sustuktan sonra "Çabuk oluyorsun beş dakikan var!" Diye ekleyip yüzüme telefonu kapattı. Ben yüzüne kapatınca olay çıkarıyor ama kendisi yapabiliyor? Ben mesela sevmediğim bir şeyi başkalarına yapmam.

Peki Zehra'yı nasıl çıkaracaktım? Zehra'ya hadi gel desem tamam der ve biraz daha dolanıp çıkar. 5 dakika içerisinde hayatta çıkmazdı. Bir yalan bulmalı ve onu çıkarmalıydım. Zehra'nın yanına emin adımlarla gittim. Sağıma soluma bakındım takım elbiseli biri var mı diye. Göremedim. Koskoca alışveriş merkezinde bize ne kadar yakın olabilirlerdi? Bizi nerden buluyorlar ve görüyorlardı? Hiç mi kaybetmiyorlardı? Ben Zehra'yı bile kaybediyorumdum bazen.

"Zehra hadi çıkalım" dedim. Zehra bana baktı güldü ve elindeki sweatshirtü uzatarak konuşmaya başladı.

"Çok güzel değil mi alıcam galiba" diyip sonra başka bir sweatshirte gidiyor "Bu da olabilir. Sence?" Diyip durmaya başladığına göre anlaşılan yine aynı şeyleri yapacaktı. Yine devam edicekti alışverişe.

"Zehra tam olarak dört dakika içinde burdan çıkmamız lazım." Dedim. Tehlikedeymişiz gibi söyledim. Bir anda durdu ve yüzü ciddileşti.

"Neden ki?" Diye sordu endişeli gözlerle

"Çünkü.." dedim kısık bir sesle. Son anda aklıma bir şey geldi. "Baban beni aradı ve beş dakikanız var hemen aşağı dedi" dedim burnumu kaşıyarak. O an aklıma başka bir şey kalmadığı için babasını ortaya attım. Üzgünüm Zehracım ama bunu bizim için yapman lazım. Şimdi Kerem'in saçma davranışlarını çekemem. Zehra'nın babası çok sert bir adamdır ve bir dediğini asla ikiletmez. Zehra da asla babasının sözünden çıkmaz. Bir o kadar da birbirlerine bağlıdırlar. Çok güzel baba kız ilişkileri vardı. Biz bile babamla bu kadar yakın değildik. Zehra babasının sözünden asla çıkmazdı. Bunu kullanmıştım bende.

Zehra'nın gözleri fal taşı gibi açılmış bana bakıyordu. Hemen elindekileri bırakıp benim elimden tuttu ve aşağıya doğru indik. En sonunda dışarıya çıkmıştık. Zehra etrafına bakındı.

KALP İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin