Giray saç kurutma makinesiyle işi bitince onu yeniden banyoya götürdü. Bu sırada bende ayağa kalkarak yatağa doğru ilerledim ve bir tane yastığı alarak, gardıroba ilerledim. Dolabın kapağını açıp üst rafta bulunan pike ve çarşafı alarak kapağı kapattım. Daha sonrasında da odadan çıkarak salona indim. Tabi ki de Giray ile aynı yatakta yatmayacaktım!
Salona geldiğimde koltuğun üzerindeki yastıkları alıp diğer koltuğa koydum ve yatağımı yapmaya başladım.
"Ne yapıyorsun?"
Aniden gelen sesle irkilip, arkamı döndüm. Sessiz sedasız gelmese olmuyordu sanki...
"Ya-yatağım-mı ha-hazırl-lıyorum."
Söylediklerimle kaşları yavaşça çatıldı.
"Neden?"
Neden mi? Dalga mı geçiyordu bu benimle?
"Ne ne-neden?" Anlamız bakışlarımı yüzüne odaklamış bir cevap bekliyordum. Herhalde onunla aynı yatakta yatacağımı düşünmemişti. Derin bir nefes aldı ve yavaşça bıraktı.
"Sen yukarı çık. Ben yatarım burada."
Neden onu kendi yatağından alıkoyayım ki? Söylediği şeyle bu sefer benim kaşlarım çatılmıştı.
"Ge-gerek y-yok!"
"Gerekli olup olmadığını sormadım Açelya. Yukarı çık ve oraya yat. Hem zaten bende burada yatmayacağım. Evde bir sürü kullanılmayan misafir odası var. Onlardan birinde kalırım." Peki madem. Koltukta uyumaktansa yatakta uyumayı tercih ederim. Koltuktaki yastık ve örtüleri aldığımda Giray elimden alarak yukarı çıkmaya başladı. Bende onu takip ederek indiğim merdivenleri geri tırmandım...
Odaya girdiğimde direkt yatağa yattım. O kadar yorgundum ki günlerdir hatta yıllardır... Daha fazla bunları düşünmeyerek kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
<><><><><><><><>
Sabah yüzüme vuran güneş ışınlarıyla uyanmak zorunda kalmıştım. Rahatsızca yerimde kımıldanıp diğer tarafa döndüm. Yorgunluğum bedenimden uçup gitmişti sanki. Bugün kendimi oldukça dinç hissediyordum. Yatakta yavaşça gerinip kalktım ve odadaki banyoya girdim. Günlük rutinlerimi tamamlayıp aşağı kata inmek için odadan çıktım.
Giray uyanmış mıydı acaba? Evin sessiz olmasına bakacak olursam henüz uyanmamıştı. Sabah kalkar kalkmaz bir şey yiyemediğim için salona gittim ve televizyon izlemeye karar verdim. Televizyonda boş boş kanal atlarken gözüm kenardaki saate kaymıştı. Saat iki buçuktu! Ben bu saate kadar nasıl uyuyabildim!
Bence Giray'ın bu saate kadar çoktan uyanması gerekirdi. Biraz daha beklemeye karar vererek televizyondaki magazin programına döndüm. O sırada evin dış kapısının açılması bir oldu. Nermin teyzeler mi gelmişti acaba? Gözlerimle odanın kapısına bakarak kimin geldiğini anlamaya çalışırken Giray göründü. O evde değil miydi?
"Şok şok şok! Giray Zorlu kendi düğününde bir başkasıyla öpüşürken görüldü. Ayrıntılar az sonra..."
(Bunu yazarken çok güldüm yaf jdshsjh)
Duyduklarımla kaynar sular başımdan aşağıya dökülmüştü adeta...
Giray ile gözlerimiz kesiştiğinde onun gözlerinde şaşkınlık, benim gözlerimdeyse korku olduğuna emindim. Onun yaptığı hataların bedelini ben ödeyeceğim... Aklıma annemin tehdidi gelmesiyle korkudan ürperdim ve bakışlarımı ondan çekerek televizyona diktim.
Magazin programı reklam vermiş, bense sessizce düğün anımızı bekliyordum. Giray'ın yanıma geldiğini, bana yaklaşan ayak seslerinden anladım. Yavaşça benimle aynı koltuğa, biraz uzağıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik
Chick-Lit"Benim karım olmayı hak etmiyorsun! Her gün eve geldiğimde, senin o kekeleyerek konuşmandan bıktım usandım. Anlıyor musun beni?" Öylece ona bakıyordum. Bu zamana kadar benim kekelememe laf söyleyen birçok insan vardı ama beni en çok üzeni bu olmuştu...