BİR SİLAHLA NELER YAPILIR?
Sadece şuan ona o kadar çok sarılmak istiyordum ki kemiklerini bile kırabilirdim. Kerem'in gözlerine baktığım zaman sahte bir şeyler görmüyordum. Ama biliyordum. Çok iyi biliyordum ki rol yapıyordu. Buna arkadaşının inanması için ihtiyacı vardı. Kahverengi gözleri huzur veriyordu bana. Şuan saattin hatta saniyelerin durmasını istiyordum. Ellerinin sıcaklığı kalbime işlemişti. Kalbim için bugünlük bu kadar atma yeterli olacaktı. Yıllardır, aylardır ve hatta günlerdir atmayacak kadar yorgun olan kalbim benden intikam almak istiyordu sanki. Ellerimi bırakmasını istemiyordum. Çok güzel şeyler söylemişti. Yaşadığım şok yerini hayranlığa bırakmıştı. Hayranlıkla bakıyordum Kerem'e. Kalbimin hızlı atmasını, gözlerimin dolmasını sağlamıştı.
"Kerem sen mi söylüyorsun bunları. Hayatta inanmam!" Dedi Onur duyduklarına inanamayarak. Doğru bende inanamıyordum ki. Gerçekten Kerem mi söylüyordu bunları? Biri bana şöyle kocaman bir tokat atsa hiç fena olmazdı. Böylece anlayabilirdim şuanın gerçek olup olmadığını. Rüya gibi geliyordu herşey.
"İnan." Dedi Kerem, bakışlarını Onur'a doğru çevirirken. Ellerini çekmişti ellerimden. Çektiği anda buz gibi hissetmiştim kendimi. Hadi kalbim ne oldu? Yine hızlı hızlı atsana! Niye üzgün atıyorsun bu sefer! Yoksa tüm gerçekler yüzüne pat diye vurdu mu?
"Ben sana demiştim dimi eski Kerem yok karşında diye." Dedim tüm gülümsememle. Sabahtan beri sahte olan gülümsemem şimdi gerçekti. Ama asla durduramıyordum.
"Çok doğru yenge küçük dilimi yuttum doğrusu." Dedi Onur, gözleri benimle buluştuğunda. Bende yuttum Onur doğrusu. "Ee yenge bir de senden dinleyelim. Neden Kerem?" Dedi. Şimdi güzel cümleler kurma sırası bana gelmişti. Ne söylemeliyim? Allah'ım yardım et bana. Herkes dikkatini bana vermişti.
"Şey ben pek beceremem duygularımı ifade etmeyi ama bende Kerem'i nedensiz seviyorum." Dedim, ondan kopya çekerek. "Çok düşünüyorum, her dakika düşünüyorum neden diye ama verecek cevap bulamıyorum kendime. En çok onu düşünüyorum her dakika. Yemek yedi mi diye mesela. Hastanede uyuyamıyor ama ısrarla ben her defasında acaba uyudu mu diye düşünüyorum. Onun gözlerine baktığımda kalbini görüyorum. Belki çok da iyi tanımıyorum ama nerde ne yaptığını bilecek kadar tanıyorum. Gizli kutu diyorsun ya işte gizli kutu olsa bile ben ne yaptığını hemen anlıyorum. Adaletini seviyorum. Beni düşünmesini seviyorum. Dışardan çok sert gözükmesini ama bana yumuşacık olmasını seviyorum. Konuşmalarını seviyorum. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmesini seviyorum." Dedim. Şuan ne dediğimi ben bile anlayamadım onlar nasıl anlasın. Off! Saçmaladım. Heyecandan bu kadar demiş olmam bile iyi bir şey yani. Zaten Kerem'in söylediklerinden sonra aklımı kuşlara yem etmiştim bile. Kerem'e baktığımda ise daha önce hiç görmediğim bir samimiyetle bana bakıp gülümsüyordu. Şu gülüşünü bir kavanoza koyup ömür boyu saklayabilir miyim Kerem bey? Mesela her bana sinirle baktığında o gülümsemeyi çıkartıp rahatlasam mı?
"Gerçekten çok yakışıyorsunuz. Buna şuan kanaat getirdim." Dedi Onur.
"Ne yani daha önce buna inanmamış mıydın?" Diye sordum biraz kaşlarımı çatarak. Gülümsemem yüzümden silinmiyordu. Her dakika gülümsemek istiyordum.
"Yok ne yalan söyleyeyim biraz inanmamıştım. Çünkü Kerem'i tanıyorum. Kerem'in asla bir kaç aydır tanıştığı biriyle evlenmeyeceğinin bilincindeyim.. ama şuan anladım ki gerçekten Kerem aşık olmuş." Dedi Onur Kerem'e bakışlarını çevirerek. "Gibi" diye ekledi Onur çok sessiz bir şekilde. Hala aklında soru işaretleri vardı. Kerem hiç bir şey demeden kafasını salladı. Sanırım şuan üzülmüş gibiydi. Çünkü yalan söylüyorduk herkese. Herkesi kandırıyorduk.
"Aşk yaramış." Diye devam etti Onur, gülerek.
"Eyvallah" dedi Kerem buz gibi olan sesiyle. Ben yine acıkmıştım normal mi bu? Bence gayet normal. Karnım yine gurulduyordu. Tabiki konuştuğumuz için ve sesli bir ortamda olduğumuz için bunu kimse duymuyordu. Saate baktığımda 5 olduğunun farkına vardım. Daha fazla dayanamayacaktım galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP İZİ
Romance"O zaman niye bana hep bir mesafen vardı?" Dedim. "Seni kendimden korumak için." Dedi. Bende ellerimi yüzüne koydum. Saçlarında gezindirdim parmaklarımı. "Benden kendini uzak tutarak beni daha çok yıprattığının farkında değil misin?" Dedim. Kulağım...