Bir hafta sonra...
Yavrum: Başka ülkeye gitmek nereden çıktı
Yavrum: Üç yıl önce bunu yapmadın
Yavrum: Şimdi ne değişti ha
Yavrum: Benim yüzümden olduğunu biliyorum
Yavrum: Ve bunu kendine yapman çok saçma
Yavrum: Sana geçmişi hatırlatmak istememiştim
Yavrum: Her şeye rağmen seninle olmak istiyorum
Yavrum: Korkmuyorum
Yavrum: Anlamıyor musun
Yavrum: Orada olanlar benim hatamdı
Yavrum: İçeri girmemem gerekiyordu
Yavrum: Özür dilerim
Yavrum: Her şeyi bırakıp gidemezsin
Yavrum: Sen korkup kaçacak biri değilsin
Yavrum: Bir haftadır tek yaptığın şey görüldü atmak mı
Efken: ( görüldü )
Efsa ATEŞ
patlamadan sonra bir hafta geçti ve her gün bıkmadan yazdığım mesajlarıma sadece görüldü yapan Efken, belki de şuan ülkeden ayrılmak için yola koyulmuş bile olabilirdi. Hepsi benim hatamdı. Ona geçmişi bu denli hatırlatmam çok acımasızcaydı. Benim hatam yüzünden bir daha sevdiklerini göremicekti. Daha da önemlisi ben aşık olduğum adamı bir daha göremicektim. Bir şey yapmalıyım ve bunu en kısa zamanda yapmalıydım.
Yaralarım hala tam iyileşmiş değildi. Bir hafta boyunca beni canımdan bezdiren ve beni oradan kurtaran Atalay, yaşadığıma beni pişman etmişti. Bana karşı olan bu sert korumacı tavrı belki de, ailemin olmaması onu bana karşı bu denli korumacı yapıyordu. Her kararımda arkamda durması ve hatalarımı hiç acımadan yüzüme vuran bu adam benim için bir aile gibiydi. Alt dudağıma atılan iki dikiş yarası sızlayınca yüzümü buruşturdum istemsizce.
Sağ elimle destek alarak ayaklanma için sehpadan destek aldım. Yaralarım eskiden daha iyi durumdaydı ve bugün evde kimse olmadığı için kendi işlerimi kendim görecektim. Atalay çocukları toplayıp gitmişti ve bana hiç bir açıklama yapma gereği duymamıştı. Kimi arasam telefonu açmamıştı. Herkesi bu konuda çok sert bir şekilde uyarmış olmalıki kimse geri dönüş yapmamıştı. Derin bir nefes verip mutfağa yöneldim. Açlıktan ölmek üzereydim. Dikkatli ve yavaş adımlar eşliğinde, soğuk ahşaptan yükselen çıplak ayak sesleri benimle mutfağa kadar devam etmişti. Mutfak tertemiz bir şekilde kullanılmış ve öylece duruyordu. Görünüşte yiyebileceğin bir şey yoktu. Ağır adımlarla dolaba ilerleyip kapağını açtım. Kısa bir göz gezdirdikten sonra bölmeden bulunan süt kutusunu ve bir kırmızı elma aldıktan sonra kapağı kapattım. Sütü mutfağın ortasında olan uzun masaya bırakıp elmamı güzelce yıkayıp bir ısırık aldım. Ben elmamı yerken mısır gerveğini arıyordum.
Bir kaç dolap açıp kapattıktan sonra sonunda bulmuştum ama bir sorun vardı. Elimin yetişmesi biraz zordu. Parmak uçlarını üstüne yükselip bir kaç kere uzansamda başaramamıştım. Sol elimde olan elmamı ısırarak ağzımda tutarken iki elimle uzandığım esnada birden belimde hissettiğim uzun parmakların ardından yükselmemle şok olmuş bir şekilde mısır gerveğinin kutusuyla bakışıyordum. Gözlerimi bir kaç kes açıp kapatsam da hala aynı şekilde mısır gerveğiyle bakışıyorduk.
"Aşıklar gibi bakışmayı kes de al şu kutuyu."
Şok olmuş bir şekilde kutuyu iki elimle tuttum. Belimden sıkıca kavrayan uzun parmaklar beni dikkatli bir şekilde geri çekip ayaklarımın yere basmasını sağlamıştı ama ben kulaklarımda çınlayan o sert ve tok sesin dehşetindeydim. Parkenin soğuk zemini ayaklarımdan tüm bedenime yol almış gibi tüm tüylerim diken diken olmuştu. Dehşetle arkamı döndüm ve gördüğüm sadece siyah bir duvardı. Gözlerim bir dağa tırmanır gibi yükselirken çenemi kaldırıp üsten bana bakan bir çift mavi gözle karşılaştım. Ağzımda kırmızı bir elma ve elimde mısır gerveği kutusuyla harika bir karşılaşma yapmıştım. Lanet olsun!
Efken gözlerimin içine bakmaya devam ederek eğilip ağzımda duran elmadan bir ısırık alıp geri çekilmeden, "Tadı çok güzelmiş." derken ben far görmüş tavşan gibi kocaman gözlerle dehşet içinde ona bakıyordum. Kahretsin bu bir rüya olmalıydı. Ben yine o saçma rüyalardan birini görüyor olmalıydım. Evet, evet bu bir rüyaydı.
"Salak gibi bakmayı bırakta açım ben," dedi ve elmayı dudaklarımdan çekip devam etti. "Bir şeyler hazırla."
Dudağımda hissettiğim sızıyla karşımda dikilen adamın gerçek olduğunu anlamıştım.
Bölüm sonu :
Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAVRUM | Texting
ChickLitYavrum : Yer aç Yavrum : Kucağına gelicem Efken : Gel yavrum Efken : Dizlerime otur Efken : Başını göğsüme koy Efken : Bedenimde hissettiğim ağırlığın bana zevk veriyor