Multimedya: Ed Sheeran - Perfect...
Yazar'ın anlatımıyla
Genç kadının kapıyı sertçe çarparak dışarı çıkışının ardından bir süre evdeki tüm sesler duruldu. Ardından Yiğit, kapıdaki bakışlarını kuzenine doğru döndürdü. "Hâlâ büyüyemedin," Dedi sinirle. Ardından o da kapıya doğru ilerledi ve eline bir şemsiye alarak tekrar Leyla'ya döndü. "Umarım mutlusundur, çünkü doğduğun andan beri tek yaptığın bu."
Genç çocuğun evi terk edişiyle beraber Gözde, tek bir şey dahi söylemeden evi terk etmişti. Leyla'ysa koskocaman salonda tek başına kalmıştı...
Ne yaptığını sorguluyordu içten içe. Neden doğduğu andan itibaren tek yaptığı ailesine zarar vermek oluyordu? Bilmiyordu. Ama her fırsatta bunu dile getirdiklerinin de farkındaydı. Dolan gözlerini sildi, ve nereye gideceğini dahi bilmeden oda evin kapısına doğru koştu...
Nereye gittiğini zerre kadar bilmeyen 3 genç. Farklı yollara koştu. Sadece biri nereye gittiğini biliyordu. Ona gidecekti, yanında huzur bulduğu o kişiye...
Ezgi'den
Arkama bakmadan oradan koşarken, tek istediğim her şeyin bitmesiydi.
Daha sonra evde ne olmuştu bilmiyordum. Ama umurumda da değildi. Tek düşünebildiğim, bundan sonra ne yapacağımdı.
Hadi bakalım Ezgi, ne b*k yiyeceksin? Duraksayarak derin bir nefes aldım. AYNI OKULDAYDIK, VE ONDAN HOŞLANDIĞIMI BİLİYORDU.
Her şey Leyla'nın suçuydu. Her şeye karışmak zorunda olmadığını bilmiyordu.
Bir süre daha oradan uzaklaşmak istercesine kaçtım her şeyden. En sonunda duraksadım. Kaç dakikadır koşuyordum? Bilmiyordum. Kafamı gökyüzüne doğru kaldırdım, yağmur hâlâ dinmemişti.
Banklardan birini otururken, ne yapacağımı hâlâ düşünüyordum. Güneş yavaş yavaş batıyor, yerini Ay'a bırakıyordu. Yavaşça ayağa kalktım. Nereye mi gidecektim? Okula gidecektim. Her zaman kaçtığım o yere gidecektim.
Bazen bağıra bağıra kaçtığınız yerlere, kendi rızanızla geri dönebilirdiniz...
🩰
Okulun karşısındaki banklardan birine oturmuştum. Sıkıca şalıma sarıldım ve gözlerimi denizin dibine diktim. Yağmur damlaları yavaş yavaş saçlarımı ıslatıyordu.
Kafamın üstünde hissettiğim gölgeyle kafamı kaldırdım. Ben şemsiye açmamıştım ki? Şemsiyeyi tutan ele doğru döndüğümde, görüş açıma tanıdık bir sima girdi.
Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Çünkü bu Yiğit'ti... "Üzgünüm," Diye mırıldandı sessizce. "Leyla sınırlarını bilmiyor."
"Yanlız kalmalıyım." Dedim ayağa kalkarken. Kendi şemsiyemi açtım ve hızlı birkaç adımla sokağın sonuna doğru yöneldim.
"Seni seviyorum." Kalbimin durduğunu hissettim. Artık elim şemsiyeyi tutmayı bırakmıştı. "Seni ne olursa olsun seviyorum, Coraline... En başından beri."
Kalbimin durduğunu hissettim. Yaşamadığımı hissettim. En başından beri...
Korkuyla dolan gözlerimi bastırdım. Hayır, hayır, hayır. Bu bir hataydı, biz bir hataydık!
"Kendine bunu yapma," Diye fısıldadım kapalı gözlerimin arasından bir damla yaş düştüğünde. "Kendine bu kötülüğü yapma, ve git. Yalvarırım."
"Saçmalıyorsun," Sesi oldukça sakindi. Sanki demin aşk itirafı yapmamışçasına sakın bir tınıyla konuşuyordu. "Seni okuldaki o bankta kitap okurken, ve müdürün seni çağırdığın da ve sen kafanı kaldırıp müdüre baktığında o gözlerini gördüğümden beri sana aşığım, Coraline. Bu sadece dış görünüşünle alakalı değil. Ben o gün gözlerinde seni gördüm. İçine hapsettiğin o kızı gördüm, ve o yaralı küçük kızı kurtarmak için sana yazdım. Sen bir hata değilsin, Coraline. Sen; hayatımdaki tek doğru şeysin..."
🩰
![](https://img.wattpad.com/cover/321036298-288-k212161.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coraline (Tamamlandı)
Fiksi Remaja! KÜFÜR İÇEREBİLİR ! 🩰 053*******: Coraline 053*******: Adın bu. Öyle değil mi? Coraline: Hayır, benim adım Ezgi. Sanırım yanlış numara. 053*******: Yanlış numara olamaz, eminim. Adın Ezgi, peki bundan emin misin? Coraline: Evet. 053*******: Demek...