İçeceklerimiz bittikten sonra Giray hesabı ödemeye kalktı. Bizde onun ardından ayaklanarak kafenin dışına çıkıp onu beklemeye başladık. Giray'da geldiğinde, cadde boyu yürüyüp gözümüze kestirdiğimiz mağazalara girmeye başladık.
"Bak bunlar güzelmiş Nermin."diyen anneme baktığımda elinde tuttuğu kıyafete baktım. Hiç benlik değildi. Ama Giray hayatıma girdiğinden beri zaten hiç benlik olmayan kıyafetler giyip, daha önce gidemediğim tarzda mekanlara gitmiştim. Hem burada bir şey söylersem eve gidince olacakları tahmin edebiliyordum. O yüzden susmak en iyisiydi.
"Bilemedim. Sanki pek Açelya'ya gitmez gibi." dedikten hemen sonra gözlerimiz Nermin hanımla kesişti. Bana küçük bir tebessüm sundu ve elindeki elbiseyi bana gösterip beğenip beğenmediğimi sordu. Elbiseye baktığımda siyah renkte, uzun kolluydu. Kolları bileğe doğru hafif genişliyordu. Göğüs kısmında danteller vardı ve elbise gerçekten güzel görünüyordu.
Nermin hanım dikkatle yüzüme bakarken beğendiğimi anlamış olacak ki yüzünde gurur gülümsemesi belirdi. Bende ona gülümsediğimde Giray'a döndü.
"Sence nasıl oğlum?"
Giray dikkatle elbiseyi süzdü. Ardından beni bulan bakışları yavaşça beni de süzdü. O beni yavaşça süzerken olduğum yerde kıpraşmamak için kendimi zor tutuyordum. Sonunda gözlerimiz kesiştiğinde yüzünde oluşan alay dolu gülümsemesiyle konuştu.
"Yakışır mı bilmem ama elbise güzelmiş." Söylediklerinden sonra göz devirmemek için kendimi zor tutmuştum. Anladık beni beğenmiyorsun Giray bey. Her dakika bu kadar belli etmene gerek yok...
**********
Nermin hanım oğluna son kez ters bir bakış atmış ardından elbisenin benim bedenime uygun olanını satın almak için koluna asmıştı. Daha sonrasında birkaç parça bana ve Giray'a kıyafet alıp mağazadan çıktık.
"Oğlum sen arabayı al gel. Birlikte bir alışveriş merkezine gidelim." dediğinde Giray kısa bir baş sallamayla onayladı ve arabaya doğru yürümeye başladı.
"Alışveriş merkezine neden gidiyoruz Nermin?"
"Önce bir iç çamaşırı mağazasına gideriz ordanda bir şeyler yeriz diye düşündüm Cemre. Kötü mü düşünmüşüm?"
"Hayır canım çok iyi düşünmüşsün." diyerek gülümsedi annem. Biz birde bize iç çamaşırı mı bakacaktık? Al birde buradan yak. Umarım Giray bizimle gelmez. Lütfen gelmesin Allah'ım...
Aradan geçen kısa bir zamandan sonra Giray'ın arabası önümüzde durmuştu. Ben yeniden arka koltuğa yöneldiğimde Nermin hanımın sesi beni durdurmuştu.
"Açelya kızım sen öne otur hadi."
Bakışlarım annemi bulduğunda gözlerini kapatarak, Nermin hanımı onaylamıştı. Derin bir nefes alarak yeniden ön koltuğa oturdum ve kemerimi bağlayıp başımı cama çevirdim. Giray'la göz göze gelmek istemiyordum.
Annem ve Nermin hanımda yerlerine oturduklarında Giray arabayı çalıştırdı. Keşke şu evlilik işleride gittiğimiz bu yol kadar çabuk geçseydi...
En yakın bir alışveriş merkezine geldiğimizde Giray arabayı otoparka soktu ve park ettikten sonra hep birlikte yukarıya çıktık. Annem ve Nermin hanım önden giderken, Giray ile ben arkada kalmış bir şekilde yavaş yavaş yürüyorduk.
"Benimle evlenmeyi neden kabul ettin?"
Sorduğu soruyla bakışlarım kısa bir an onu buldu. Merakla kahvelerini bana dikmiş, bakıyordu. Derin bir soluk alıp önüme döndüm ve sessiz kalmayı tercih ettim.
"Sana bir soru sordum." dediğinde ne diyeceğimi bilmiyordum. Gerçeği söylesem ne fark ederdi ki?
"E-etm-medim."
"Nasıl yani?" diye sorduğunda bakışlarım yeniden gözlerini buldu. Kaşlarını çatmış ve merakı daha da artmış bir şekilde bakıyordu bu sefer. Bu nasıl soru ya? Ne nasıl? Etmedim işte! Demek istesemde cevabım sadece, "Se-senin g-gibi bende z-zoraki evleniyorum." dedim. Bu kadarı yeterliydi. Daha fazlasını bilmesine gerek var mıydı? Bence yoktu.
Onun cevap vermesini beklemeyerek adımlarımı hızlandırıp, annemlere yetiştim ve yanlarında yürümeye başladım. Sosyetedeki kadınların dedikodusunu yapıyorlardı. Sesini çıkarmadan öylece onları dinledim.
"Ay, Zehra'nın yaptığı saçı gördün mü?"
"Görmez olur muyum? O neydi öyle? Birde yakıştığını düşünüp, salına salına dolaştı ortalıklarda." Annemin dediklerinden sonra Nermin hanım şuh bir kahkaha attı ve kolunu annemin koluna koyarak, "İlahi Cemre." dedi.
Acaba Giray hala bizimle geliyor muydu ? Merakla başımı arkaya çevirdiğimde elindeki telefonuyla uğraşarak bizi takip ettiğini gördüm. Saçlarından bazıları alnına düşmüş, kaşları hafifçe çatıktı. Yine neye sinirlenmişti acaba?
"Gel şuraya girelim Cemre. Güzel şeyler var gibi duruyor." diyen Nermin hanımla, gözlerim bahsettiği mağazayı buldu. Bu alışveriş benim için pekte iyi olaak gibi durmuyordu ama hadi bakalım hayırlısı...
Mağazadan içeri girdiğimizde ardımızdan Giray'da girmişti. Duam kabul olmamıştı...Hemen bir çalışan yanımıza gelmiş nasıl yardımcı olabileceğini sormuştu. Annem ve Nermin hanım durumu izah ettiklerinde kıpkırmızı kesilmiştim.
"Gelinime göre bir şeyler bakacağız. Evleneceklerde ona göre bir şeyler bakacağız." Çalışan bana bakmış ardından hafif bir tebessümle elini kaldırarak bizi bir yere yönlendirmişti.
"Bu taraftan lütfen."
Annem ve Nermin hanım önden ilerlerken ben yine arkada kalmıştım. Yüzüm utançtan yanıyordu. Bu kadarına gerek var mıydı cidden? Sonuçta zoraki bir evlilikti. Aileler dışında bu evliliği onaylayan yoktu. Yani Giray ve ben.
"Kırmızı ya da siyah tercihimdir."
Arkamdan kulağıma doğru eğilmiş, nefesini vererek bunları söylediğinde bir anlığına nefesim kesildi. Yanıyorum Allah'ım. Ne diyordu yahu bu böyle? Yüzümü ona doğru çevirdiğimde hala eğilmiş bir şekilde durduğu için yüzlerimiz arasında sadece birkaç santimetre vardı. Yutkunarak hızla kendimi geri çektim.
"N-ne d-diyors-un sen?" diye çıkıştığımda, gözlerini yüzümde gezdirmiş ve gördüklerinden memnun kalmış edasıyla gülümsemişti.
"Diyorum ki, iç çamaşırı olarak siyah ve kırmızı tercihimdir."
Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu?
"E-eminim sa-sana yakışacak-tır." dedim ve son süratle oradan kaçtım. Elbette kendi için söylemediğini biliyordum. Beni utandırmaya çalışıyordu ve başarılı da oluyordu. Annem ve Nermin hanım çalışanla birlikte bir şeyler bakmaya devam ediyordu. Annemin elini kaldırmasıyla beraber gördüğüm şeyle tükürüğüm boğazıma kaçmış, gözlerim utançtan koskocaman açılmıştı. Öksürerek kendime gelmeye çalışırken Giray'da sırtıma vurarak halime gülüyordu.
"Bence sana çok yakışacak." dediğinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. İçim de bir yerlerden gelen, 'Allah'ım neydi günahım?' şarkısını duyar gibiyim...
Annemin elinde tuttuğu şeyi ben ne yapayım Allah aşkına? İplikten ve dantelden başka bir şey değildi ki bu. Hemde rengi kırmızıydı!
<><><><><><><><>
Merhabalaaar yine ben geldim ehehe. Umarım hepiniz iyisinizdir. Bu arada bayağı bir kişi kitabımı okumuş ve oylamış. Beni çok mutlu ettiniz hepinize tek tek teşekkür ederim. Sizleri çok seviyorum limonlu keklerim ^^
Bölümü nasıl buldunuz ve sizce kitap nasıl gidiyor?
Beğendiğiniz ya da beğenmediğiniz yerleri lütfen yorumlarda belirtin.
Yıldızımızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın.
Kendinize iyi bakınnn♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik
ChickLit"Benim karım olmayı hak etmiyorsun! Her gün eve geldiğimde, senin o kekeleyerek konuşmandan bıktım usandım. Anlıyor musun beni?" Öylece ona bakıyordum. Bu zamana kadar benim kekelememe laf söyleyen birçok insan vardı ama beni en çok üzeni bu olmuştu...