Aile üyeleri ve Gönül'ün sohbeti sona yaklaştığında Gönül ayaklanarak aileye döndü.
''Ben gitsem iyi olacak. Çantamı orada unutmuşum hem biraz hava alsam iyi olur.''
''Dur, beraber çıkalım.'' diye atlayan Akın'ın ceketini almasını izledi. Ardından yaşlılara gülümseyerek Akın ile çıktılar dışarı. Gönül, yanındaki adama döndü.
''Akın, sence beni sevdiler mi?''
''Bayıldılar bile, sen ne diyorsun.'' deyip güldü genç adam. Gönül de güç bela gülümseyip durdu. Akın da onunla beraber durdu.
''Ne oldu?''
''Akın, ben burada kalamam. Ne olur anneni ikna et onu kırmak istemiyorum.''
''Niçin burada kalmak istemiyorsun?''
''Ya beni öyle iten bir şey yok tabii ancak size fazlasıyla rahatsızlık verdim dün akşam. Evde birilerinin olduğunu bilsem o kadar sesli ağlamazdım.'' diye mırıldandı genç kadın. Akın, ceketini giyip kızı omzundan tutarak yürümeye başladı.
''Bakın şimdi Gönül Hanım. Size karşı yapabileceğim çok şey var. Yani istediğin kadar yardımcı olabilirim sana. Eşim olmayı kabul edersen daha fazlasını da yaparım. Seni koruyacağıma söz verdim değil mi? O yüzden benden uzak kalman seni korumamı zorlaştırır. Yani az bir süreliğine de olsa yanımda yöremde olursan bu sapıklardan durulur ve güvende kalırsın.''
''Hayır, evlenmek istemiyorum ben.''
''Tamam sana zorla benimle evlen demiyorum ama seni daha yakından korumam için karım olman daha işimize gelir. Yanımda kalman yanlış anlaşılmaz da.''
''Beni bu kadar düşünmene gerek yok. Bugün bir ev tutacağım ve karton üzerinde de olsa orada kalacağım. Kimseye yük olmak istemiyorum!''
''Sana yük değilsin dedim, anlatamıyor muyum kendimi!''
''Ya tamam ama nereye dek kalacağım yanınızda! Benim de bir ailem var bilirsin ki.''
''Anneannen ve kardeşin geldiğinde bizim evde de kalırlar.''
''Hadi ama Akın! İyice saçmaladın!''
''İyi tamam git kendi başının çaresine bak. Ne zaman gelirsen gel yine gel bana, elbet kollarımı açarım sana.'' deyip göz kırptı genç adam. Hala ciddiye almıyordu kızı. Gönül sinirle adamın kolundan çıkıp ellerini beline koydu.
''Ben gidiyorum!''
''Nereye gidiyoruz?''
''Sen gelmiyorsun!''
''Beni durdurabileceğini mi sanıyorsun Gönül Akay?''
''Gelmeyin teğmen!''
''Geleceğim ki.''
''Hayır dedim!''
''Durduramazsın.''
''Ya Akın, defol git!''
''Gitmiyorum, kuyruğunum ben senin. Kesip atman lazım.''
''Aaah, delireceğim!'' deyip ellerini başına koyan genç kız öfkeli suratıyla sırıtan Akın'a baktı. Aniden döndüğünde saçları Akın'ın yüzüne çarpmıştı. Sinirle ilerleyen kızın peşinden elleri cebinde geliyordu. Gönül bir anda durunca Akın da durmuştu ancak aralarında bir karış mesafe vardı. Gönül ardını döndüğünde başını kaldırıp Akın'a baktı ters ters. Akın'ın suratındaki ''ben ne yaptım ki?'' ifadesi yüzünden daha da delirmişti.
''Aman be gelirsen gel hasbam!'' deyip tekrar döndü ve evden çıktı. Hızlı hızlı en yakın durağa dek yürüyen kızın peşinden geliyordu yavaş yavaş Akın. Genç kız durağa geldiğinde otobüs beklemeye başladı. Bir yandan da Akın'a bakıyordu. Otobüs geldiğinde kız binince adam da peşinden bindiğinde Gönül kartını iki defa basmak zorunda kalmıştı. Otobüste hiç yer olmadığı için ikisi de yukardan tutunuyordu. Akın, bir iki adım daha yaklaşarak tekrar tutundu ve genç kızın ensesinden tutarak kendine yasladı. Herkes neredeyse onlara bakıyordu. Gönül, utançla kızarırken bıyıkaltı sesleniyordu adama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülü Terk Etme
Romance"Gönül hemşire, acilen yetişin!" Serumu ancak hastaya takabilen genç kadın koşarak soluğu kendisini çağıran hemşirenin yanında aldı. Sedyede bir asker yatıyordu. Acılı halde, boylu boyunca, kan revan içinde. Derhal odasına alıp muayeneye başladığınd...