family

274 21 8
                                    

Grace.

"Geldik."

Arabasını park ettiğinde önümde duran iki katlı eve bakıyordum.

"Sakin ol. Hiç bir sorun olmayacak. Her şey eski de kaldı ve...baksana Aida pencereden bize bakıyor." 

Bakışlarımı işaret ettiği pencereye çevirdim. "Sanırım heyecandan kusacağım. Ya Aida ve annen beni sevmezse?"

"Saçmalama. Sana bayılacaklar. Üstelik Aida'nın uzun zamandır benden istediği oyuncağı aldın." Buraya gelirken Aida'ya oyuncak almak için durmuştuk. Oyuncağı o almıştı.

Elimi tutup beni kahverengi eve doğru sürükledi. Perdedeki hareketliliği gördüğümde gerçekten de Aida'nın bizi izlediğini anlamıştım.

"Bak şimdi kapıyı Aida açacak."

Söylediği gibi oldu. Kapıyı Aida açmıştı.

"Sonunda geldiniz!" zıplayıp Zayn'in kucağına atladığında, ona kocaman sarıldı.

"Seni çok özledim. Annem siz geleceksiniz diye en sevdiğin şeyleri hazırladı. Merhaba, Gracie."

Tanrım. O çok tatlıydı. Ve Gracie diye seslenmeyi nerden öğrenmişti?

Gülümsedim. "Selam, Aida." Abisinin kucağından kayarak kollarını bana açtığında eğildim ve sarılışına karşılık verdim.

"Kapıda mı bekleyeceğiz? Ayaklarında çorap yok ve hava buz gibi." diye uyardı Zayn ve bizi eve soktu.

"Zayn'e uzun zamandır seni getirmesini söylüyordum." Elimi tutarak beni yönlendirdiğinde sanki Zayn'in ablası gibiydi.

"Zayn ne söyledi peki?"

"Bir gün beraber geleceğinizden bahsetti. Sanırım bu gün günlerden bir gün." Söylediği şey kafamı karıştırsa da güldüm.

"Bir gün diye gün yok, Aida. Bu gün günlerden cuma." onu kucağına alıp yanaklarını öpücükler bırakırken devam etti. "Annem nerede?"

"Aida? Kiminle konuşuyorsun?!"

"İşte geliyor!" dedi Aida.

Annesi,yanımıza geldiğinde aklımda sadece ne kadar güzel olduğu düşüncesi vardı. Gözleri, Zayn'in aynısıydı. Çok güzeldi. Çok. Onu bambaşka bir halde göreceğimi düşünmüştüm.

"Aman Tanrım! Ne zaman geldiniz? Kapının sesini duymadım."

"Aida açtı."

"Küçük yaramaz."

Kollarını Zayn'e değil de bana sarınca biraz şaşırmış olsamda ona karşılık verdim.

"Zayn senden çok bahsediyordu, Grace. Sonunda tanışabildik. Ben Trisha. Nasılsın?"

"Teşekkür ederim. İyiyim. Siz nasılsınız?" dedim sessizce. Siktir. Utanıyorum. Hemde çok!

"Bende iyiyim. Bana Trisha de lütfen." Aida Zayn'in kucağındayken oğluna sarıldığında bu görüntü karşısında ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Koluma girip bizi içeri davet ettiğinde gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum. İçeri girince büyük bir salon bizi karşılamıştı. Sıradan koltuk takımının yanında salonun büyük kısmını Aida'nın oyuncakları oluşturuyordu. Oyuncak büyük bir at, akülü araba, oyun çitleri ve bir sürü oyuncak vardı. Dağınık değildi. Sadece çok fazlaydı.

"Sana oyuncaklarını toplamanı söylemiştim." diye uyardı Trisha, Aida'yı.

"Grace ve Zayn ile oynayacağız." Hazır cevaptı. Bana döndü. "Oynarız değil mi?"

other boy • zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin