21. BÖLÜM ATEŞİN GÖLGESİ

77 3 1
                                    

Şarkılar: Ariana Grande- Dangerous woman
Teoman-Serseri
Manga-Işıkları söndürseler bile

Oyunlar ve gerçekler arasında pekte bir fark yoktu aslında.

Oyun, gerçeğin paralel evrendeki bir eşiydi sanki...Gerçeği yansıtarak yapılanlardı. Uğruna sözler verilecek kadar sahteydi. Her çocuk oyun oynardı. Bende oyandım.
Gerçeklerim ile oynadım. Ve şimdi yeniden bir oyun içindeydim.

İçinde bulunduğum çember, her şeyi yakıp yıkacak kadar güçlüydü.

Birimizin yakımı, hepimizin yıkımıydı.

Karşımda duran adam benim çocukluğum, düşmanım, ailem...Karşımda duran adam benim her şeyimdi.

Zihnim bir film şeridi gibi ne var ne yok önüme sunuyordu.

Kıpırdayamıyordum. En ufak bir hareketim ile bütün bina patlayacaktı. Bina zerre kadar umrumda değildi, ne kendimi ne de başka bir şeyi düşünebiliyordum, zihnim resmen kendine zincir vurmuş, anahtarını en dipsiz okyanusa atmış gibi kilitliydi. Şuan düşünebildiğim tek şey onun buradan bir an önce uzaklaşmasıydı.

"İz", dedi Yağız fısıltıyla. Anlamıştı, o da bu lanet oyunu biliyordu.

Başımı iki yana salladım. Gözlerimden akan yaş, birbirine düğümlenen ses tellerim konuşmama izin vermiyordu.

"Git.", diyebildim zar zor "vazgeç."

Yağız gözlerini gözlerime dikmiş sadece bana bakıyordu. Konuşmak için dudaklarını araladı. Lakin binada yankılanan ses onu susturmaya yetti.
"Seçme şansı senin İz, tam ayaklarının altında olan o bombayı tek bir tuşla imha edebilirim.", dedi ve biraz bekledi. "Kalbinin iki parçasından birinin hayatı ile kendi hayatını takas edebilirsin. Kuzey veya Hemen yanı başında duran adamın hayatları ile kendi hayatını kurtarabilirsin."

Bir enkaz altındaydım sanki, üstüme yıkılan onca şey yalnızca bedenimi değil ruhumuda sarsmıştı.

Çocukluğuma karşılık çocukluğum.

"Yağız", dedim yeniden "git ne olur! Vazgeç, dönüşü yok!"

Sertçe başını salladı. "BEN SENDEN VAZGEÇMEM!", diyerek bağırarak bastırdı. Gözleri adeta alev almış, ruhunu büyük bir öfke ele geçirmişti.

Yağız korkuyordu.

"Sensiz pes etmeyeceğim duydun mu beni!", diyerek bağırdı bir kez daha. Sesi bütün binada yankılanıyordu. Hatta belki bütün sokakta.

"Çok vaktin yok İz! Seçimini bekliyorum!", diyerek duyuldu Serkan'ın sesi.

Beni sınamaya çalışıyordu lakin bir şeyi her defasında atlıyordu. Zekamı...her seferinde küçümsüyordu.

Aniden zihnime kaplayan şüphe bütün bedenimi ele geçirdi. Az sonra yapacağım şey ile ölebilirdim, ölebilirdi. Fakat haklıysam kurtulabilirdim, kurtulabilirdi.

Benim hayatımın iki parçasını birbirinden ayırmak gibi bir lüksüm yoktu. Onlar birer bütündü. Beni iki bütünüm ile sınayan adam, bir an bile düşünmeden o mayından ayağımı çekebileceğimi hesaplamış olmalıydı. Hesaplamalıydı. Eğer bunu düşünmüş ve hesaplamış ise mayın patlamayacaktı. Çünkü ben iki bütünümü bölemezdim, bölmezdim. Bu güç bende bile yoktu. Onların hayatlarına karşılık düşünmeden canımı verirdim. Hiç düşünmeden yapardım.

BORANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin