Baran'dan
Tuvaletten çıktıktan sonra Melek'imi daha fazla bekletmemek için hızlıca asansöre bindim.
Bodrum katın düğmesine basınca asansör aşağı inmeye başladı.
Asansör aşağı indikçe bağırış sesi gelmeye başladı. Biri yardım istiyordu.
Bir kaç saniye sonra bu sesin Melek'ime ait olduğunu anladım. Kaşlarım otomatikman çatılırken hemen telefonu çıkarıp Onur'a mesaj attım.
Gönderen:Baran
30 dakika içinde şirketin bodrum katında ol.
Gönderilen:Baran
Peki Baran BeyBen mesaj atarken asansörün kapısı açılmıştı.
Seslerin geldiği tarafa yönelirken Meleğin kelimelerini artık anlayabiliyordum.
"Yardım ediiiiin! Lütfen bırak." gibi şeyler söylüyordu. Bir süre sonra ses kesilmişti.
Ben ise içime nerden yerleştiğini bilmediğim korku duygusuyla adımlarımı hızlandırdım.
Binanın diğer tarfındaki asansörün yanında birisi Melek'in ağzını kapatmış ve kafasını boynuna gömmüştü. Melek göz yaşları içinde çığlık atmaya çalışıyordu.
Adam bir anda Melek'e yumruk atınca adımlarımı hızlandırdım ve yanlarına vardım. Adamı ensesinden tutup yere fırlattım.
Melek yumruğun etkisinden olsa gerek yarı baygın yere çökmüştü. Ben ise adamın üzrine abanmış yumruk atarken bir yandan da bağırıyordum.
"SEN KİM OLUYORSUNDA BENİM OLANA DOKUNUYORSUN LAANNN!! SENİN ECDADINI S***CEM. HAYATINI BİTİRİCEM."
Adam bayılınca yumruklamayı bıraktım ve kanlar içinde olan yüzüne baktım.
Biraz dah inceleyince sabah Melek'imin masasındaki it olduğunu gördüm.
Onu orda öylece baygın bir şekilde bırakıp Melek'imin yanına gittim hala "Lütfen yapma." diye sayıklıyordu.
Ona ellerimi uzatıp kucaklayacakken birden çığlık attı.
"Bırak beniii! Lütfeeen!"
O böyle çığlık atınca bende kulağına yaklaşıp fısıldadım.
"Şşşşt. Benim Baran. Korkma. Sana bir şey yapamaz artık."
Ben kulağına fısıldaşdıkça sakinleşti. Daha sonra gözlerini açarak onunda fısıltı halinde ismim döküldü dudaklarından.
"Baran!"
İyice sakinleştiğini anlayınca onu kucağıma aldım ve yere oturdum. O da kafasını boynuma gömüp yeniden hıçkırarak ağlamaya başladı. Bir yandan da kekeleyerek konuşmaya çalışıyordu.
"B..Ba..Baran o..o bana d..do..kundu. Z..zo..zorla ö..ptü b.. benii."
"Tamam. Miniğim korkma artık. Hiç bir şey yapamaz sana artık. Mahvedicem onu. "
Küçük bedeni o kadar korkmuştu ki tir tir titriyordu kollarımda ve hala hıçkırıkları dinmemişti.
Boynum onun göz yaşlarına ev sahipliği yaparken bodrumda yeni bir ayak sesi duyuldu.
Bir kaç saniye sonra Onur'un iri bedeni kapıda görüldü.
Etrafı inceleyip bana döndü. Melek'iime bakmadan benle konuşmaya başladı.
"Başka paketlenecek adam var mı abi?"
"Bu öylen yanında iki kişi daha vardı onlarıda bulun. Cezalarını kesin ve Mardin'deki depoya yollayın. Benim burdaki işim bitinceye kadar ölmesinler yeter. Yemek ve suylarını sadece ölmemeleri için verin. Sakın karınları doymasın Onur. Ben gelinceye kadar hergün işkece edin. Gelince cezalarını kesicem."
"Tamam abi."
" Adamları ara bunu alsınlar. Diğerlerinide hemen alıp Mardin'e çıksınlar. Sen bizle gel arabayı süreceksin."
"Tamam abi."
Onur telefonunu çıkarıp adamları ararken Melek'imin hıçkırıkları hızını kaybetmeden devam ediyordu.
Melek kucağımdayken ayağa kalkıp arabaya yürüdüm. Küçüğümle birlikte arabanın arka koltuğuna binip onu iyice kucağıma çektim ve kapıyı kapattım
Şoför koltuğu ile arka koltuk arasındaki camın inmesi için kenardaki tuşa badtım.
Küçüğümün kafasını boynundan kaldırıp anlına bir öpücük kondurdum. O yavaşça sakinleşirken bem de konuşmaya başladım.
"Bebeğim ağlama artık."
Bir kaç dakika sonra hıçkırıkları yerini iç çekişlere bırakırken o kafasını yere eğmişti.
Yere eğdi kafasını iki yanından tutup yüzüme bakmasını sağladım. Bu defada küçüğümü göz yaşlarından öptüm.
Gözleri kendiliğinden kapanırken ben yüzünün her yerine minik öpücğklerimi konduruyordum.
Yavaşça istikametimi küçük ve dolgun dudaklara yönlendirdim.
Küçük dudakları duraklarım arasına alıp öpmeye başlarken o hiç tepki vermiyordu. Tepki vermediği gibi karşılıkta vermiyordu. Belki de veremiyordu.
Bir kaç saniye daha öpüp geri çekilince yanaklarının kızardığını gördüm.
Kızarık gözlerine artık yanakları da eşlik ederken o utançla kafasını boynuma gömüp elleriyle gömleğimin,yakarını sıkmaya başlamıştı.
Bende ona uyayarak ellerimi beline sarıp kafamı lavanta kokulu saçlarına gömdüm.
Araba çoktan hareket etmeye başlamıştı ama bu unrumda değildi. Çünkü ne küçüğüm ne de ben yerimizsen şikayetciydik.EVEET BU BÖLÜMDE BİTTİ
YENİ BÖLÜMÜ SAAT 15.00 GİBİ ATABİLİRİM İNŞALLAH
BİRDAHAKİ BÖLÜM MELEĞİN AĞZINDAN OLACAK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağanın İstanbullu Sevdiği (Ağa Gelini 1.KITAP)
ChickLitBir adam var Mardin'in en büyük aşiretini sahibi ve Mardin'in her yerine sozü geçen bir ağa. Babası öldürüldüğü için bir o kadar da dugusuz. İşleri gerği 6 aylığına İstanbul'a gider. Ve orada ilk görüşte aşık olur. Aşık olduğu kız ise çok masum an...