Odamı hızlıca kontrol ettim ve kalan eşyalarımı da alıp hızlıca evden çıktık.Arabaya geçince koltuğa oturdum ve gözyaşlarımı daha fazla tutamadım.Meriç koltuğuna oturduğunda hızlıca gözyaşlarımı sildim ve yola çıktık.Yola çıktığımızda ikimizde hiç konuşmadık.Sonra araba durdu ve "papatyam geldik"dedi.Geldiğimiz yer onlerın evinin önü değildi.Bir tiyatro salonunun tam önündeydik."buraya neden geldik"diye sordum."içeri geçince anlarsın"dedi ve arabadan inip kapımı açtı.Bende indiğimde elimden tuttu ve içeri girdik.Meriç yanımızda duran kasaya yöneldi ve "ROMEO VE JULIET'e iki bilet ayırtmıştım."dedi.Biletlerimizi aldıktan sonra beraber salona geçtik.Çok şaşırmıştım ve ROMEO VE JULIET benim en sevdiğim tiyatroydu."sana doğum günü hediyemden bir tanesi"dedi Meriç.
Tiyatro bittikten sonra Meriç beni evlerine bıraktı."Seni iki saat sonra tekrar alıcam"dedi giderken.Eve girdiğimde Meriç'in ailesi salonda oturuyordu.Onlarla 2-3 dakika konuştuktan sonra yukarı çıktım ve hemen duşa girdim.Duştan çıktığımda saat 19.30 du.Meriç beni yarım saat sonra alıcaktı.O sırada kapı çaldı.Gelen Ekim'di."prensesim beni prens Meriç sizi hazırlamam için gönderdi"dedi ve beni kendi odasına götürdü.Ekim önce kendi dolabından elbise baktı.Sonra benim kıyafetlerime.Mor bir tane çok sevdiğim elbisem vardı.Ekim aklımı okumuş gibi mor elbiseyi çıkardı ve"Evet!Tam aradığım elbise.Bunu giyorsun"dedi.Elinden elbiseyi alıp onun giyinme kabinine girdim.
Arkadaşlar ben elbise olarak bunu düşündüm
Elbiseyi giydikten sonra Ekim beni makyaj masasına oturttu."Saçlarını bence iki taraftan ince bir şekilde ters örüp ortada tolayalım.Ne dersin?"olur anlamında başımı aşağı yukarı salladım ve saçımı yapmaya başladı.
*
Ekim saçlarımı yaptıktan sonra makyajımı yapmaya başladı ve hızlıca bitirdi.Tam hazırlanmam bitince Meriç aradı."papatyam beş dakikaya evdeyim hazır mısın"diye sordu "hazırım ayakkabılarımı giyip hemen iniyorum"dedim ve telefonu kapattım.Bu sırada Ekim'de beyaz göğüs dekoltesi derin bir elbise giymişti."Çok şık olmuşsun.Sen nereye gidiceksin?"diye sordum."Bugün çok sevdiğim bir arkadaşımın doğum günü.Akşam onunla yemek yiceğiz."dedi.Ekim'e buruk bir gülümsemeyle"ne güzel"dedim ve aşağı indim.Meriç tam karşımda duruyordu.Siyah bir smokin giymişti.Ve evet çok çekici görünüyordu."Hayatımda gördüğüm en güzel kızsın"dedi Meriç.Bende "Hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkeksin"dedim ve ardından"Peki nereye gidicez?"diye sordum.Ama cevap alamadım.Beraber arabaya bindik.Tam kırk dakika sonra bir mekanın karşısında durduk.Arabadan indiğimde Meriç yanıma gelip elimi tuttu ve içeri girdik.Ama içerisi karanlıktı."Ama burası karanlık"dedim."Sürprizim burada değil bahçede"dedi.Bir kapıdan çıkıp bahçeye geçtiğimiz de Meriç elimi bıraktı ve karşıma geçti.Gördüğümle şok olmuştum.Uzun bir masanın üstünde pasta, etrafında en sevdiğim şeyler, masanın yanında gri ve mor renklerinde balonlar...Ve daha bir sürü şey."İyi ki doğdun sevgilim"dedi Meriç ve onun ardından bütün arkadaşlarımız ortaya çıkıp "İyi ki doğdun prenses"diye bağırdılar.Meriç'in ailesi de buradaydı.Hatta Ekim'de Meriç bana biraz daha yaklaştı."burası çok güzel olmuş"dedim ve bir adım daha attı.Aramızda yok denilecek kadar az bir mesafe vardı artık."senin kadar güzel olamaz"dedi ve dudağımdan öptü.Bartu ve Ekim'de konfeti patlattılar.Kırk saniye öyle durduk.Meriç yüzünü benden uzaklaştırınca elimi tuttu ve masaya doğru ilerledi."Ve şimdi sıra pasta üfleme ve kesmedeee"diye bağırdı Bora.Ve onun ardından tam mumları üflicekken Doğa beni durdurdu."Dur!Dilek tutmadan sakın üfleme"dedi.Dileğim Meriç'le hiç ayrılmamak.Ve mumları üfledim.Ve bu kez konfeti patlatan Rüzgar'dı.Pastadan sonra hediyelere geçtik.İlk hediye veren Bartu oldu.Bana kupa almıştı.Daha doğrusu yaptırmış diyelim.Ön tarafında ikimizin bir fotoğrafı,arkasında ise topluca çekidiğimiz bir fotoğraf vardı."yaa bu çok güzelll.Artık hep bununla kahve içicem.Teşekkür ederimm."dedim ve Güneş'te hediyesini verdi.Mor bir kutu hazırlamıştı.Kutunun içine onunla olan birkaç fotoğrafımızı,iki tane kokularını çok sevdiğim parfüm,3 tane el kremi koymuştu.Ve kutunun içini bolca kağıttan konfetilerle doldurmuştu.Güneş'e de sarıldıktan sonra diğer hediyelerimi açtım.Herkezin hediyeleri çok güzeldi.Meriç'in ailesi bile ortak hediye yerine tek tek almıştı.Bir tek hediyesini vermeyen Meriç'ti."o zaman sıra benim hediyemde"dedi Meriç.Meriç masanın yanında duran büyük kutuyu alıp yanıma geldi."al bakalım papatyam"dedi.Elinden kutuyu aldım ve hemen açtım.İçinde almayı çok istediğim,çok merak ettiğim kitap setleri vardı.Oturduğum yerden kalkıp Meriç'e sıkıca sarıldım."teşekkür ederim sevgilim"dedim."bir şey daha var"dedi Meriç.Balonların yanında duran bir paketi alıp yanımıza döndü.Paketi elinden aldığım gibi açtım ve içinde iki tane aynı pijama vardı.Sonradan anladım ki bir tanesi Meriç'in bir tanesi benimdi.Hediyelerden sonra müzikle beraber bolca eğlendik.Saat 00.30'a yakın bir zaman da eve geldik ve ben tabi ki yine direk duşa girdim.Çünkü her yerim sim olmuştu.Hediyeleri zar zor arabaya sığdırmıştık.Duştan çıktıktan sonra Meriç'in aldığı pijama takımımı giydim.Aynı şekilde Meriç'te giymişti.Yatmadan önce henüz yerleştirmediğim hediye dağının fotorafını çektim.Ve Meriç ile beraber onun boy aynasının önünde durup fotoğraf çektik.Bazılarında yüzlerimiz gözükmesin diye yüzümüzü kapatıcak şekilde telefonu tutup çektiklerimiz vardı.Hepsi çok güzeldi.Ve son olarak bugün çekildiklerimiz bütün fotorağraflarımızı paylaştım.Harika bir gün geçirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN VE BEN +18
RomanceUludağ'da cinayet işlendiği sırada ilişkileri yeni başlayan Alya ve Meriç'i güzel bir macera bekler Alya Meriç'in evine yerleştiğinde ise kendi ailesinden görmediği sevgiyi Meriç'in ailesinde görür ve bu Alya'nın içinde bir hüzün oluştursa da Alya...