Bölüm sonuna bıraktığım notu okumayı unutmayın, İYİ OKUMALAR 🤍
"Bu zamana kadar kendi kararını verebilmen için bekledim. Kafanı karıştırmamak, duygularını manipüle etmemek için geride durdum ve şimdi senin bana geldiğini görüyorum." Gülümseyerek kafasını onaylamaz anlamda salladı. "Bu günleri görebildiğim için şükürler olsun."
Tatlı esen rüzgâr saçlarımı, ensemi okşuyorken ona hayranlıkla parlayan gözlerle bakıyordum. Onun da benden aşağı kalır bir yanı yoktu. O bayıldığım gözleri muzip bir ifadeyle coşuyor, iki gözüm arasında da düzenli aralıklarla gidip geliyordu.
Ne kadar da düşünceliydi. Hisleri her ne kadar berrak olsa da kötülüğümü istemese de beni etkilemek istememişti. Her anlamda kendi kararımı alarak ona gitmemi beklemişti. Bir kez daha hayran olmuştum karşımdaki adama. O gerçekten de inanılmazdı...
Ne kadar süre o şekilde gülüşerek kaldık bilmiyorum. Hafif esen rüzgâr omuzlarımı üşüttüğünde hatırı sayılır bir sürenin geçtiğini fark etmiştim.
"Ecrin? Nerede kal-" Arkadan gelen Hazal'ın sesiyle beraber irkilerek bedeninden ayrılıp geri döndüğümde donup kalması kısa sürdü. İfadesini hemen toparlayarak muzip tavrıyla gülümseyip ıslık çalara ters döndü "hiç rahatsız olmayın, zaten gidiyordum."
Sıkıntıyla soluyarak alnımı kaşıyarak uzaklaşıp ortadan kaybolan sırtını izledikten sonra Vural'a döndüğümde bu halimden eğlendiğini gördüm. Kaşlarım çatıldı "ne gülüyorsun öyle?"
"Çok tatlısın Ecrin."
Tüm kanın yanaklarımda pompalandığını hissettiğimde ellerim titriyordu. Sonuçta Hazal ilk defa bizi bu şekilde bir arada görüyordu ve gördüklerinden dolayı beni nasıl dalgaya alacağını çok iyi biliyordum. Kim bilir kaç hafta dilinden kurtulamayacaktım, hatta belki de daha fazla, harika!
"Sen nasıl bu kadar pervasız olabiliyorsun peki?" Söylediklerimden sonra yüzüm iyice kızarmıştı çünkü bakışları koyulaşmış, ifadesi erkeksi bir hal almıştı.
Tek kaşı ahenkle yukarı kıvrıldı "inan bana daha pervasız hallerimi görmedin."
Neye uğradığımı şaşırdığımda gözlerimle ağzım kocaman açılmıştı. Kuru boğazımı ıslatmak için sertçe yutkunduğumda bakışlarımı sürekli kaçırıyor, etrafa dalarak kaçış yolu arıyordum.
"Dondurma! Dondurma yemek ister misin?"
Dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı ve bana çapkın gülüşünü bahşetti. "Yerim." Bunu öyle imalı söylemişti ki bir an dondurma teklif ettiğime pişman olmuştum. Sıkıntıyla gülümseyerek uzun elbisemin eteklerini çekiştirdim. "Harika, bende."
Bakışları iyice kısıldığında aralarında çok farklı sahneler kavruluyordu sanki...
***
Hazal aynaya son bir bakış attıktan sonra memnuniyetle gülümsediğinde tam tarzı olan kıyafetler giyindiği için iyi hissediyordu. Ecrin'in aksine o hiçbir zaman elbise insanı olmamıştı. Her zaman rahat kıyafetlerin, spor şıklığın kızı olmuştu.
Altında oldukça bol siyah kargo pantolon giyinmiş, üzerine ise lacivert akışkan desenler olan siyah dar uzun kollu badi giyinmişti. Uzun saçlarını düzleştirmiş, her zamanki gibi allığı bol, iri dudaklarını öne süren koyu göz makyajını takma yoğun kirpiklerle tamamlamış, baget imitasyon yılan derisi kahverengi çantası ve kırmızı jorden ayakkabılarıyla partiye hazır olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya'saklı Bahçe
RomanceAilesinin zoruyla sevgilisinden ayrılan Ecrin arkadaşının yanına gönderilir ve orada bir adamın kızına bakıcılık yaparken hayatı ummadığı şekilde değişir...