reality

766 50 1
                                    

Grace.

Moon'daydım.

Cam kenarında iki kişilik bir masada oturmuş,Zayn'in gelmesini bekliyordum. Konuştuğumuz saatten yarım saat kadar önce gelmiştim. Heyecandan evde duramamıştım ve kendimi dışarıya atmıştım.

Benimle konuşmak istediği konunun ne olduğunu deli gibi merak ediyordum. Ashton ve benimle ilgili olan bir konu Zayn'i hangi derecede ilgilendiriyordu hiç bilmiyordum fakat söylediğine göre boyutu ciddi bir şey olmalıydı. Sonuçta mesaj da bile anlatmadığı, gerçekten yüz yüze konuşmaya değer bir konuydu.

Öte yandan Zayn ile konu ne olursa olsun tekrardan hatta baş başa burda olma düşüncesi beni heyecanlandıran, daha çok heyecanlandıran,taraftı. Bir an önce gelmesini istiyordum, Zayn gelmeden çalışanlardan biri bayıldığım için beni hastaneye götürebilirdi.

Yaklaşık on dakika kadar bekledikten sonra kapıdan içeriye girmiş, mükemmel yüzünü bana göstermişti. Gelmişti. Bakışları kafede ufak bir gezintiye çıkmış,vakit kaybetmeden beni bulmuştu. Geçen gün ki gibi yüzüne bir tebessüm yerleştirerek yanıma adımladı.

"Merhaba. Saati öğlen iki diye anlaşmıştık ama seni bekletmedim umarım." Kolundaki saatine bakarken konuşmuştu.

"Hey! Hayır şey-sadece bazı işlerim vardı ve onlarda erken bitince direk buraya geldim."

Yalandı. Hiç bir işim yoktu ve erken gelmiştim.

"İyi o zaman." Giymiş olduğu deri ceketi çıkartıp,sandalyesinin kenarına koyduktan sonra devam etti. "Nasılsın?"

"İyiyim,sen. Sen nasılsın?"

Kendimi rahat hissetmiyordum.

"İyiyim."

"Aslında be-"

Garsonun elinde menülerle yanımıza gelmesiyle cümlesi yarıda kesilmesi, benim için bir fırsattı. Konuşurken bir sonraki cümlemi düşünen bir insan değildim genelde. O an içimden geldiği gibi konuşur, hareket ederdim fakat şu an fazlasıyla gergindim. Bu yüzden ağzımdan yanlış şeyler çıkmaması adına menüye bakma bahanesiyle sağlıklı bir şekilde düşünmeye çalışacaktım.

"Ne istersin?" Sayfaları tekrar tekrar çevirirken hala ne içmek istediğime karar vermemiştim fakat Zayn sipariş işini halletmeden konuşmayacak gibiydi. Menüyü kapatıp konuştum. "Sütlü kahve alacağım."

Garsonun gelmesi için el işareti yaptığında garson hemen yanımıza gelmişti.

"Filtre kahve ve sütlü kahve istiyoruz."

Garson siparişleri alıp yanımızdan ayrıldığında bakışları tekrardan beni buldu. Elalarına yeniden bu kadar yakın olmak beni biraz da olsa iyi hissettirmişti.

"Buraya gelmeden önce çok düşündüm. Gelip gelmeyeceğimi değil tabii yanlış anlama. Sadece konuşacağım konu beni biraz tedirgin ediyor ve konunun neresinde olmam gerektiğini kestiremiyorum." Devam etmesi için yüzüne bakarken bunu bir cevap olarak kabul edip devam etti. "Konu sen ve Ashton. Aslında daha çok Ashton."

Ashton hakkında bana ne söyleyebilirdi ki? Barışmamızı mı istiyordu?

"Sen onun yakın arkadaşısın ve lütfen bana ilişkimiz hakkında konuşmak için geldiğini söyleme,Zayn."

Zayn ile Ashton hakkında konuşmak beni gerçekten mahvederdi.

"Hayır hayır. Öyle bir niyetim yok. Olgun insanlarsınız ve size ilişkiniz hakkında akıl verecek değilim. Hem bitmiş bir ilişki hakkında konuşmak istemem."

Bir nebzede olsa rahatlamıştım.

"Öyleyse konuşmak istediğin şey ne?"

"Ash-"

Garson siparişlerimizi getirdiğinde Zayn'in cümlesi yine yarım kalmıştı. Kafasını dışarıya doğru çevirdiğinde bir küfür savurduğunu duymuştum. Sanki söyleyeceği sözler için cesarete ihtiyacı vardı, konuşmak istediğinde garson gelmişti.

Kahve fincanlarımız önümüze bırakıldıktan sonra Zayn, çocuğun gitmesini beklemiş sonrasında devam etmişti.

"Çok bölündü, değil mi?"

"Benim için sorun yok. Seni bekliyorum,rahat ol." Yamuk duran kahve fincanımı düzelttikten sonra bakışlarımı Zayn'e çevirdim, gülümsemeye çalıştım.

"Pekala. Ashton'un arkadaşı olarak bunları sana anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum. Benim berbat bir arkadaş,iğrenç ve hatta kıskanç olduğumu düşünebilirsin fakat bu düşünceyle daha fazla yaşamak istemiyorum ve bu yüzden seninle konuşmak istedim."

"Seni dinliyorum." Korkuyordum. Anlat artık, bayılacağım!

"Ashton'ın senden önce bir sevgilisi vardı, Chloe. Sen Ashton ile tanışmadan bir ay önce ayrılmışlardı ve ardından Ashton sana yazmıştı. İki senelik bir ilişkiydi.

Ben ikinci sınıftım, Zayn ve Ashton'ın ise üniversitede üçüncü yıllarıydı.

"Evet."

Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra anlatmaya devam etti.

"Biri sana bir ay boyunca mesaj atsa ve bir gün yazmasa kendini kötü hissedersin değil mi? Ben de hissederdim. Ashton'ın sana yazmasını da buna benzetiyorum. Kimse iki yıl süren bir ilişkisini bir ay da unutamaz."

"Ashton'ın boşta kaldığı için mi bana yazdı yani? Bunu mu söylemek istiyorsun?" Kaşlarım çatılmıştı konuşurken.

"Ben bir şey söylemek istemiyorum,Grace. Sadece bazı şeyler hakkında bilgi sahibi olmanı istiyorum. Sana Ashton seni kullandı,attı demiyorum. Sadece bana göre kendini boşlukta hissetti ve kendine sevgili yapmak için birilerini aramaya başladı. Bulduğu kişi de sen oldun."

Bunları söylemek için geç değil miydi? Sonuçta ben Ashton ile üç ay çıkmıştım ve ayrılınca bunları söylemesi kuruntu yapmama yol açmaktan başka hiç bir şey değildi.

"Tamam. Ashton acısını dindirmek için benimle sevgili oldu diyelim. Sen neden bunu bana daha önce söylemedin peki?"

"Her şeyin yeni farkında vardım. Çünkü şey-Ashton ve Chloe tekrardan konuşmaya başladılar,Grace."

Kendimi ,Zayn'e karşı hayranlık beslemeye başladım diye suçlarken Ashton beni hiç sevmemişti. Onun için geçici biri olmuştum ve şimdi hayatında kalıcı olan biriyle devam ediyordu. Mutlu olmalıydı. Her ne kadar Ashton'a karşı hissetiğim duygular hafif olsa da, bu acıtmıştı.

"Ben ne söylemem gerektiğini bilmiyorum." Bakışlarımı Zayn'den çekerek kucağımdaki ellerimle oynamaya başladım.

"Sadece bunları bilmeye hakkın olduğu için seninle konuşmak istedim. Onun için üzülmeni istemediğim için anlatma ihtiyacı duydum fakat sanırım seni şu an daha çok üzdüm."

"Beni sen üzmedin,Zayn. Sadece Ashton'a biraz kırıldım. Biz arkadaş kalmaya karar vermiş gibi bir şeydik. Hatta kötü bitmesin diye geçen gün burda buluştuk ve şimdi. Bilmiyorum. Bunları duymak biraz kırdı."

Bu saatten sonra Ashton ile arkadaş kalamazdım. Hatta onu bir daha görmek dahi istemiyorum.

"Arkadaşım adına senden özür dilerim,Grace. Böyle olsun istemezdim."

Bir kez daha Zayn'in ne kadar iyi kalpli,düşünceli ve değerli biri olduğunu anlamıştım. O hayatından alakasız bir insanı bile üzmemek için arkadaşlığını tehlikeye atacak kadar cesurdu üstelik.

"Sorun değil.Teşekkür ederim,Zayn."

other boy • zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin