Prospect

148 24 4
                                    

Güneş yavaş yavaş ufukta belirmeye başladığında sulanan gözlerinde parlaklığını hissederek gerildim.

Başımı salladım ve gözlerimi ovuşturdum.

Saçım bozulmasın diye sandalyede uyumaya çalışmıştım ama nafileydi...

Yorgunluktan başım ne zaman aşağıya düşse aniden irkilerek uyanmıştım ve her tarafım tutulmuştu.

Başımı olumsuzca salladım.

Uykumu alamadığım için huysuz hissediyordum.

O gün bu gündü ve biraz dinlenip kafamı toplayabilmeyi dilerdim.

Ofladım ve yüzümü buruşturarak  ayağa kalkıp arka bahçedeki su kuyusuna gitmek için kapımı açtım.

Hava soğuk olacağı için şalıma iyice sarındım.

Dışarıya çıktığımda soğuk hava suratıma çarptı ve beni yaktı.

Bu iyiydi, böylece kısa sürede açılabilecektim.

Kuyudan su çekerken kaslarım isyan etse de umursamamaya çalıştım.

Kuyudan çıkan buz gibi suyu yüzüme çarptım ve irkildim.

"Erken uyanman iyi olmuş."

Arkamdan seslenen İno'ya karşı yüzümden sular akarken konuştum.

"Kalkmamı istemiyor muydun?"

Yüzümü soğuk havanın kesmesi için silmedim ve doğruldum.

"Kendine geldikten sonra mutfakta bir şeyler ye, sonrasında işimize başlayalım."

***************

Aynada bana bakan kişi gülümsemedi.

Sadece bakıyor ve şu anda olduğu kişiyi idrak etmeye çalışıyordu.

Saçlarım boyanmış, üstüne serpiştirilen tokalarla göz alıcı bir şekle büründürülmüştü.

Yüzüme beyaz pudra boca edilmiş ve açıkta kalan boynuma kadar beni boyamıştı.

Yeşil gözlerimi ortaya çıkaran sürmeler ve gül kadar kırmızı dudaklarım bana göz kırpıyordu.

Bu ben değildim.

Baştan sona yapmacık ve sahteydim.

Üstümde, hayatımda giyemeyeceğim kadar cafcaflı ve rengarenk kimono bunun kanıtıydı.

Çünkü ben hep sadelikten yanaydım.

Tüm bu hazırlıklar benim için rahatsız edici bir deneyim olmuştu.

Eğer çabucak geyşa statüsüne yükselebilirsem o zaman maikoların giyindiği gibi renkli kimonolar giymeme gerek kalmayacaktı.

Bunun için çabalarsam en azından daha kendim gibi hissedebilirdim.

Aynadaki görüntüme son bir kez daha baktım.

Tahminimce birazdan çıkmamız gerekecekti.

Başlarda bana göz kulak olacak geyşaları tanımadığım için gergindim ama şimdi İno'nun da benimle geleceğini öğrenince göğsümdeki baskı hafiflemişti.

Odamın sürgülü kapısı ittirilip açıldığında kendimi toparladım ve omuzlarımı dikleştirdim.

Tsunade-sama eşikte belirdi.

Başımı ona döndürdüm.

Ama o bana bir şey söylemek yerine sadece bakmakla yetindi.

Gözleri dikkatlice üstümdeki kimonoda ardından yüzümde gezindi.

Goddess Of Liberty🗝️/Sasusaku Fanfiction [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin