33.BÖLÜM

12.8K 437 54
                                    

-Açelya'dan-

Yola çıkalı neredeyse yirmi dakika oluyordu fakat ne o bozuyordu bu sessizliği ne de ben. Öylece akıp giden yolu izlerken nereye gittiğimize dair bir şey bilmememe rağmen huzurlu hissediyordum. Tabii nereye gideceğimize dair bir merak vardı içimde fakat bunu ona soracak cesaret yoktu bende...

Giray radyodan şarkı açarak bu sessizliği bozdu. 

"Yollar bana hep mi kapalı
Olur dedim bak yine olmadı
Sana çıkmayan yolları neyleyim
Ah ben neyleyim..."

Şarkının sözlerine odaklandığımı fark ettim. Bakışlarımı ön cama sabitledim ve şarkıyı dinlemeye devam ettim. 

"Bu aşk değil kara mı sevda
Gözlerinle ah başım belada
Beni sevmeyen seni neyleyim
Ah ben neyleyim..."

Giray'ın bakışlarını üzerimde hissetsem de bakışlarımı ısrarla ona çevirmiyordum.

"Duymam duyamam ama
Bilmem bilemem ama
Söyle ne yaptın bana bileyim..." 

Derin bir iç çekti içine ve hızla radyoyu kapattı. 

Neden bunu yaptığını anlamasam da sesimi çıkarmayarak sessizliğe devam ettim. O an aklıma onunla ilk tanıştığımız zamanlarda bana söylediği sözler geldi. 'Benim yanımda gerekmedikçe konuşma!', ondan sonrasında da konuşmam için söylediği sözler... Ne kadar değişik bir adamdı bu böyle...

Aradan geçen birkaç dakikanın ardından yeşilliklerin içinde bulunan kulübeye benzer bir yere gelmiştik. Kulübenin bahçesinde ahşaptan yapılma masalar ve sandalyeler bulunuyordu. Etraflarındaki ağaçlarda rengarenk süslü led lambalar ortama güzel bir hava katıyordu. O an keşke burayı akşamda görebilme şansım olsaydı diye geçirdim içimden. Ben hayran hayran dışarıyı izlerken Giray arabadan inmiş ve benim de kapımı açarak arabadan inmemi sağlamıştı. Ben hala kulübeyi izlerken elindeki tepsilerle müşterilere servis açan adamlardan bir tanesi bizi fark etti ve hızla elindeki tepsiyi yanındaki çocuğun eline tutuşturarak, yüzündeki büyük gülümsemesiyle hızla yanımıza gelmişti.

"Vay, aslanım gelmiş hoş gelmiş." dedi adam ve bir anda Giray'a sarıldı. Giray'da adama aynı içtenlikle karşılık verdiğinde bende yüzümdeki tebessümle onları izlemeye başladım. Birbirinden ayrıldıklarında adamın meraklı bakışları beni buldu ve yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. 

"Bu hanım kızımız da kim?" diye sordu hala bana bakarken. 

Giray elini belime sararak bakışlarını gözlerime kenetledi ve içtenlikle gülümseyerek, "Eşim..." dedi. O bu şekilde söyleyince birden utanmış ve bakışlarımı kaçırmıştım. 

"Maşallah çok yakışıyorsunuz. Fadime sultan çok sevinecek bu habere." dediğinde yüzü aydınlanan Giray hevesle, "Fadime teyze burada mı?" diye sordu. Onun bu haline gülen adam başını sallayarak onu onayladı.

"E hadi geçin oturun istediğiniz masaya." dedi ve önden geçmemizi sağladı. Sessiz ve güzel bir köşeye oturduğumuzda adam elini Giray'ın omuzuna koydu ve, "Donatayım mı masayı?" diye sordu. Giray kafasını sallayarak onu onayladı ve, "Donat Mahmut abi." dedi. Adının Mahmut olduğunu öğrendiğim adam hızlı adımlarla Kulübeden içeri girdi. Ne kadar da sevecen bir adamdı.

Yüzümden düşmeyen gülümsememle etrafa bakınırken gözüm az ilerideki ağacın dalından sarkan salıncağa kaymıştı. O an içimdeki çocuğun bir anlık hevesle, başını yasladığı dizlerinden kaldırdığını fark ettim. Ben onu öldürdüğümü sanıyordum...

Ben hala gülerek salıncağa bakarken Giray'ın bana seslenmesiyle ona döndüm. Sağ dirseğini masaya koymuş, eliyle yanağını avuçlayarak beni izliyordu. Onunda yüzünde aynı bende olan büyükçe gülümseme vardı.

Zoraki EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin