Minho yemeğini yerken ara ara ruh eşini izliyordu. Çok zarifti ve her hareketinde asalet vardı. Han Seol'un eğitiminde büyüdüğü her halinden belliydi. Jisung ara ara üzerine dönen bakışları hissediyor fakat kafasını kaldırıp deltaya bakmıyordu.
Yemek daha çok alfanın sağlık durumunu konuşarak geçti. Beta ve Han Seol çizdikleri yol haritasını anlattılar. Beta şifalı bazı bitkileri toparlamak(!) için saraydan ayrılacaktı. Delta birini görevlendirmeyi teklif etse de beta kendisinin gitmesinin daha iyi olacağını, bitkileri en iyi kendisinin tanıyacağını söyledi.
Han Seol ise alfanın hastalanan karaciğer ve böbrekleri için bir tedavi uygulayacağını anlattı. Fakat beta bu tadavi sürecinin bu masada olmayan kimseyle paylaşılmamasını istedi. Bu durum yine deltayı germişti. Babasının sağlığı söz konusu olduğu için ses çıkarmamıştı.
Yemek yendikten sonra herkesin merak ettiği soruyu Jeongin sordu. Abisinin ruheşini beğenmişti. Tam saraya yakışan asil bir gençti. Jeongin, Mijoo ile hiçbir zaman anlaşamamış ve sevmemişti . Açıkçası abisinin ruheşinin çıkmasına en çok sevinen o olmuştu.
"Evet asıl diğer konumuza gelelim. Bu ruh eşi olayını ne yapacaksınız?"
Minho otoriter bir sesle "hiçbir sey" dedi. "Zaten mevcut bir eşim var ruheşimin bu saatten sonra çıkması bir şey değiştirmemeli".
Jisung tek kaşını kaldırarak deltanın ukala konuşmasını dinliyordu.
"Acele ve keskin konuşma delta daha sonra altında kalacağın sözler söyleme. Bu konu basit bir konu değil. Şimdilik kimse ruh eşi olduğunuzu bilmesin. Delta mümkünse çiçeklerini vitandan bile gizle hatta özellikle ondan gizle! Ben yolculuktan dönene kadar kimse bu konu hakkında konuşmasın!" dedi beta, keskin sesiyle. Jisung onun bebeğiydi, yıllarca onunla ilgilenmiş büyümesinde yardımcı olmuştu. Onun incinmesene asla izin vermezdi.
Delta kendisine emir ile konuşulmasına sinirlendi. "Yalniz bir delta ile konuştuğunu unutma beta. Yaşına hürmetten sesimi çıkarmıyorum ama deltamın sabrının bir sınırı var. Ona emir vermeye kalkma daha fazla kendini tutamaz."
Beta yarım az gülümsedi." Sende ayağını denk al delta inan benim öfkemle karşılaşmak istemezsin" dedi.
Han Seol ve Rossana ortamdaki gerginlik daha fazla artmadan müdahele ettiler.
"Minhom güçlü deltam, alfanın durumu önemli bir durum, bu konunun derinliği var. O yüzden kimsenin tedavi sürecini bilmemesi gerekiyor. Açıkçası sarayda bir casus olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden ruheşi olayı da dahil hiçbir şeyin buradaki kişiler dışında bilinmemesi daha iyi olur."
"Ne yani vitamdan mı şüphe duyuyorsunuz?" Delta sesini kullanmış odadakileri özellikle omegaları korkutmuştu. Bunu fark eden Jeongin "vitanın çenesi biraz düşük sende biliyorsun kimse senin vitanı suçlamadı. Sadece tedbir alıyorlar, şu auranı kes odadaki omegaları rahatsız ediyorsun!"
"Vitamla ilgili düzgün konuş Jeongin!"
"Konuşmazsam ne olur?" diyerek diklendi Jeongin. Bu tavır Deltanın ayaklanmasına sebep oldu.
Rossana oğullarının iyice gerildiğini görünce müdahele etti.
"Minho Jeongin yeter artık!! Burada babanızın durumu söz konusu siz hala neyin tartışmasını yapıyorsunuz? Beni ne kadar üzdüğünüzün farkında mısınız!?"
Minho ve Jeongin annelerinin sesindeki hüznü görünce pişman olup özür diledir. Odadaki omegaların rahatsız olduğunu gören Chan müsade isteyerek omegalara sarayın bahçesinde gezdirmek istediğini söyledi. Han Seol böylesinin daha iyi olacağını ilk günden bu kadar sert auraya maruz kalan gençlerin rahatlayacağını düşündü. Chan ve gençler ayaklandı. Jeongin de onlara katılma kararı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me/Minsung
FanfictionRuheşi bağı bütün kara büyülerden güçlüydü. Kaderin önüne kim geçebilirdi ki... #soulmate #omegaverse