"Gguk?" ses vermemesi ve düzenli nefesler ile neye uğradığımı şaşırmıştım. Mırıldanmış kollarını boynuma dolayıp, boynuma daha çok gömmüştü kafasını. Kalbim bir anda hızlanmıştı. Jimin'den sonra ilk defa birisiyle bu kadar yakınlaşmıştım. Büyük ihtimalle bu yüzdendi. Bir elimle belini tutup, kolumlada bacaklarını tutmuş küçücük alandan dikkatlice çıkarmıştım onu. Kendi yatağıma yatırmıştım. Üstünü örtüp gideceğim zaman elimi tuttu.
"Gitme. Anne, bırakma beni." sayıladığı şeylere bakılırsa annesi onu bırakmıştı sanki.
"Ben Taehyung, Gguk." mırıldandım duymayacağını bilsem de.
"Gitme, sarıl bana." hâlâ gözlerini açmamıştı. Rüya mı görüyordu? Belki de kâbus. Bilemezdik. Elimi bırakmayacağını anladığım an komodinin üstünde olan ledin ışıklarını kapattım. Bilgisayar zaten bir süreden sonra kapanacaktı. Hatta bir monitör çoktan kapanmıştı.
Yanına yerleştim. Pekâlâ, kokusu çok güzeldi. Çilekti. Çilek gibi kokuyordu. Aynı bir bebek gibi kokuyordu. Ki zaten bebek gibi ağlamıştı kafasını vurunca. Belki de sarhoş olmuştu. Kaç kutu içmiştik bilmiyorum ama şarap içmeye vaktimiz olmamıştı. Ben biraz abartmış olabilirdim. Fakat kolay kolay sarhoş olan biri değildim. Ama şuanda Jeongguk'un kokusuyla mest, sarhoş olmuştum. Sırtım yatak başlığına yaslıydı. Bir anda kolları belime dolanmış kafası ise karnıma yaslanmıştı. Kendimi aşağı doğru indirdiğim de kafası göğüsüme denk gelmişti.
Kokusu bu sefer daha fazla geliyor beni deli ediyordu. İnceledim biraz onu. Çıkık, üst, ön dişleri, kahve tonu saçları, minik burnu, büzülmüş ne ince ne de kalın dudakları. Tombul yanakları. Bir dakika, yanağında ki yara izi de ne öyle? Anlatmasını çok isterdim ama uyuyordu. Elimi yara izine uzattım. Baş parmağım ile okşadım yara izini. Elime yasladı kafasını bir anda. Sürttü. Bir şeyler geveledi ağzının içinde. Güldüm. Sesli değildi ama. İçimden gülmüştüm rahatsız olmasın diye. Saçları yumuşak gözüküyordu. Ellerim saçlarına çıktı. Sevdim saçlarını. Okşadım. Mırıldanıp kafasını boynuma soktu. Derin bir nefes alıp verdi. Sonrasında nefesleri tekrardan düzene girmişti.
Elimi çektim. Tavana baktım öylece. Ben şarkı dinlemeden uyuyamazdım. Bu gece de uyku yoktu anlaşılan. Şuan ki durumum biraz garipti. Hiç tanımadığım biri boynumda uyuyordu. Tanımamak değil, tanıyordum ama fazla değil. Daha yeni, bugün tanışmıştık. Ve, ve bu durum, yani onunla olan şuan ki pozisyonum. Evet, bence garipti. Göz ucuyla ona baktım. Dudakları büzülmüş. Şirindi. Ve gözlerim tekrar tavanda. Asıl sorun şuydu. Ben bizim arkadaş grubumuzda Jimin haricinde kimseyle bu kadar yakın olmadım. Bu kadar yakın pozisyonlara girmedim. Jimin'le bile birlikte uyumuyorduk. İki ya da üç aya yakındır ki gerçekten öyleydi.
Sanırım, ilk günden samimiyetine inandım. Umarım güvenimi kırmazdı. Çilek kokusu burnuma geldikçe mayıştığımı hissettim. Hey.. Yoksa gerçekten, bu çocuk beni müziksiz uyuyatacak mıydı? Hayır, bunu yapmamalıydı. Eğer uyursam, onun kokusu beni bağımlı eder ve ben bir daha o kokusuz uyuyamazdım.
Komodinin üzerinde duran parfüme uzandım. Sıktım boynuma. Çilek kokusunu hissetmemeye başlamam ile uykum gitmişti. Telefona uzanıp şarkı açmaya karar verdim. Komodinde olmadığı için uzanamadım da. Ayağa kalkmaya karar verdim. Kafası kolumun üstündeydi. Kolumu yavaşça çektim, örtüyü kaldırıp yataktan yavaşça kalktım. Üşümesin diye üstünü kapattım. Bilgisayarımı kapatıp, telefonumu almış oturma odasına geçmiştim. Telefona baktım bir süre. Sonra bir bildirim, iki bildirim.
Sarışınım
Taehyungie
Uyudun mu?
Hayır daha değil
Sarışınım
Erken uyurdun
Bir şey mi oldu?
(02.17)
Hayır bir sorun yok sadece uyku tutmadı bu sefer Jiminie
Endişelenmene gerek yok
Sarışınım
Emin misin?
Hem de hiç olmadığım kadar
Sarışınım
Pekâlâ
Benim uykum geldi ama hazır aklıma gelmişken söyleyeyim
Jeongguk bir şeylere sarılarak uyuyabiliyor sadece
Eğer sana sırnaşırsa uykulu bir şekilde nedeni bu dur
Yani herkese mi böyle yapıyor|
Bu yüzden mi sarılmıştı bana|
bunun kötü hissettirmemesi gerekiyordu|
Sarışınım
Yaptı değil mi?
Evet
Şuan uyuyor
Annesini sayıkladı beni bırakma diye
Elimi tuttu falan
Belki travması vardır geçmişten dolayı diye bende kısa süreliğine yayına yattım
Sevgiye muhtaç biri gibiydi|
Sarışınım
Sevgiye muhtaç biri o
Kimseden sevgi görmedi ki
Hatta sırf bu yüzden çok döverlerdi onu
Annesi olayına gelirsek eğer
Teyzem yani teyze bile demek istemiyorum ama başka adamları eve getirirmiş o zamanlar yoksullukta vardı
Meyveyi kendisi yer çocuklarına kabuklarını yedirtirdi
Aslında yedirtmezdi ama yemek yapmadığı için çocuklar yemek zorunda kalırdı
En sonunda evden gitti
Eniştem baktı çocuklara aşçıydı o da zaten
Ama artık kalanları yedirebiliyordu çocuğuna
Yani lafın kısası sevgi gösterip bıraktı Jeongguk'u ortada
Eniştem ne kadar annelik yapmaya çalışsa da bazen çıkıyor böyle aksilikler hayatta ya zaten
Anne denilmez ki o kadına|
Bir daha o kadın hakkında konuşurken onun annesi deme|
Hak etmiyor|
Yara izi neden
Sarışınım
Hangisi?
Hangisi mi?|
Hangisi mi?
Ne demek hangisi?
Başka yaralarıda mı var?
Sarışınım
Çok dövüldü dedim
İzleri duruyor
Ama hepsi kıyafetlerinin altında bu yüzden yanağındakini dedin var sayıyorum
Eve gelen o adamlardan annesini korumak isterken, yediği tokatla komodinin kenarına çarpmış
Boyu da kısa zaten o zamanlar komodinde ki vazo üstüne düşüp kırılmış
Cam kırığıda yüzünü kesmiş
Anladım
Hadi uyu sen
Bende dediklerini hazmetmeye çalışayım|
Sarışınım
İyi geceler Taehyungie
İyi geceler bebeğim
Telefonu beyaz koltuğun üstüne attığım gibi nefesim kesilmişti. Ne kadar ağır şeyler yaşamıştı o öyle? Masum bir çocuk gibi izlemişti zaten ben ona oyunlarımı gösterirken. Benim kalbim kırılmıştı sanki, sanki o şeyleri ben yaşamıştım. Bu yüzden çok kırılgandı desene. Sevgi görmediği için aldığı ilgiyi seven, ama sevgi görmediği için insanlarla konuşmasını bilmeyen, eğer yanlış bir şey söylediyse, karşısındaki de onu kırıp bir anlık sinirle kötü bir şey söylerse, gözleri dolar. Ona çok gıcıksın dediğimde dolan gözlerini görmüştüm. Şakasına demiştim ama alınmıştı sanırım. Onu mutlu etmek istiyordum. Onun hakkında her şeyi öğrenmek. Bana ne oldu bilmiyorum ama bu sevgisiz çocuğa, ben sevgi göstertmek istiyordum.
