18.BÖLÜM

31.3K 912 833
                                    

Giray beni yavaşça kendinden uzaklaştırdı ve dikkatle yüzüme baktı. Bir yandan yüzümü inceliyor bir yandan da göz yaşlarımı siliyordu. Ilımlı bir sesle sordu.

"Kimden korkuyorsun?"

Bu soruya nasıl bir cevap verebilirdim ki? Ben kimseden korkmuyorum diyemem çünkü ben bir korkağım... Ailemden, insanlardan, herkesten ve her şeyden korkarak büyüdüm ben. Bu soruya cevap verirsem o da benim bir korkak olduğumu düşünmez mi? Hayır, bunu benden başkasının bilmesine gerek yoktu.

"B-boşv-ver." deyip geçiştirdim. 

Giray tam ağzını açmış bir şey diyecekken uzaklardan bir yerlerden adımızın seslenildiğini duydum. Sesin geldiği yöne doğru döndüğümdeyse yengem çıkış kapısının orda durmuş, bize sesleniyordu.

"Y-yeng-em." deyip ondan uzaklaştığımda ağzının içinde, "Kaç bakalım..." diye geveledi. Hızla çıktığım binaya şimdi hızla girmek için yürüyordum. Kurtuluşum yoktu, bunu anlamıştım ama en azından artık ailemin yanında olmayacaktım. Bu biraz da olsa beni mutlu ediyordu. 

"Neredesiniz siz? İkinizde ortalarda yoksunuz. Misafirler sizi soruyor." deyip içeri girdi. Ardından da Giray ve ben. Misafirlerin bizi sorma nedeni galiba gidecek olmalarıydı. 

"Açelya?"

Sağ tarafıma döndüğümde bana seslenenin Çiğsem Hanım olduğunu gördüm. Kendisi annemin yakın bir arkadaşıydı. Aynı zamanda Aslı'nın özel öğretmeniydi. Siyah kısa saçlarını düzleştirmiş, üzerine giymiş olduğu siyah kısa elbisesiyle çok güzel gözüküyordu. Kırklı yaşlarında olmasına rağmen oldukça genç duruyordu. 

"M-merhab-ba." dedim sevecen bir ses tonuyla.

"Merhaba tatlım. Hayırlı olsun, umarım çok mutlu olursunuz." dedi o da aynı sevecenlikle. Ardından ne ara yanıma geldiğini bilmediğim Giray'a döndü ve, "Ona çok iyi bak lütfen. Üzülmesine izin verme." dedi. Çiğsem Hanım çok iyi biriydi ve annemi de çok iyi tanırdı. Bu yüzden artık benim üzülmemi değil, mutlu olmamı istiyordu. 

Giray'ın bakışları beni bulduğunda gözlerindeki yoğun bakıştan gözlerimi kaçırmak istesem de bunu yapmadım.

"Buna emin olabilirsiniz." 

Ben pek emin olamıyorum Giray ama yine de sen bilirsin...

Bakışlarım yeniden Çiğsem Hanımı bulduğunda yüzündeki tebessümüyle bizi izlediğini gördüm. Ardından gözleri yavaşça doldu ve aniden beni kendisine doğru çekerek sıkıca sarıldı. Kulağıma fısıldadıkları beni de duygulandırmıştı ama elimden bir şey gelmiyordu ki...

"Bundan sonra seni kimsenin incitmesine ve üzmesine izin verme güzel kızım." 

(Yoksa... Yoksa Çiğsem Açelya'nın öz annesi mi :o kfdjkdkkd Şaka şaka. Wattpad kitaplarından her şey beklenir.)

<><><><><><><><>

Takı töreninden sonra herkes ayaklanmıştı. Sadece birkaç aile kalmıştı. Onlarda zaten bizim ve Giray'ların en yakın olduklarıydı. Giray'ın da birkaç arkadaşı gitmemiş bir köşede Giray'la konuşuyorlardı gülerek. Bense uzaktan onları izliyordum. Bu dünyada insanın arkadaşları olması çok güzel bir şeydi. Bu duyguyu her ne kadar tadamasam da bence öyleydi. 'Bir tane olsun ama öz olsun.' der anneannem.  Bence çok haklıydı...

"Hanımefendi? Bu dansı bana lütfeder misiniz, lütfen?" 

Düşüncelerimden sıyrılmama neden olan şey Mert'in yanıma gelerek bir beyefendi gibi beni dansa kaldırmak isteyişi olmuştu. Onun bu haline gülümsedim. Çalan şarkıyı daha yeni fark ediyordum. Mert'i kırmak istemedim ve onu daha fazla bekletmeyerek ayağa kalktım. Elini tutarken, "E-elbette be-beyefendi." dedim ve gülümsedim. O da bir eliyle ağzını kapatıp kıkırdamıştı.

Zoraki EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin