BÖLÜM 16

24 2 0
                                    

MARAŞ DEPREMİ :(

16 Şubat.

Sabah ezanı okunduğunda gözümü açtım. Abdestimi alıp namazımı kıldım. Telefonuma çok bildirim gelmişti. Bildirimleri açıp teker teker okudum ve kalbim sıkıştı. Gözümden yaşlar gelmeye başladı. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Çünkü KAHRAMANMARAŞ'TA 7.7 büyüklüğünde deprem olmuş ve 10 ili etkilemişti. Haberlere baktım. Durum çok kötüydü. Gözlerime inanamadım. Ağlama sesim git gide artıyordu. Durduramıyordum kendimi. Elim ayağım titriyordu. Napacağımı bilmiyordum. Odamın kapısı hızla açıldı.

"Kerem. Kerem... Deprem olmuş. Çok büyük deprem. Beni hemen götür yalvarırım. Yardım et Kerem." Diyip ağlıyordum. Ağlamam öyle güçlü çıkıyordu ki şimdi duvarlar yıkılabilirdi. Sesim titriyordu. Nefes alamıyordum. Kerem gözlerini kısıp bana baktı. Telefonunu çıkarıp biraz araştırma yaptığını anladım. Sonra yatağımın ucuna oturdu ve bana sımsıkı sarıldı. Ağlamalarım kesilmiyordu. Kendimi durduramıyordum. Elim ayağım titriyor, gözlerimden yaşlar eksik olmuyordu. Kerem'in göğüsüne yaslanmıştım. Tüm enerjim çekilmişti.

"Sakin ol ve hazırlan. Gidicez tamam mı ağlama! soğukkanlı olmak çok önemli bu gibi durumlarda." Dedi yüzümü elleri arasına aldı. Gözyaşlarımı sildi. Alnıma bir öpücük kondurdu. "Anneni ara, arkadaşlarını, tanıdıklarını ara konuş hepsiyle. Nerdelermiş öğren. Korkma. Ve bir an önce hazırlan." Dedi yanımdan kalktığında. Ellerim titreyerek telefonumu aldım elime. Gözyaşlarım kendini bırakalı çok olmuştu. Korkuyordum. Bir telefonuma bir Kerem'e baktım. Odadan çıkarken "Gökçe hızlı ol." Dedi ve kapıyı kapattı.

Annemi aradım. Açmadı. Kalbime ağrı girdi. Durmuş muydu yoksa? Allah'ım sen yardım et. Bir daha aradım. En sonunda açtı.

"Anne anne? Nerdesin? Deprem..." Dedim, daha fazla konuşmıyordum.

"Merak etme kızım korkma. Dışardayız. Ateş yaktık. Nolur endişelenme. Evin içine girmiyoruz. Ev yıkılmadı ama burası cehennem gibi. Erhan abin, Tolga ve Erva'yla dışarda oturuyoruz. Korkma güzel kızım vallahi iyiyiz. Ev yıkılmadı ama giremiyoruz."

"Girmeyin annem nolur. Artçilar devam eder. Sakın sakın girmeyin. Nolur annem ben gelene kadar kendinize çok iyi bakın."

Zehra'yı aradım. Hemen açtı.

"Gökçe dışardayız korkma. Evim.. evimiz yıkıldı. Gecekondu zaten. Çok şükür bize bir şey olmadı. Korkma." Dedi korkmuş ve ağlamaklı bir sesle. Bende ağladım. Karşılıklı bir şey demeden biraz ağladık. Onun ağlama sesleri benim ağlama seslerime karışıyordu.

"Bak geliyoruz. Korkmayın tamam mı? Annemlerin yanına gidin. Sizi çok seviyorum." Dedim. Kerem kapıyı açtı.

"Daha hazırlanmadın mı?" Diye sordu. Hemen yatağımdan doğrulup ayağa kalktım. Göz yaşlarımı sildim. Ayağa kalkar kalkmaz başım döndü, sanki dünyada değilmiş gibiydim. Elim ayağım uyuştu...

...

Gözlerimi yarım yamalak açtığımda bayıldığımı anlamıştım. Kerem'in kolları arasındaydım. Yanaklarıma hafifçe vuruyor "Gökçe!" Diye bağırıyordu. Sesi çok endişeli geliyordu. Gözlerimi kapatıp bir daha açtım ve doğruldum. Yine gözümden yaşlar geliyordu.

"Sen hiç iyi değilsin. Bugün gitmiyoruz. Yatağına yat. Doktor çağıracağım." Dedi.

"Hayır Kerem ben iyiyim. Yemin ederim gitmezsem daha kötü olurum. Kerem lütfen! Beni götür. Ben burda nefes alamıyorum." Dedim yalvaran gözlerle ona bakıyordum. Hayır anlamında kafasını sallayıp sağ elini başına götürdü. Derin bir nefes aldı.

KALP İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin