21.BÖLÜM

31.8K 894 380
                                    

Mutfaktan çıktıktan sonra dün gece uyuduğum odaya çıktım. Giray bana seslenip beni durdurmaya çalışsa da onu umursamadan odaya girip kapıyı kilitledim. Dediklerini unutmak biraz zaman alacaktı. Karnım her ne kadar aç olsa da canım yemek yemek istemediği için, hem de Giray'ı görmek istemediğimden odadan çıkmadım. Yavaş adımlarla yatağa yürüdüm ve kendimi yatağa bıraktım.

-GİRAY'DAN-

Salak gibi ağzımı tutamamıştım. Ne vardı yani biraz alttan alsam...

Sıkıntıyla oflayıp, yüzümü sıvazladım ve Açelya'nın yüzüme kapatıp kilitlediği kapıya baktım. Ne söylersem söyleyeyim cevap vermemiş, kapıyı açmamıştı. Haklıydı, hem de sonuna kadar... Kapının önünden ayrılıp aşağı kata indim ve salona geçerek televizyonu açtım. Açelya ile tanışmadan önce normal bir hayatım vardı ama onunla tanışınca hayatım sanki tepetaklak olmuştu.

Düşünüyorum da tanıştığımızdan beri ona ne kadar da kötü davranmıştım. Olanların bütün suçunu ona yıkıp, sürekli ona kızmıştım ama halbuki o evlenmek istemediğini bile söylemişti. Bense sessiz kalarak öylece olacakları beklemiştim. Orada eğer onunla birlikte bende karşı çıksaydım, birbirimizden cesaret alarak bu durumun üstesinden gelebilirdik. Gerçekten tam bir maldım.

Boş gözlerle baktığım televizyondan gözlerimi çekerek başımı koltuğun üst kısmına yasladım ve tavanı izlemeye başladım. Bu gibi durumlarda tavanla bakışmak daha iyi hissettiriyordu. Neden bilmiyorum ama...

Kaç saat orada öylece oturdum bilmiyorum ama kalkarak mutfağa geçtim. Açelya'nın sabahtan beridir bir şey yemediğini bildiğim için bir şeyler hazırlamaya başladım. Pek becerebildiğim bir şey yoktu aslında. Dolaptan çıkardığım domates ve yeşil biberi tezgaha koyarak, küçük kovaların içinden de bir adet soğanı çıkardım. Menemen yapacaktım. Sevmesini umarak biberleri ve soğanı küçük küçük doğramaya başladım. Domatesleri de rendelediğimde hazır sayılırdı. Hemen ocağa koyduğum tavanın içerisine doğradığım soğan ve biberleri koyarak, pişmesini beklemeye koyuldum. Ardından çaycıya su koyarak, tavanın başına geri döndüm. Rendelediğim domatesleri de koyup içerisine birazcık salça kattım. Birazda karabiber koyup, iyice karıştırdım. Bu sırada çaycı atmıştı. Çayı demleyip, yeniden altına su koyup çalıştırdım. Daha sonrasında da tavaya üç yumurta kırdığımda her şey hazır sayılırdı. 

Sofraya kahvaltılıkları çıkardım ve çatal bıçak koydum. Dolaptan çıkardığım çay bardaklarını tezgahın üzerine koyduğumda her şey hazırdı. Yukarıya çıkarak, Açelya'nın bulunduğu odanın önüne gelerek kapıyı tıklattım. İçeriden ses gelmemesi üzerine tekrar tıklattım ama yine hiçbir tepki alamamıştım.

"Açelya?"

Yine ses yok...

"Açelya, yemek hazır." 

Yine bir şey dememesi üzerine derince bir of çektim ve tereddütle kapıya bakmaya başladım. Acaba kırsa mıydım? Yok lan, o kadar da değil! Hanzo muyum ben!

"Kararın değişirse seni bekliyor olacağım." deyip merdivenlere yöneldim. Aşağıya indiğimde direkt olarak mutfağa geçtim ve çayımı koyup masaya oturdum. Yaklaşık aradan beş dakikanın geçmesiyle adım sesleri duydum ve yüzümdeki tebessüme mani olamadım. Başımı eğerek gülümsememi saklamaya çalışırken Açelya çoktan mutfağa girmişti bile. Sofraya bile bakmadan, buzdolabına ilerleyip peynir kutusu ve bir adet yumurta çıkardı. Menemen sevmiyor muydu acaba?

"Menemen sevmiyor musun?" diye sordum şaşkınlık içeren sesimle. Bana cevap verme gereği bile duymadan, dolapları açıp kapamaya başladı. Sonunda aradığını bulmuş olacak ki dolaba doğru uzandı ve bir kase alıp, dolabı geri kapattı. Ardından yumurtayı kaseye kırdı ve çekmeceden çıkardığı çatalla çırpmaya başladı. 

"Açelya, özür dilerim. Ben öyle demek istememiştim aslında. Bir anl-"

"K-konuşm-mak ist-temiyorum!"

"Tamam konuşma ama beni dinle lütfen." 

Yerimden kalkarak yanına doğru adımlamaya başladım. Yaptığı işi bırakmış sinirle bana dönmüştü. Bana o kadar nefret dolu bakıyordu ki... Ama haklıydı da ne diyebilirdim, ne yapabilirdim bilemiyorum.

"Açelya, ben gerç-"

"Y-yeter!" 

Hiddetle bağırdığında olduğum yerde durdum ve söyleyeceklerini bekledim. 

"Hata y-yapmandan bı-bıkt-tım. Anlıyor m-musun? S-senin hatalar-rının be-bedelini b-ben ödüyorum!" dedi sinirle.

"S-suçum olmamasına r-rağmen be-bedel ödemekten y-yoruldum!"  

Masmavi olan gözleri yavaşça doldu ve çenesi de kendini sıkmaktan titremeye başladı. Omuzları çöktüğünde çaresizce bana baktı sadece. Sen neler yaşadın, sana neler yaptılar Açelya? Neden kendini bu  kadar çaresiz ve bitmiş hissediyorsun? Ailenle neler yaşadın?..

Ona doğru bir adım atmıştım ki, geri adım atması bir oldu. Kafasını sağa sola sallayarak, "Ha-hayır..." dedi fısıltıyla. Onu daha fazla sinirlendirmemek için geri adım attım ve ellerimi teslim olur gibi havaya kaldırdım. 

"Tamam. Uzaklaşıyorum..."

Dolu olan gözlerini benden çekerek havaya bakmaya başladı. Sanırım gözyaşlarını geri gönderiyordu. Derin bir nefes çekti içine ve bir iki saniye tutarak yavaşça geri bırakıp önüne döndü. Alt dolapların bir tanesini açarak yeniden bir arayışa girdi.

"Ne arıyorsun?" diye sordum yavaşça. Cevap vermez diye düşünüyorken, beni şaşırtarak cevap verdi.

"T-tava."

Hızla ona doğru yaklaştım ve yanından geçerek bir dolabı açarak içerisinden küçük tavayı çıkartıp Açelya'ya uzattım. Teşekkür ederek hızla elimden aldı. O an neden yaptığımı bilmediğim bir şekilde kendimi Açelya'ya sarılırken buldum. Neden bir anda sarılmıştım ya da neden bir yandan onu üzmek isteyip bir yandan da mutlu etmek istediğimi anlayamıyordum. O an sadece sarılmak istemiştim ki bedeninin kasılmasından bunu onunda beklemediğini anlamıştım. Gerçi Giray gelse de bana sarılsa diye düşünmüyordur ki...

Bir anda hızla beni ittirmesiyle ondan uzaklaştım ama Açelya bayağı bir sinirlenmiş olmalıydı ki tezgahın üzerindeki tavayı eline alıp bana doğru sallamaya başladı.

"Y-ya sen ba-bana na-nassıl s-sarılırs-sın!" 

Tavayı daha sıkı kavradığında duyduğum sesle mutfak kapısına dönmem bir oldu. Ani sesten ve Açelya'nın bana tava kaldırmasıyla korkmuştum.

"Sürprayz madafaka!" 

Abimin mutfağa adeta Vartolu Saadettin gibi dalması ve kafasının tavayla buluşması bir oldu...

<><><><><><><><>

Merhabalaaar ben geldimm. Evet çok uzun zamandır ortalıklarda yoktum bunun için kusura bakmayın ama geri döndüm. Umarım bölümü beğenirsiniz ^-^

Yıldızımızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorumm <3

Kendinize iyi bakın...

Zoraki EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin