GÜÇ KOLLARININ ARASINDA
GÖĞÜSÜNÜN SOL KISMINDA..."Geldik." Dedi el frenini çekerken. Ona bakmadan arabadan indim. Gökyüzüne bakıp ağlamamak için hızlı hızlı kırptım gözlerimi. Kerem'in elleri belimle buluşmuştu yine.
"Çok mu seviyorsun gökyüzünü?" Dedi.
"Evet." Dedim. Kendime gelmeliydim. Gülümsedim. Şey vardı tabi senden sonra lavantayı daha çok seviyordum, gözlerinin kahverengisini, dudaklarının rengini. Bir şey demeden şantiyenin güvenlikleri bize baret ve yelek verdi. Kerem bana doğru yaklaştı ve baretimi düzeltti. Kerem'in bareti beyazdı, benimde sarı. Neden ki? Bende Kerem'le aynı renk takmak istiyordum. Baretimi düzeltirken gülümsedi. Çok yakışıklıydı.
"Bende beyaz baret takmak istiyorum." Dedim. Sesimi çocuklaştırmıştım. Çünkü çocuklaştırmasaydım titrek çıkacaktı.
"Beyaz baret versene." Dedi. Kafamdan sarı bareti çıkarıp güvenliğe döndü.
"Kerem bey... Bu yasa..." Dedi güvenlik.
"Dediğimi yap." Diye sözünü kesti. Beyaz baretle yanıma geldi. Kafama taktı.
"Oldu mu?" Dedi bana bakarak. Kafamı salladım. Gülümsedim. Yada gülmeye çalıştım.
Elimi tutup içeriye doğru gittik. Kocaman yapılacak binaya gireceğimizi zannederken bir konteynere girmiştik. İçeride büyük bir masa vardı. Gece, Onur ve ilk defa gördüğüm 7 kişi daha vardı. Gece de sarı baret takmıştı. İçeride rengârenk baretli insanlar vardı. Kimisi kırmızı, kimisi mavi, kimisi turuncuydu. Çok hoş duruyordu.
"Hoşgeldiniz Kerem bey." Dedi kırmızı baretli. Sonra bana doğru yönelip elini uzattı. "Sizde hoş geldiniz." Dedi tüm gülümsemeyle. Elini sıkıp kafamı salladım.
"Pek hoş gelmedim Hakan." Dedi Kerem tüm ciddiyetiyle.
"Gelin oturup konuşalım." Dedi kırmızı baretli, adının hakan olduğunu öğrendiğim adam. Kerem elimi bırakmadan masaya oturdu. Bende yanına oturmak zorunda kalmıştım. Diğer tarafında Gece vardı. Gece'yle ikisini yanyana görmek midemi bulandırıyordu.
"Kerem bey bir çivi vakası var. Bakıp geliyorum hemen." Dedi yeşil baretli bir kadın.
"Git Selin. Herşeyiyle ilgilen. Bir sıkıntılı durum olursa ara beni. Acele etme." Dedi Kerem. Selin bana bir yerden tanıdık geliyordu. Kime benziyor bu kadın?
...
Toplantı başlamış herkes sırayla konuşuyordu. Başım şişmişti ve uykum gelmişti. Çok sıkıcı bir toplantıdaydım. Kerem'in konuşmasının bitmesini bekledim. Bittikten sonra elimi omzuna koyup kendime doğru zorla çektim. Kerem şaşırmış gözlerle bana bakıyordu. Ne yalan söyleyeyim bende şaşkınım şuan yaptıklarıma. Kulağına doğru eğildim. Kokusu çok güzeldi.
"Kerem dışarı çıkabilir miyim? Sıkıldım burda." Dedim sitemle.
"Hayır." Dedi benden uzaklaşırken. Sonra toplantıya kaldığı yerden devam etti. Gece'yi inceliyordum. Siyah uzun saçları, siyah kaşları ve siyaha yakın gözleri vardı. Gözlüklerini takmış konuşanlara bakıyor ve not alıyordu. Kocaman dolgun dudakları estetikli bir burnu vardı. Göğüsleri kocaman ve gömleğin önünü açtığı için firlacakmış gibi duruyordu. Vücudu pürüzsüzdü. 90-60-90 fiziği vardı. Çok güzel bir kadındı. Gözlerimi devirip kafamı çevirdim.
...
Sonunda toplantı bitmişti. Kerem dışarı çıkmama izin verdiği için ben tek başıma dışarı çıktım. Denize sıfırdı. Çok güzel bir manzarası vardı. Hemen gidip oturdum. Bir denize bir gökyüzüne bakıp manzaranın tadını çıkarttım. Sigaramı yakıp arkama yaslandım. Arkamdaki inşaattan gelen "haa-hoo" diye sesleri duymamazlıktan geliyordum. Derin bir nefes alıp telefonumdan saate baktım. Saat 5 olmuştu. E hani saat 6 da yemek vardı. Kerem çok haklıydı, iyiki yemek yemişiz. Ben şimdiden acıktım. Tabağımı da bitirememiştim. Arkamdan gelen tanımadığım birinin sesiyle arkamı döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP İZİ
Romance"O zaman niye bana hep bir mesafen vardı?" Dedim. "Seni kendimden korumak için." Dedi. Bende ellerimi yüzüne koydum. Saçlarında gezindirdim parmaklarımı. "Benden kendini uzak tutarak beni daha çok yıprattığının farkında değil misin?" Dedim. Kulağım...