İyi okumalar...♡♡♡
<><><>
Önümde ki yemeği düşünceler içinde eşelemeye devam eden bedeni durduran şey bileğine sarmalanan bir eldi. Böylece Sarışın Alfa, düşüncelerden sıyrılıp ilk bileğinde ki ele ardından yanında ki bedene baktı.
"İyi misin?"
"Birazcık dalgınım sadece Jeongin."
"Birazcık mı? Akşam yemeği vakti bitiyor ve sen geldiğinden beri yemeğini eşeleyip durdun, hiçbir şey yemedin."
Jeongin'in sitem edercesine dedikleriyle gülümsemeye çalıştı Alfa. O kadar zaman geçmiş miydi? Tanrım şimdi odaya gitmesi gerekecekti o zaman. Ne yapacaktı? O birkaç saat önce yaşanan olaydan sonra yüzyüze nasıl geleceklerdi. Tamam, belki de yanlışlıkla olan birşeydi. Hyunjin bunu takmıyor bile olabilirdi. Ama kendisi bunu düşünmekten kendini alamıyordu. Yumuşacık dudakların baskısını hala, kendi dudaklarında hissederken düşünmemek elde değildi ki.
"Hyunjin ile aranda kötü bir şey mi oldu senin?"
Felix, Hyunjin'in ismini duymasıyla tek kaşı havada, sorgularcasına kendisine bakan Jeongin'e döndü.
"O da yemeğin başından beri tabağındakilerle oynayarak sana bakıyordu. Hâlâ bakıyor ama."
Alfa, Beta'nın kafasıyla işaret ettiği yöne baktığında üç masa ötede oturan bedenle direkt göz göze geldi ve yavaşça yutkundu. Ardından irislerini, harelerinden çekip önünde ki talblotunu alarak ayağa kalktı.
"Ben gidiyorum. İyi geceler sana Jeongin."
"Hey ama birden ne oldu?"
Arkasından bağırdığını duysa da geri dönüp cevap vermedi. Elindekini de bulaşık bölümüne bırakıp hızlıca yemekhaneden çıktı. Yemek boyu kendisini mi izlemişti? O zaman dalgın olduğunu da görmüş olmalıydı.
Ellerini saçlarına geçirerek derince ofladı. Bu kadar takmamalıydı işte. Ama her düşündüğünde nabzının hızlanması normal miydi?
"Hey Felix! Beni bekle!"
Felix, duyduğu Alfa'nın sesiyle adımlarını durdurdu ve arkasını dönmeden önce derin bir nefes aldı. Cesaret nefesiydi bu.
"Selam, Hyunjin."
Elini havaya kaldırıp kendisine gelen bedene gülümsemeye çalıştı. Hyunjin, karşısına geldiğinde ise elini indirerek arkasında yumruk yapmıştı.
"Yemekhane de hiçbir şey yemedin."
"Canım istemedi."
"Bak oda da olanları düşünüyorsan -muhtemelen dalgınlığının sebebi de buydu- sadece yanlışlıkla olan bir olaydı. Bunu fazla düşünme. Biliyorum, küçüklüğünden beri çok fazla düşününce hastalanıyorsun."
Sarışın, Hyunjin'in tane tane, anlaşılır dilde dedikleriyle titrek bir nefes aldı ve düşünmeye devam edeceğini bildiği halde kafasını onaylar şekilde salladı.
"O zaman, ben odaya gidiyorum."
Arkasını dönüp gideceği sırada Hyunjin'in sesiyle kısa bir duraklama yaşadı.
"Çilli..."
'Bundan pişman değilim. ' demek istesede kısa bir iyi geceler dedikten sonra Sarışının gidişini iki yanında yumruk yaptığı elleriyle izledi.
"Korkağın tekisin Hyunjin!"
Sinirle kendi kendine mırıldanıp arkasını döndüğü gibi koşar adımlarla konaklama binasından çıktı. Bahçede hala çoğu kişi grupça kendi aralarında eğleniyorlardı. Büyü gösterilerinden tut, illüzyona kadar oluşturdukları çemberde yeteneklerini sergiliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wizard Academy/Hyunlix√
Fiksi Penggemar[TAMAMLANDI] Bir evrende omegalar, Alfalar, betalar ve diğer nadir türler ikiye ayrılırdı. Büyücüler ve savaşçılar... Bu iki ayrı yetenek, türe doğuştan gelen bir olaydı. Ve bunlar belirli yaşa geldiğinde onlara özel akademiye yerleştirilir, eğitim...