Karşımda duran adama korku dolu gözlerle bakarken, tüm evi etkisi altına alan gerginlik, daha da korkma neden oluyordu.Kafamın içinde milyonlarca cevapsız soru varken, polis olduğunu söyleyen adamın sorduğu sorulara verecek bir cevabım yoktu.
Susmalıyız diyordu kafamın içinde ki o tiz ses. Bize güven ve sus. Biz seni koruruz.
" Evet Bade hanım. Bize o gün neler yaptığınızı anlatır mısınız?"
Konuşan yapılı adamdı. Adını söylemişti ama o kadar gergindim ki hatırlayamıyordum. Hemen karşımda ki tekli koltukta oturuyor, avını izleyen yırtıcı titizliği ile yüzümü inceliyordu.
Cevap verme dedi yine o ses. Sertçe yutkundum. Ense kökümden, sırtıma doğru yol alan ter damlasının aksine bedenim ayazda kalmış gibi titriyordu. Yada sadece ben öyle hissediyordum.
" Hatırlamıyorum" dedim.
Polis dikkatle yüzümü incelemeye devam etti.
" Lütfen dikkatli düşünün. O gün Tayfun bey ile görüştünüz mü?"
Biliyor dedi aynı ses. Bu sefer o da korkuya kapılmıştı.
" Görüşmedim." Dedim sesimi güçlü tutmaya çalışarak.
Adam elinde tuttuğu deftere hızlı bir şekilde bir şeyler yazdı. Çok kısa bir an kaşları çatıldı ama sonra eski ifadesiz haline geri döndü.
Yüzünde söylediklerime inanıp inanmadığına dair tek bir duygu bile yoktu.
Bir an hep böyle ifadesiz olup olmadığını merak ettim.Sahi adım ne demişti?
" Emin misiniz? Elimizde olan görüntülere göre o gün Tayfun Korhan ile görüşmüşsünüz, hatta bir tartışma yaşamışsınız."
Tırnaklarımı avuç içime batırıp, o günü düşündüm. O günü düşünmek bile midemin bulanmasına, tüm bedenimin kaskatı kesilmesine neden oluyordu.
Bakışlarımı arkadaşlarımın ve diğer polis memurunun olduğu mutfağın kapısına çevirdim.
" Bakın Bade hanım. Dediğim gibi o güne ait görüntüler elimizde. Bildiğiniz ne varsa anlatmanızı tavsiye ederim. Emin olsun sizin için en iyisi bu olacak."
İnanma dedi o tiz ses. Seni kandırmasına izin verme.
"Hatırlamıyorum" dedim tekrar. Adam kafasını anladım dercesine sallayıp ayağa kalktı. Uzun boyu ile önümde dikilirken, tam gözlerimin içine baktı.
" Bir şeyleri gizlemeniz sizin zararınıza olur. Şimdilik gidiyoruz tekrar görüşeceğiz" Önümden çekilirken bir kaç büyük adımda mutfağın kapısına gidip, kapıyı açtı.
" Gidiyoruz Selim."Gözüm açılan kapının ardında görünen yüzlere kayarken usulca ayağa kalktım.
İki polis memuru dış kapıya doğru ilerlerken bende peşlerinden gittim.
" Tekrar görüşmek üzere." Dedi adını hatırlamadığım polis.
Onlar evden çıktığında arkadaşlarımda mutfaktan çıkmıştı.
Derin bir nefes aldım.
" Ne oluyor lan?" Dedi Serdar ellerini saçlarının arasına sokup, saçlarını karıştırırken. Yüzünde bir çok duygunun emareleri vardı.
Adnan Serdar'a göre daha sakin dursa da onunda kafasında bir çok soru işareti olduğu yüzünden belliydi.
Melisa ve Gizem yan yana çift kişilik koltuğa oturmuş öylece bakıyorlardı. Erzen ise pencerenin önünde ayakta bekliyordu.
" Bade bize neler olduğunu anlatacak mısın? O gün neden Tayfun abi ile tartıştın? Neden polisler buraya geldi? Neden bize acayip acayip sorular sordular?"
Serdar kafasının içinde olan soruları ardı ardına sıralarken, onlara ne demem gerektiğini düşünüyordum. Açıkçası bu kadar gerilmem ve korkmam saçmaydı. Evet o gün o adamla tartışmıştım ama sonuçta onu öldüren ben değildim.
Neden suçlu benmişim gibi korkuyordum ki...
" Benim bu olayla bir ilgim yok." Dedim hepsinin tek tek yüzüne baktıktan hemen sonra. " Evet o gün Tayfun abi ile tartıştım ama basit bir şeydi."
" O zaman neden polis evine kadar geldi?"
Bu sefer soru soran Melisa'ydı. Sesi yüzü kadar soğuk ve katıydı." Bilmiyorum." Dedim yanağımın iç tarafını ısırırken.
Melisa'nın bu garip tavrı gerilmeme neden olmuştu. Beni mi suçluyordu?"Ama bilmen lazım."
Tam cevap vermek için ağzımı açmıştım ki Adnan benden önce davrandı.
" Herkes bir sakin olsun önce." Ses tonu kontrollüydü. Her zamanki gibi.
" Bade'nin bu olanlarla tabi ki alakası yok. Olayın olduğu gece hep beraberdik. Sakin olup, mantıklı düşünün. Polis bu olay için herkesin ifadesini almak zorunda. Bu durum kimseyi suçlu yapmaz."" Adnan haklı." Dedi Erzen kollarını göğsünde bağlarken. " Polisin ifade olması, sorular sorması kadar doğal bir şey yok." Melisa' ya döndü. " Korktuğunu, şaşırdığını biliyorum zira hepimiz korktuk ama lütfen sakinleş."
Melisa bir kaç saniye cevap vermeyip gözlerini kapattı. Aslında onu anlayabiliyordum. İçimizde duygularını hep en uçta yaşayan oydu. En çok onun korktuğunu biliyordum.
Gözlerini açtığında " özür dilerim." Dedi. " Korkudan ne dediğimi bilmiyorum."
Kafamı önemi yok dercesine salladım. Şu an cidden bunun önemi yoktu. Asıl önemli olan polisin giderken tekrar geleceğini ima etmesiydi. Tekrar hatırlamıyorum diyemezdim. Gerçeği nereye kadar saklayabilirdim ki... Sonuna kadar dedi susmak bilmeyen o ses. Sonuna kadar gideceğiz.
" Bize her şeyi anlatmalısın Bade." Dedi Gizem elini destek olurcasına Melisa'nın omzuna koyarken. Ses tonu sakindi.
Onlara olanları neden anlatmadığımı bilmiyordum." Anlatacağım." Dedim daha fazla düşünmeye gerek duymayarak. Neyi nasıl anlatacağımı, nereden başlayacağımı bilmiyordum ama anlatacaktım. Bu sırrı daha fazla tek başıma taşıyamazdım.
🌨️
Dumanı tüten sigaramı küllüğe bırakıp, işaret parmağımın ucunu elimde tuttuğum bıçağın keskin yüzeyinde gezdirdim.
Gergindim.
Kafamın içinde sürekli konuşan birileri vardı. Onun zarar görmesini istemiyordum.
Aptal.
Neden susmuştu ki? En başta konuşması lazımdı. Hatta o kadar konuşmalıydı ki, ondan başkasının sesini duymamalıydım. Konuşması gerekirken susmuş, susması gerekirken konuşmaya başlamıştı.
Bade Erez bu dünyada gördüğüm en büyük aptaldı.
Sigaram kendi kendine kül olurken, bıçağı pencerenin önüne bırakıp ayağa kalktım. Saatlerdir hareket etmeden oturduğum için bütün kaslarım kasılmıştı.Kahretsin. Onun için endişelenmekten bıkmıştım. Onu neden öldürmüyordum ki, hemen şu an o ince boynunu tek bir hareketle kırabilirdim.
Hah! Kimi kandırıyorum. Ona dokunamazdım. Onun saçının teline zarar gelmesin diye dünyayı ateşe verebilirdim. Onu öldürme düşüncesi bile canımı bu denli yakarken, nasıl ona dokunabilirdim ki.Aptal olsa da yaşamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSE MASUM DEĞİL (Tamamlandı)
Romance⚡Tamamlandı⚡ Psikopat bir aşığın kanlı hikayesi