Güzel geçen bir kahvaltının ardından yeniden arabaya binmiş, yola koyulmuştuk.
"Beğendin mi burayı?" diye sordu Giray sessizliği bozarak.
Yüzümden silinmeyen gülümsememle hevesle ona döndüm.
"E-evet, ç-çok tatlı ins-sanlar." dedim sesimden silemediğim heyecan ve neşeyle.
Hepsini çok sevmiştim. O kadar cana yakınlardı ki. Hele Fadime teyze... Çok tatlı ve komik bir kadındı. Onları tekrar görmek isterdim.
"Sevdiysen tekrar geliriz o zaman." dedi o da bu halime tebessüm ederek.
Önüme dönerken 'Neden bu kadar heyecanlı olduğumu belli ettim ki!' düşüncesiyle kızararak kendime sitem ettim.
Şuan da nereye gittiğimize dair hiçbir fikrim yoktu. Yine...
<><><><><><><><>
Aradan bayağı bir zaman geçtiğinde merakım da giderek artıyordu ama bunu ona belli etmek istemediğimden susuyordum. Ormanların arasında gittikçe gidiyor, birer birer ağaçları gerimizde bırakıyorduk...
Giray'ın arada sırada bana baktığını hissetsem de bakışlarımı ona çevirmedim. Bakışlarım hep camın dışında kalan huzur veren ormanlık alandaydı. Aradan geçen birkaç dakikanın ardından ağaçların arasından iki katlı bir ev göründü. Evin sol tarafında kalan ahırdan çıkan atları izlerken çok şirin olduklarını düşünüyordum. Ardından en arkadan gelen midilliyi gördüm. Sanırım tatlılığından şuraya doğru eriyebilirdim. Oturduğum koltukta dikleşerek cama doğru daha çok dönerek onları daha dikkatli izlemeye başladım.
"Hadi in bakalım." diyen Giray ile ona dönmüştüm. Arabanın durmuş olduğunu daha yeni fark ediyordum.
Mutluluktan içimin kıpır kıpır olmasıyla hızla arabadan indim ve Giray'ın arabadan inmesini beklemeden biraz atlara doğru yaklaştım. Zaten o sırada da Giray bana yetişip yanımda yürümeye başlamıştı.
"Atları sever misin?" diye sorduğunda ona bakmadan onaylarcasına kafamı salladım.
"Bindin mi peki daha önce?"
"H-hayır."
"Rüzgar yeni kişilere biraz asabidir fakat Melek uysaldır. Ona binmek ister misin?" diye sorduğunda buraya çokça geldiğini anladım. Atlar gerçekten sevimli görünüyorlardı fakat onların yanına yaklaşmak hatta binmek gözüme birden korkutucu gelmişti. Başımı yavaşça Giray'a çevirdiğimde göz göze gelmiştik. Hızla olumsuzca salladım kafamı. Açıkçası pekte onlara yaklaşmaya niyetim yoktu.
Sanırım atlardan korktuğumu anlamış olacak ki hafifçe güldü ve, "Merak etme, bir şey olmaz." dese de ben binmek istemiyordum.
"B-binm-mek i-istem-miyorum." dedim ve olduğum yerde durdum.
"H-hadi eve g-gidelim." dedim ve hızla arkamı dönerek arabaya doğru adımlayacakken bileğimin tutulmasıyla durmak zorunda kaldım.
"Tamam binme ama akşama kadar çiftlik evindeyiz. Hem temiz hava almış oluruz Açelya, fena mı?" dediğinde rahat bir nefes alarak ona döndüm.
"T-tamam." dedim.
"Hadi gel içeriye girelim." dediğinde onu takip ederek eve girdim. Ahşaptan yapılmış evin içi de en az dışı kadar güzeldi. Girişin direkt olarak oturma alanına açılıyordu ve oldukça şık döşenmişti. Mutfakla salon birdi ve mutfakta tam olarak çiftlik evine yakışır nitelikteydi. Sol tarafta kalan merdivenleri gördüğümde kafamı yukarı kaldırdım ve üst kata baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik
ChickLit"Benim karım olmayı hak etmiyorsun! Her gün eve geldiğimde, senin o kekeleyerek konuşmandan bıktım usandım. Anlıyor musun beni?" Öylece ona bakıyordum. Bu zamana kadar benim kekelememe laf söyleyen birçok insan vardı ama beni en çok üzeni bu olmuştu...