27.Bölüm ❝Aradığını bulmak❞

2.5K 176 13
                                    


MULTİMEDİA TUĞKAN

MULTİMEDİA TUĞKAN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İYİ OKUMALAR 

27.Bölüm "Sana sırtımı döndüğüm an üşüyorum."

Ah Tuğkan ah... Sen resmen yanmışsın...

Gülümseyerek onu izliyorken yan bahçede bir hareketlilik sezdiğimde bakışlarım otomatikman o tarafa kaydı.

Vural Bey gelişi güzel bir tavırla bahçeye çıkmış, bu tarafa ufak bir bakış attıktan sonra önüne döndüğünde kafası karışmış gibi tekrardan buraya bakmıştı.

Az önce suratında sabit duran olağan ifadesi anında dağıldığında kaşları çatılarak ikimize baktı sanki doğru görüp görmediğini anlamaya çalışıyor gibiydi. Rahatsız olmuş gibi bir hale büründüğünde bakışlarında oluşan ve giderek koyulaşan o sert kıskançlığı bir kilometre öteden bile seçebileceğimi hissediyordum.

Aslında ona hak da veriyordum. Daha geçen gün nişanda Tuğkan'la ilgili soru sormuştu ve ona her ne kadar cevap versem de hoşnut olmamıştı. Bir de üzerine bizi bahçede otururken görmekten doğal olarak hoşlanmamıştı.

Eskiden olsa belki bu kadar rahatsız olmazdım ancak şu anda bambaşka duygulardaydım. Kalbim ateşten bir el tarafından sıkılıyormuş gibi hissediyordum çünkü benimle ilgili yanlış bir fikre kapılmasını istemiyordum. Düşüncesi bile beni o an berbat hissettirmişti.

"Vural Be-" Daha seslenmeme fırsat kalmadan içeri girdiğinde mideme sert bir top yemiştim sanki. Dudağımı dişimle ağzımın içerisine yuvarladığımda mükemmel başlayan günümü müthiş bir sonla berbat ettiğimi hissediyordum.

Suratımı sıvazlayarak parmaklarımı saçlarımın arasına daldırdığımda mideme kramplar girmeye başlamıştı. "Ne düşündü acaba benimle ilgili?" Kendi kendime fısıldayıp sızlanmadan edememiştim.

Tuğkan bilgisayarda birkaç dokunuş daha yapıyorken resmen tüm hevesim buhar olup uçmuştu.

Akşam için yiyecek bir şeyler hazırlama niyetiyle içeriye girdiğimde kapı çaldı. Hazal gelmişti işte. Az önceki şevkimden eser kalmadan kapıyı açtım ve öylece kalakaldım.

Vural Bey...

Bakışlarım irileştiğinde kapının hemen eşiğinde dikilen bedenden gözlerimi alamıyordum. Siyah gömleği ve kumaş pantolonu teninin beyazlığını ve kumral rengindeki saçlarını açmıştı, ona pürüzsüz ve oldukça da hoş bir hava katmıştı.

"Siz..." Dedim ve hayret dolu ifademle ona bakmaya devam ettim. "Bir şey mi olmuştu?"

Olağan tutmaya çalıştığı ifadesi anında dağıldı. "Gelmem için illa bir şey mi olması gerekiyor?" Kaşlarım yukarı doğru kıvrıldığında daha da şaşırmıştım. Daha önce hiç bu şekilde geldiği olmamıştı, şaşırmam normal değil miydi?

Ya'saklı BahçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin