pizza

452 21 11
                                    

Grace.

"Ben geldim! Evde misin Grace?"

"Odamdayım!"

Bu gün tüm evdeydim. Okulum haftalık ders programına göre bazı günleri boş bırakıyordu. Bu gün de öyle bir gündü. Her ne kadar evde dinlemeyi sevsemde bu aynı zamanda yalnız olmak daha fazla düşünmekti.

"Müsait misin?"

"Evet gelsene." Elimdeki kitabı yatağıma bırakarak uzandığım yatağımda dik konuma geldim.

"Ne yapıyorsun? Yemek yedin mi?"

Birazdan Angel'ın yeni bulduğu bir tarifi yiyecektim sanırım. En son kahvaltıda bir şeyler yemiştim ve onun dışında tüm günüm yatakta geçmişti.

"Kahvaltı yapmıştım."

"Yani açsın?"

"Evet."

Kesinlikle yeni tarif alarmıydı bu.

"Bende çok acıktım ve çok yorgunum. Bu gün dışarıdan bir şeyler söyleyelim mi? Şaşırmıştım. "Bu gün yeni bir tarif yok mu?" Alaylı konuşmam onu sinirlendirmişti. "Grace!" Elindeki peluş ayıyı bana fırlattı. "Çok yorgunum. Sen neden bir şeyler hazırlamadın?"

Aslında güzel yemek yapardım. Mutfağa nadir girerdim fakat yaptığım yemekler arkadaşlarım tarafından beğenilirdi. Bu gün sadece öyle bir gün değildi. Yemek yapacak kadar enerjik hissetmiyordum kendimi.

"Tüm gün ders notlarıyla uğraştım."

"Pizza yiyelim mi? Moon pizzası?" Moon pizzası. Ashton'ın bana kazandırdığı tek güzel şey olabilirdi.  "Tamam."

"O zaman ben üzerimi değiştiriyorum sende sipariş ver olur mu?" Angel odamdan çıktıktan sonra telefonumdan Moon'un yemek uygulamasını açtım. Tanrım. Siparişler hizmet dışıydı. Canım çok fazla pizza istiyor. Oturduğum yataktan kalktım. Uzun zamandır oturduğum için bacaklarım uyuşmuştu. Dolabımdan siyah pantolonumu ve siyah kapşonlu ceketimi alıp hızla üzerime geçirdim. Bu gün o pizza yenilecekti. Kombinime tamamen zıt olan renkli çoraplarımı giyip odadan çıktım.

"Ben pizzaları almaya gidiyorum!" Ayakkabılarımı giyerken Angel'a bağırdım.

"Nereye gidiyorsun?!" Onu dinlemeden anahtarımı alıp evden çıktım. Hava serindi. Ceketimin şapkasını kafama geçirdim. Böyle havaları çok seviyorum. Yaz ya da kış değil serin havalar benim her zaman en sevdiğimdi.

Moon'a girdim. Tezgahın arkasında Deniz'i gördüğümde yüzümde bir gülümseme oldu. Deniz burda part time çalışan biriydi ve zaman zaman sohbet etme fırsatımız olmuştu.

"Hey! Deniz." Ona seslendiğimde elindeki tepsileri bırakıp yanıma geldi.

"Grace? Deeeenis değil Deniz." Mahçup bir şekilde gülümsedim. "Özür dilerim. Telaffuz etmekte zorlanıyorum."

"Sadece şaka yapıyorum. Nasılsın?"

"İyiyim. Nasıl gidiyor?" Kafamdaki şapkayı açarak kafeyi gözden geçirdim. "Yoğun değil gibi?"

other boy • zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin