Hepinize selam arkadaşlar. Nasılsınız bakalım.
Bu arada arkadaşlar yeni bölümü geç yayımladım. Farkındayım. Nedeni ise şöyle açıklıyım Biliyorsunuz ülkemizde çok büyük bir deprem yaşandı maalesef. Ve bende bir Hataylı olarak depremi bizzat yaşamış birisiyim. Yani bende bir depremzedeyim ve psikolojik olarak hiç iyi olmadığım için yeni bölümü geç yayınladım. Ama şuan biraz daha iyiyim çok şükür.
Açıklamamı da yaptığıma göre yeni bölümü sizlerle beraber baş başa bırakıyorum. İyi okumalarrr😊🙏 Ve lütfen oy atıp yorum yapmayı da unutmayınnnnnn....
⚡⚡⚡⚡⚡
Dersimiz coğrafyaydı ve öğretmenimiz çok eğlenceli bir kişiliğe sahip olduğundan ders harika bir şekilde ilerliyordu.
"Arkadaşlar! Size verdiğim proje ödevinin teslim tarihi haftaya kadar. Gelecek hafta cumaya kadar proje ödevlerini bana teslim etmiş olun lütfen." diye proje teslim tarihini hatırlatan öğretmenimiz bizim tarafa doğru bakınca gözlerimiz kesişti. "Aaa siz yeni gelmiştiniz değil mi? Bir guruba da dahil değilsiniz?" dediğinde ne yapacağını düşünüyordu.
"Benle Açelya beraber oluruz hocam." dediğimde, hocamız "Grup en az üç kişiden oluşmalı. Bir grup çalışması olması için grup, üç veya üçten fazla olması gerek." dedi.
Ön sırada oturan bir çocuk "Hocam bizim gruba gelsinler." dediğinde, başımı çocuğun olduğu tarafa doğru çevirip baktığımda, çocuk bizim olduğumuz yöne doğru dönmüş gülümseyerek Açelya'ya baktığını fark ettim. Açelya da onun kendisine baktığını fark ettiğinde ise dilini çıkarıp çocuğa doğru uzattı. Çocuğun yüzündeki gülümseme daha fazla genişleyerek Açelya'ya göz kırptı. Açelya onun tavırlarından rahatsız olmuş olacak ki gözlerini devirerek önüne döndü. Çocuk kısa bir süre daha Açelya'ya baktıktan sonra o da önüne döndü.
Yanımda oturan çocuk ise parmak kaldırdığında hocamızın "Söyle Aras" dediğinde sıra arkadaşımın adının Aras olduğunu öğrenmiş oldum. "Hocam benden duymuş olmayın ama Ateş proje ödevi almadı. Yani hiçbir gruba girmedi." dediğinde arkasından Doruk da lafa atlayarak "İkidir sizin dersinize girmesinin sebebi de proje ödevinden yırtmayı amaçlamasıydı. " dediğinde hocamız gülümseyerek "Ah Ateş ah!" diyerek "Tamam o zaman Alesya ve Açelya! Sizler de Ateşle bir grupsunuz. Türkiye'nin haritasını çizip, ırmakların, göllerin, denizlerin isimlerini yazarak Türkiye'ye komşu olan ülkeleri de belirtip projenizi bana iki hafta içinde teslim etmiş olun. Tamam mı arkadaşlar?" diyen coğrafya öğretmenimize benle Açelya başımızı sallayarak karşılık verdik.
Teneffüs zili çaldığında herkes sınıftan yavaş yavaş dışarıya çıkıyordu. Ben diğer teneffüs olanlardan dolayı sınıftan dışarıya çıkmak istemiyordum.
Açelya'ya karşı bir kırgınlığım vardı. Bana Mert'le ilgili birşey söyleyecekken kararından vazgeçip bana hiçbir şey anlatmamıştı. Benden bir şeyler sakladığı apaçık belliydi. Bu yüzden Açelya'ya karşı içimde bir kırgınlık oluşmuştu.
Ama nedense Mert'e karşı hiçbir duygu hissetmiyordum. Açelya'ya kırgındım ama Mert'e hiçbir şeydim. Nedenini ise hiç bilmiyordum.
"Küs müyüz?" Açelya'nın sorusu üzerine derin düşüncelere dalıp gittiğimi yeni fark ediyordum. Ne zamandan beri yanıma gelip oturmuştu acaba?
Başımı ona doğru çevirip baktığımda, başını sol eline doğru yaslamış olduğunu gördüm. Bakışlarımı ondan çekip tahtaya doğru çevirdiğimde "Sadece kırgınım." diye soğuk bir şekilde cevapladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Çemberi
RomanceKatran karası bir yürek paslanmaya yüz tutmuş. Prangaya vurulmuş ruhlar, karanlığa hapsolmuş bedenler... Kurtarılmak için bekleyenler, kilit altında kalan sözcükler... Bunların hepsi bir kaos etkisi yaratmışken akıllardaki tek soru: Kim kurtulacak b...