X

166 17 17
                                    

"Darling, darling doesn't have a problem. Lyin' to herself, 'cause her liquor's top shelf ." ağzıma takılan şarkıyı mırıldanarak yerdeki taşı tekmelemiştim. Yanımdakiyle birlikte konuşamıyordum. Ağzımı açıp bir kelime edemiyordum utancımdan. Okul gözükünce bu sefer olacaklara hazırlıklı oldum. Yine beni unutabilirdi sonuç olarak. Normal 2-3 günlük bir insan için kaç yıllık arkadaşlarımla mı konuşmayacaktım? Dün neden böyle davrandığımı bilmiyordum.

Okulun bahçesinden içeri girdiğimizde Taehyung bir kaç kişiye selam vermişti. Ben ise yanında sadece okulun içine bakıyordum. Okula girdiğimizde merdivenlere yöneldik. Merdivenlerden çıkıp benim sınıfıma ilerledik. Koridardo yürürken o konuşmaya başladı.

"Bugün geç çıkabilirim." konuşmamışlığın verdiği o ses kalınlığı ve pürüzlüğü ona yakışmıştı. Fakat o bundan rahatsız olmuş gibi öksürmüştü.

"Neden?" diye mırıldandım bende. Sesim inanılmaz derecede kısılmıştı benimde konuşmamaktan. Bu hâlimize sadece gülümsedim, yanımdan yükselen kalın ses ile.

"Sınavım var." dediği şey ile kaşlarım havaya kalktı. Nasıl yani? Döneme yeni başlamıştık ama.

"Ah şey, bizim okulda ki hocalar geçen dönemlerin önemli notlarını unuttuk mu, tekrar edelim unuttuysak diye her dönemlerin başında yaparlar." hasiktir ama! Ben çok unutkan biriydim! Yüzümü buruşturdum.

"Hiç yüzünü buruşturma. Bir kere bu senin geleceğin için iyi oluyor. Şahsen ben ders çalışmayı seven biriyim." dediği şeyler ile yüzümü daha da buruşturdum.

"Ders çalışmaktan nefret ederim." dediğim şey ile kıkırdamıştı. Sınıfımın önüne geldiğimizde ona dönmüştüm. Atkımı düzeltirken o da konuşmaya devam etti,

"Bir de yüksek lisans yapma hayallerin vardı değil mi senin? Bu kafayla nasıl yapacaktın acaba?" dediği şeyler ile gözlerimi devirip ona dil çıkarttım. O da bu halime daha çok gülmüştü. Bir kaç kişinin gözlerinin bize döndüğünü hissettim. Bu beni utandırsa da şuan Taehyung beni bir bebek gibi sevdiği için umursayamıyordum. Yanaklarımı sıkıp dudaklarımın büzülmesine neden olmuştu. Yanaklarımı sıkarken konuştum.

"Acoyo!" sıktığı yanaklarım yüzünden adam akıllı konuşamamıştım bile. Gerçekten beni bebeği gibi seviyordu. Pekala bu beni mutlu etmişti.

"Yanakların kızardı, bebek seni." dediği şey ile daha da kızardım. En sonunda yanaklarımı öpmüştü. Ama bunu beni duvara sıkıştırarak yapmıştı. Geri çekildiğinde göz göze gelmiştik fakat ben anında göz temasımızı bozmuştum. Biraz ikimizde bekledik. Koridordan geçip gidenler pek umrumuzda değildi, şuan da ikimiz vardık sanki. Gideceğini anladığımda ceketinin kolundan tuttum işaret ve baş parmağım ile. Gözlerim yerde olsada kollarımı açmış ona sarılmıştım.

"Sınav için, şans getirsin diye." Gülümsediğini hissettim. Kollarını belime sıkıca sarmış sarılmıştı bana. Mutlu oldum bir an. Uzun bir süreden sonra ikimizde birbirimizden uzaklaştık. Yanağımdan bir makas alarak konuştu,

"Dersim geç biteceği için istersen beni bekleme." cevabımı beklemeden tekrar yanağıma bir öpücük kondurmuş uzaklaşmıştı görüş mesafemden. Hiçbir şey olmamış gibi davransakta ikimizinde bu konu hakkında konuşacağını biliyordum. Yüzümdeki gülümseme ile sınıfıma girdim. Fakat bir anda gözler bana dikildi. Utandım. Titremeye başladım nefesim daraldı. Daha fazla dikkat çekmemek için yerime oturdum. Ellerim terlesede derin bir nefes aldım. Taehyung'un beni sevişini düşündüm. Sakinleştim. Oh güzel.

"Hey sen." gelen ses ile etrafıma baktım. Bir kız bana bakıyordu.

"B-ben mi?" gülüp gözlerini devirmişti.

"Sen. Taehyung'u nasıl ayarttın merak ediyorum." ukalaydı. Sinirlenmiştim. Cevap vermek istememiştim. Konuşmamıştım. Kafamı önüme döndürüp defterimi kalemimi çıkarttım çantamdan.

"Hey!" bir iç çekip ona baktım. Ne sanıyordu bu kendini? Ne bu?

"Elde etmedim. Beni seçtiyse bu onun seçimi. Seni seçmediyse benim sorunum değil. Ki zaten Taehyung'un yerinde olsam bende seni seçmezdim." dediğim şey ile ayağa kalktı bir hışımla. Fakat ders hocası geldiği için bir şey yapamadı. Tanrım bu kız başıma bela olacaktı sanırım.

"Ah, Jeongguk?" kalın sesi duymam ile yaslandığım duvardan çekilmiştim. Gördüğüm sima ile gülümsemiş ona ilerlemiştim.

"Neden beni bekledin? Yemek yedin mi?" kafamı iki yana salladım.

"Neden yemedin? Tanrım Jeongguk beni beklediğin için yemediğini söyleme."

"Tamam söylemem." dediğim şey ile kolumdan tutup kendine çekmiş ve bana sarılmıştı. Bende ona karşılık verdim.

"Güzelim neden beni bekledin ki?" dediği cümleyi algılamamış sadece bir kelimeye odaklanmış, donmuştum.

"Güzelim mi?" geri çekilmişti dediğim şey ile. Şaşırmış ifadesi gitmiş yerini endişeli bir ifade almıştı.

"Rahatsız mı oldun? Özür dilerim." beni yanlış anlamasıyla birlikte panikledim.

"H-hayır! Rahatsız olmadım. Aksine hoşuma gitti." yere bakarak konuştum. Son cümlemi ise mırıldanmıştım.

"Güzel, daha çok duyacaksın o hâlde." dediği şey kalbimi hızlandırmıştı. Fakat sonra kuzenimin sevgilisi olduğu aklıma geldi. Pekâlâ. Yapmamam gerekti.

Yavaşta ona arkamı dönerek çıkışa doğru yürüdüm. Yürürken ise o kızı gördüm. Ah gerçekten mi? Yanıma yaklaşan Taehyung'un eliyle elimi kenetlemiştim. Taehyung şaşırmıştı.

"Ne yapıyorsun?" Fısıldadı. Utandım ama belli etmedim.

"Jimin yanımızda değil o yüzden sevgili rolü bana kalıyor. Seni aptallardan koruyorum kuzenim için." dediğim şeyler ile duraksamıştı. Kaşlarını çatmış bana bakmıştı.

"Sen, Jimin'le beni, sevgili mi sanıyorsun?" dediği şeyler ile kaşlarımı bu sefer ben çattım.

"Zaten sevgili değil misiniz?" kahkaha attı. Kaşlarımı daha da çatıp kollarımı bağdaştırdım.

"Hayır, Jimin benim en yakın arkadaşım. İnanılmazsın Jeongguk. Neden böyle sandın ki?" gülmesi kesilip konuştuğunda utandım yere baktım.

"O gün çok yakın duruyordunuz o yüzden. Jimin hyungta birinden hoşlandığını söylemişti. Hoşlanmak biraz az kalır deli gibi sevdiğini söylemişti, bende seni seviyor sandım ve o yüzden sevgilisiniz sandım." mırıldanarak konuşmam ile belimden tutarak beni kendine çekmişti. Kollarını belime sarıp, burnuyla boynumu gıdıklamıştı. Hoşuma gitti ve kahkahalar attım.

"H-hyung ne yapıyorsun!? Dur!" en son boynuma bir öpücük kondurdu ve durdu. Ellerimizi bu sefer kendisi kenetledi. Yürürken soru sormaya devam etti.

"Aptallar kim?" diye sordu sakince.

"Sağda dik dik bize bakan, dolaba yaslanmış." kısaca açıklamam ile kıza bakmıştı. Kız onunla göz göze gelmesi üzerine dikleşmiş üstünü başını düzeltip gülümsemişti. Taehyung anında kafasını önüne döndürmüş konuşmuştu.

"Iy, bu kızdan nefret ediyorum. Beni bir salmadı ya." konuşması üzerine daha çok sinirlendim.

"Bugün gelmiş bir de bana Taehyung'u nasıl elde ettin diyor. Aptal ya!" anlık sinir ile ağzıma geleni söylemiştim.

"Sen beni mi kıskandın?" sorusu ile dondum.

"N-ne alaka?"

"Hiç boşver hadi gidelim."

Mean it | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin