İyi okumalar...♡♡♡
<><><>
"Benimle sabaha dek yıldızları izlemeye ne dersin Çilli güzelim?"
"Bence burada sadece yıldızları izlemeyeceğiz gibi geliyor."
"Belki. Hadi gel."
Hyunjin, Felix'i çekiştirip yerde ki büyük şişme yatağa ayakkabılarını çıkararak ikisi birden sırt üstü uzanmışlardı. Şişme yatağı da içine alarak etrafını saran üstü açık, yıldızları görebilecek şekilde bir çadır vardı.
"Seninle sevgili olup burada şu şekilde yıldızları izleyeceğim aklıma bile gelmez, hayal bile edemezdim Hyun."
"Hayal etsen bile bu işin sonu kavgayla sonuçlanırdı."
Yanında ki bedenin dediğiyle kıkırdadı Sarışın. Haklıydı kesinlikle kavga edip o hayalin içine ederdi.
"Düşünsene ayrı akademilere gitseydik şuan nasıl olurduk?"
"Olmazdık."
Hyunjin'in mırıltısıyla Felix kaşlarını çatarak yerinden doğrulup yıldızlardan odağını çekmeyen bedene baktı. Buraya gelirken ayrı akademilerde olmaları için dua ediyordu. Üstüne üstlük aynı akademide oldukları zamanda onu görmemeyi dilemişti ki bunların hiçbiri olmamış, aksine evren onları daha da birbirine yakın tutmuştu.
"Bence senin yada benim kan örneğimiz yanlış çıkıp yine aynı akademiye giderdik. Biz küçüklükten beri ayrılmamışız o zaman mı ayrılacaktık? Kesin bir bokluk olurdu Hyun."
"Haklısın sanırım. Bu evren yine bizim kavgalarımızı görmek için bir araya getirirdi."
Dedikleriyle ikisi birbirine bakarak birden seslice gülmeye başlamış, bir süre sonra gülüşleri yavaşça solup küçük bir tebessüm halini almıştı.
"Sevişelim mi Hyun?"
Felix'in aniden söylediğiyle Hyunjin beklemediği şeyle gözlerini kocaman araladı. Ne demişti o?
"Ne dedin?"
"Sevişelim. Yıldızlar eşliğinde. Olmaz mı?"
Gülümsemeye devam ederken bakışları Hyunjin'in oynayan adem elmasına kaydı. Bunu Akademiye geldiği günden beri düşünüyordu. Savaşçı Akademisinde kızgınlığa girdiğinde onu çok istemişti ama buna bir Alfa olarak cesaret edememişti. Şimdi ise cesaret edip birden söyleyivermişti işte.
"Emin misin?"
"Tanrı aşkına Hyunjin! Emin olmasam tak diye bunu dile getirmem. Demek ki istiyorum."
Demesiyle Felix, hâlâ uzanmakta olan bedenin yüzüne eğilip ellerini saçlarına dolayarak dudaklarını dolgunluklarla sertçe kapattı. Beline ve sırtına dolanan kollarla öpüşmeleri daha da hızlanmıştı. Uzun saçlı, Felix'in bedenini sıkıca tutarak yanına yatırdığında bu sefer kendisi Sarışının üstündeydi. Bir saniye bile ara vermeden devam eden öpüşmeleri Felix'in elini, Hyunjin'in erkekliğine bastırmasıyla son bulmuştu. Hyunjin nefes nefese aralarında az mesafe olacak şekilde, öpüşmekten kızarmış ve şişmiş dudaklardan ayrıldı.
Altında ki beden kısık gözlerle kendine bakmaya devam ederken sertçe yutkundu. İstiyordu, gerçekten istiyordu.
"Sonrasında pişman olmayacaksın değil mi?"
"Hyunjin... Beni hemen becer."
Felix, ne dediğini yeni yeni algılarken kırmızılaşmaya başlayan irislerden gözlerini kaçırdı. İçinde ki Alfa rut dönemindeyken sözde utanıyordu, şimdiki hali sanki başka bir kurda aitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wizard Academy/Hyunlix√
Fiksi Penggemar[TAMAMLANDI] Bir evrende omegalar, Alfalar, betalar ve diğer nadir türler ikiye ayrılırdı. Büyücüler ve savaşçılar... Bu iki ayrı yetenek, türe doğuştan gelen bir olaydı. Ve bunlar belirli yaşa geldiğinde onlara özel akademiye yerleştirilir, eğitim...