Melek'ten
Araba yolda ilerlerken ben çaktırmadan Baran'ı kesiyordum. Ya da kesmeye çalışıyordum.
"Bebeğim eğer biraz daha bana alttan alttan bakarsan o dudaklarının rengi biraz kızarır ve sen de ek olarak yanaklarını kızartırsın her zaman ki gibi."
"B..ben Sana bakmıyordum ki. Senin camından dışarıya bakıyordum bikere."
"Hmm. Nereye bakıyorsun benim camımdan acaba merak ettim."
"B..boş ver canım. Daha çok varmı kutlama alanına."
"Yok. Geldik sayılır."
Bana cevap verdikten sonra arabayı sağa kırdı. Girdiğimiz yolun karşısında kocaman bir yalı vardı. Sanırım kutlama yapan kişi alan olarak yalısını seçmişti.
"Ay Baran burası çok büyük değil mi?"
Baran heycanlı sesimi duyunca gülümseyerek bana döndü ve cevap verdi.
"Buna büyük diyorsan bizim konağımızı görünce küçük dilini yutabilirsin."
"Bundan daha mı büyük yani?"
Şaşkın sesimi duyunca bana tekrar cevap verdi.
"Bunun yaklaşık iki katından daha büyük."
"Gerçekten mi? Konağınızı merak ettim bak şimdi."
"Orası bizim konağımız güzelim. Sende o konağın hanım ağası olacaksın. Benim de hatunum."
" Hanım ağa mı? Ben mi? Ay yok artık."
Heycanla boynuna sarılınca kafasını boynuma gömüp ellerini ince belime sardı.
"Bebeğim bence inmeliyiz yoksa dudaklarını ve yanaklarını gerçekten kızartıcağım."
Söylediklerinden dolayı kızaran yankakrımla utançtan kekeleyerek cevap verdim.
"T..tamam tamam. Hadi inelim. Ben zaten heycanla şey yapmıştım yani."
Baran benim dediklrime pis pis sırttı ve arabadan indi. Daha sonra arabanın etrafını dolaşıp kapımın yanında durdu. Kapımı açtı elini uzatıp tutmamı bekledi.
Ben elini tutarak arabadan inince o da kapıyı kapatıp büyük elini incecik belime sardı ve büyük yalının girişine doğru ilerlemeye başladık.
Bana biraz yaklaşarak bize bakan basın mensuplarını aldırmadan kulağıma birşeyler fısıldadı.
"İncecik belin var ve çok küçüksün bebeğim. Düğün gecemizde seni odamıza taşırken hiç zorlanmiycam."
"Baran burda yapma bari yaa. Bir
sürü insan resmimizi çekiyor."Kısık sesli gülüşü kulaklarıma dolarken biz çoktan içeri girmiştik.
Her yer de tam tahmin ettiğim gibi giyinmiş olan kadınlar vardı. İyi ki bu kıyafeti almıştım.
Herkez bizi şaşkınlıkla izlerken Baran kolunun birini ince belime sararak yan yana yürümemizi sağlıyordu.
Kadınların birçoğu beni beğeniyle süzerken bir gurup kızın gözlerinde kıskançlık ve küçümseme görmüştüm.
"Baran. Neden herkez bize bakıyor?"
"Çünkü güzelim, daha önceki katıldığım partilerde yanımda hiç kadın görmediler. Muhtemelen sana yanık olduğumu anladılar."
Çok şaşırmıştım. Çünkü Baran gibi bir CEO'nun yanında olmak isteyen bir sürü kadın vardır diye düşünüyordum. Muhtemelen canı istemediği için yandan birini almamıştır diye düşünüyorum. Ama bu gibi partilerde kavalye önemliydi. Merakımı gidermek için hemen bir soru yönelttim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağanın İstanbullu Sevdiği (Ağa Gelini 1.KITAP)
ChickLitBir adam var Mardin'in en büyük aşiretini sahibi ve Mardin'in her yerine sozü geçen bir ağa. Babası öldürüldüğü için bir o kadar da dugusuz. İşleri gerği 6 aylığına İstanbul'a gider. Ve orada ilk görüşte aşık olur. Aşık olduğu kız ise çok masum an...