ÇEKİM KUVVETİ
"Bayıldım anne bu ne? Nerden aldın bunu? Hangi ara aldın?" Diye sarıldım kollarına.
"Ben almadım ki Gökçe'm." Dedi. Bir anda durup annemin gözlerine baktım. Erhan abi almasın lütfen!
"Kim aldı peki?" Dedim. Bu güzel elbiseyi annemden başkası alırsa giymek istemezdim. O yüzden yazık olurdu.
"Kerem almış. Bana da almış, Erhan'a da almış ve nikah şekeri de almış. Nikahta sadece aileden bir kaç kişiyi çağırma kararı aldık. Düğün yaptığımız zaman herkes gelir nasıl olsa. Düğünü de tahminen 5 gün sonra falan yaparız." Dedi. Herşey ne kadar da hızlı oluyordu. Bir dakika şuan konumuz Kerem. Nasıl yaptı bu kadar hızlı hepsini. Ki o da bugün benle geldi. Nasıl halletti bunların hepsini? Bak şimdi işlerin rengi değişti. Kerem almışsa giyerdim bu güzel elbiseyi.
"Kerem mi aldı yani?" Dedim şaşkın gözlerle anneme baktım.
"Evet Kerem aldı. Hadi git giyin gel bakalım nasıl olacaksın." Dedi.
"Şuan değil anne ya yorgunum gidip biraz uyusam iyi olcak." Dedim. Sabah çok koşturmalı oldu.
"Saçmalama kızım 12 de uyandın yalnızca 4 saattir ayaktasın." Dedi. Evet çok doğruydu. Bu kadın hep mi haklı olur?
"Ama anne halim yok uyumayayim ama uzanayim?" Dedim şirinlik yaparak.
"Tamam hadi çık hadi!" Dedi.
Yukarı odama çıkıp aynanın karşısına geçtim. Elimdeki elbiseyi üzerime tuttum. Bu kadar güzel bir elbiseyi hakkıyla taşıyabilecek miyim? Taşırım tabi ne olmuş. Ama elbisenin saf beyazlığı çok naif duruyordu. Elbiseyi hemen dolabımdan çıkardığım askıya taktım ve kapının üzerine astım. Yatağıma oturup bir de uzaktan baktım elbiseme. Aklıma Kerem'e bunun için teşekkür etmediğim geldi. Telefonumu elime alıp Kerem'e yazdım.
"Elbise çok güzel teşekkür.." hayır ya böyle yazmamalıyım. " Hediyeni gördüm niye yaptın böyle bir şey.." hayır bunu da yazmamalıyım.
"Nikah için birçok şeyi halletmişsin.
Keşke bana da söyleseydin beraber
hallederdik. Yine de herşey için
teşekkürler."Yazmıştım sonunda karar vererek. Biz nikah için giderken ben iki gün sonraya verebileceklerini hiç sanmıyordum ama Kerem bey buna çok emindi galiba. Baksana bir sürü hazırlık yapmış. Kerem'den mesaj gelmesini bekledim.
Tam tamına 53 dakika geçti ve hala Kerem yazmadı. Küçük bir kızın rahatlığı vardı üzerimde sanki. Babası her şeyi hallediyor kızı en son gelip o güzel şeylerin üstüne konuyor. Ya bir dakika! Zehra! Ona haber vermedim. Beni çok pis dövecek!
"Zehracımmm."
Çok geçmeden zehradan mesaj geldi.
"Efendim bebeğim."
"Perşembe günü 14.30 da nikahımız
var. Bugün Kerem'le gün almaya
gittik. Hemen sana haber
vereyim dedim."Yazdım ve telefondan gelecek mesajı beklemeye başladım. Hayır arama gelmişti. Gelmesin arama yaz bari Zehra! Şimdi sen bana bağıracaksın ama!
"Alo" dedim tüm şirinliğimi kullanmaya çalışarak.
"Nasıl yani? Perşembe mi ? Nikah perşembe mi?" Dedi tek nefeste.
"Evet de bir nefes al. Kerem'le daha yeni geldik sayılır bir, iki saat falan oldu." Dedim gülümseyerek.
"Ve bana şimdi haber veriyorsun?" Dedi bağırtısı tüm odama yayılırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP İZİ
Storie d'amore"O zaman niye bana hep bir mesafen vardı?" Dedim. "Seni kendimden korumak için." Dedi. Bende ellerimi yüzüne koydum. Saçlarında gezindirdim parmaklarımı. "Benden kendini uzak tutarak beni daha çok yıprattığının farkında değil misin?" Dedim. Kulağım...