BÖLÜM 2

57 3 0
                                    

TESADÜF MÜ YOKSA KADER Mİ?

"Gökçe. Sen bana bir yerden tanıdık geliyorsun ama nerden?" Dedi arabayı çalıştırırken. Direksiyonu kavradı ve yola çıktık. İsmimi unutmamıştı. Unutur sanmıştım.

"Bilmem bana tanıdık gelmedin." Dedim. Görseydim unutmayacağım bir yüzü vardı. Emindim görmediğimden.

"Bence karşılaşmadık çünkü tanırdım seni görür görmez. Hafızam baya güçlüdür" Dedi göz kırparak. Ama hala çok ciddi duruyordu.

"İsmimi hatırlamadığında belliydi güçlü hafızan." Diye lafı geveledim ağzımda. Duymasına imkan yoktu.

"Emir'le aynı sınıfta mısınız?" Diye sordu.

"Evet güzel sanatlar." Dedim

"Güzel." Dedi sadece.

"Sen peki şuan mesleğini yapıyor musun? Hani dedin ya mimarım diye." Dedim.

"Yapıyorum, kendi işimin patronuyum. Düşe kalka ilerledik ve başardık." Dedi. İnanılmaz bir özgüvenle söylüyordu. Kendinden çok emindi, gurur duyuyordu.

"Yaşın biraz genç değil mi nasıl bu kadar ilerledin?" Dedim kaşlarım çatık. Galiba bulaşıcıydı ve bana da bulaştı bu çatık kaş olayı. 27 yaşında ve başarılı bir mimarmış.

"Orası bende kalsın." Dedi ciddi bir ses tonuyla. Neden acaba? Nasıl ilerledi bu kadar o zaman? Of ya ben kimin arabasına biniyorum. Buda bana ders olsun.

"İşlerin iyi gidiyor mu bari?" Dedim. Damarlarıma kadar tedirgindim ama ona belli etmedim.

"Evet işimi severek yapıyorum o yüzden. Benden sana tavsiye ne kadar zorlanırsan zorlan hayallerinden vazgeçme." Dedi. Hayallerinden vazgeçmiş gibi bir hali vardı. Üzülmüştüm şimdi de.

"Bende bunu hedefliyorum işte. Benim için her şeyden önce kariyer." Dedim.

"Ama öyle de kendine şart koşma her şeyden önce gelmediği noktalar vardır illaki. Her şeyden önce gelmese bile asla vazgeçme." Dedi. Hızlı sürüyordu arabayı. Allah'ım ya ölmek istiyorsa ve şuan onu hedefliyorsa? Neler düşünüyorum şuan? Sakınleş. Derin bir nefes al ve ver.

"Doğru söylüyorsun mesela söz konusu annem olursa kariyer falan dinlemem ama vazgeçmemde kariyerimden." Dedim.

"Çok mu seviyorsun anneni?" Diye sordu. Daha da hızlandı. Sanki fren pedalını unutmuş gibiydi.

"Sadece... O benim ailem." Dedim, buruk bir gülümsemeyle.

"Baban? Kardeşlerin falan?" Diye sordu tek kaşını kaldırdı. Merak ediyordu.

"Vefat etti babam. Kardeşim de yok. Tek çocuktum ben." Dedim.

"Bilmiyordum. Kusura bakma sana da hatırlattım" dedi. Sesi dümdüzdü. Hiç bir şey hissetmiyor, hissettirmiyordu. Çok umrumda değilmiş gibiydi.

"Yok önemli değil hatırlamak güzel şeydir. Hatırlayacaksın ki kalbinde yaşayabilsin." Dedim. Hatırladıkça daha çok acıyordu kalbim. Ama hatırlamadığım zaman bir kalbim olmayacaktı.

"Güzel düşünüyorsun. Senin en azından hatırlayacak anıların var." Dedi. Onun da kalbi acıyordu sanırım. Hissetmiştim bu sefer. Hissettirmişti.

"Nasıl yani ne demek istedin?" Dedim merakla.

"Önemli bir şey değil. Seni ilgilendiren bir şey yok." Dedi. Çok soğuktu. Gizliyordu kendini. Ama ben onun kalbinin acıdığını hissettim. O yüzden kolay kolay bırakmazdım.

"Anlatmak istersen dinlerim ben." Dedim. Hislerim çok güçlüdür benim. Acı çektiğini biliyorum. Bazı şeyleri de daha önceden hissederim mesela. Ve o gerçekten olur.

KALP İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin