Meriç'in ailesiyle birlikte güzel bir akşam geçirdik.Bolca sohbet ettik.Meriç artık sıkılmış olucak ki kulağıma "sevgilim bence biz odama gidelim,yoksa annem ve babam sohbeti hiç bitirmicekler"dedi.Meriç benimde elimden tutup ayağa kalktı ve "Alya'nın çok uykusu gelmiş annecim.Biz odama çıkalım"dedi.Aslında uykum o kadarda çok gelmemişti."Oğlum,Alya başka odada yatmak istiyor belki.Rahat bıraksana kızı"dedi babası.Meriç bana soran gözlerle döndü ve " Yani benim için aslında fark etmez. Meriç'in odasında da kalabilirim.Tabi Meriç eğer benim koltukta yatmama izin verirse"dedim.Meriç bu dediğime şaşırmış ve üzülmüş bir şekilde yüzüme bakıyordu."Sen niye koltukta yatıyorsun kızım.Meriç yatar.Ya da istemiyorsan Meriç'in ablasının odasında da kalabilirsin.Ekim zaten senin onun odasında kalmana her zaman izin veriyor."dedi Menekşe teyze."Teşekkür ederim.O zaman ben Ekim abla-"tam o sırada Meriç'in ablası Ekim eve geldi.Konuşmamı duymuş olucak ki "abla mı?Bu konuda anlaştığımızı hatırlıyorum Alya"dedi.Gülerek yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı."duydum ki bizde kalıcakmışsın.Duyunca çok sevindim.Hoş geldin"dedi."hoş buldum"dedim ve konuşmaya devam ettim."Eğer Ekim'de isterse ben onunla da kalırım.Benim için sıkıntı olmaz."dedim ve Meriç bana şuanda hayal kırıklığına uğramış bir şekilde bakıyordu."Tabiki de hiç sıkıntı olmaz.Ama bence sadece bu günlük şu iki gencimizi ayırmayalım annecim."dedi Ekim.Meriç bunu duyunca önce ablasına sıkıca sarıldı ve elimi tutup annesinin konuşmasını beklemeden hızlıca yukarı çıktı.Size biraz Ekim'den bahsediyim.Ekim Meriç'in ablası.Bizden iki yaş büyük ve burada yani İstanbul'da üniversite okuyor.Bildiğim kadarıyla tıp okuyor.Ve tabiki de Ekim'de ailesi gibi beni öz kardeşi gibi görüyor ve ben dahil bütün arkadaşlarıma asla Ekim abla demeye izin vermiyor(Meriç dışında).
"İyi ki ablam benim odamda kalmana izin verdi.Bir günlük olsa bile"dedi Meriç.O sırada çoktan yatağa geçmiştik bile."bu yatakta yatsam da aramızda yastık olması zorunlu Meriç Onur"dedim gülerek.Ve aramıza bir büyük yastık koydum.Meriç buna üzülmüş olucak ki "ama ya offf" diye söylenmeye başladı.Ben ona gülerken telefonlara aynı anda bildirim geldi.Mesaj gruptandı.
Güneş:Yaa insan bi haber verir.İstanbul'a döndüğünüzden beri bir kere bile konuşmadınız.İnsan haber verir ya.
Bartu:Güneş'e katılıyorum.En azından biz haber verdik.Neyse canım çok sıkıldı.Evde de yalnızım.Eğer hepiniz müsaitseniz sizi arıyım.
gerçektende haklılardı.Onlara geldiğimizden beri haber vermemiştik."ben müsaitim ama ararsan açamam"yazdım."niye yaa"yazdı Bartu.Ondan hemen sonra Meriç" çünkü benim yanımda.İki ekrandan da mı konuşucak kız"yazdı."bende müsaitim."yazdı Güneş ve telefonlar aynı anda çalmaya başladı.Ben aramayı kapattım,Meriç açtı.
"off yine yan yanalar yaa.Keşke benim Naz'ımda olsaydı"dedi Bartu.Bartu istemese de Naz ondan ayrılmıştı.Sırf Berk'e aşık olduğu için.Şuanda da onunla çıkıyor zaten.Sinirlenip "sen hala o kızımı düşünüyorsun cidden.Ya kız seni sırf Berk için bıraktı sen hala onu özlüyorsun"dedim.Biz konuşurken Güneş'te aramaya katıldı."o zaman dördümüzde burdaysak fotoğraf çekelimm."dedi Güneş.Biz Meriç'le telefonu sabit bir yere koyup çapraz oturduk."herkes hazırsa çekiyorum"dedi Güneş ve ardından gruba fotoğrafı atmıştı.Tam iki saat boyunca konuştuk.En sonunda saat 00.00'ken Güneş "bir dakika kapatmayın"deyip bizi iki üç dakika bekletti."Tamamdır.Ama Alyoşum senin gözlerini kapatman gerek."dedi.Dediğini yaptım ve beklemeye başladım."Tamamdır açabilirsin"dedi açtığımda Güneş elinde küçük bir kekin üstüne bir mum yakıp koymuş,arkadan da iyi doğdun Alya şarkısı çalıyordu.Bugün 2 Şubat yani benim doğum günümdü.Bunu bu sefer ben bile unutmuştum."Artık üflicek misin prenses?"dedi Güneş.Ben ekrana doğru üfleyince o da benimle aynı anda mumları üfledi ve üçüde alkışladı."Doğum günün kutlu olsun prensesimiz"dedi aynı anda Güneş ve Bartu.Ve bu sefer teşekkür bile edemeyip aramayı kapattılar."Bugün akşamı heyecanla bekle tamam mı papatyam.Sana bir sürprizm var"dedi Meriç."Ne sürprizi çok merak ettim ama şimdi."dedim ve beni cevapsız bırakarak arkasını döndü.Bende arkamı dönüp gözlerimi kapattım.
Uyandığımda Meriç daha uyuyordu.Saate baktığımda saat 11.30'du.Yataktan kalkıp banyoya geçtim.Elimi yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm ve Meriç'i uyandırdım.O uyandığında kıyafetlerimi koymam için verdiği dolabı açtım kıyafet seçtim.Ama maalesef ki sadece yanımda giymediğim bir kıyafet kalmıştı.Diğerlerini otelde zaten giymiştim ve bazıları çamur bazıları da kan içindeydi.Siyah bir tane elbisem vardı onu giydim.Altına da ayakkabı olarak uzun siyah botlarımı giydim.Meriç en sonunda dayanamayıp "papatyam nereye gidiyorsun?Yoksa bizde kalmaktan vazmıgeçtin"diye sordu."Hayır vazgeçmedim.Ama eve gidip kalan kıyafetlerimi,özel eşyalarımı ve ayakkabılarımı almam lazım.Bu yüzden beni eve bırakır mısın?"dedim.Tamam anlamında başını aşağı yukarı salladı."sen aşağı in.Bende hazırlanıp geliyorum"dedi.Aşağı indiğimde salonda kimse yoktu.Sanırım Emre amca şirkete gitti,Menekşe teyzem alışverişe ve Ekim'de okuluna ya da dershanesine gitti.Beş dakika sonra Meriç yanıma hazır bir şekide gelip "çıkalım mı"dedi.Çıkalım diye mırıldandım.On beş dakika sonra bizim evin önündeydik."Benim de gelmemi ister misin?Eşya toplama da yardımcı olurum."dedi Meriç."olur"dedim ve eve doğru yürüdük.Kapıyı açmak için ben anahtarımı ararken Meriç kapıyı çaldı ve açan maalesef ki annemdi."Meriç.Bu ne güzel bir sürpriz böyle hoş geldin."dedi annem.Ve beni görünce neşesi düştü."Sana da merhaba anne."dedim ve içeri girdim."Senin ne işin var bu evde?"dedi annem.Olduğum yerde durdum ve anneme döndüm."Kalan eşyalarımı almaya geldim.Kısacası bütün eşyalarımı almaya geldim"dedim."Eşyalarını dün Zeliha'ya toplattım.Hepsi odanın kapısında hazır duruyor.İstersen sen yine de bi kontrol et.Çünkü bu evle artık bir bağlantın kalmadı.Kovuldun küçük hanım."dedi annem.Kendimi ağlamamak için zor tutuyorum.Arkamı dönüp hızlıca merdivenleri çıktım.Meriç'te arkamdan geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN VE BEN +18
RomanceUludağ'da cinayet işlendiği sırada ilişkileri yeni başlayan Alya ve Meriç'i güzel bir macera bekler Alya Meriç'in evine yerleştiğinde ise kendi ailesinden görmediği sevgiyi Meriç'in ailesinde görür ve bu Alya'nın içinde bir hüzün oluştursa da Alya...