Gözleri her zamanki gibi karanlık ormanları andırsada, dindiremediği rüzgarları vardı. Ve bu rüzgar ormandaki bütün herşeyi bir fırtınayla dağıtmıştı. Geriyeyse sadece toprağı kalmıştı
Sanki onu duymamış gibi yanından ayrılıp, kadehimi mutfak tezgahına koydum, Lay'i arama listemde bulup, aradım.
O sırada da penceremden evime uzanan Han nehrini izliyordum, ilk açışında bekletsede sonunda konuşabilmişti.
" Yanımda Kai var, bay lee ile konuş bi kaç koruma yollasın bide paparizilerle uğraşmayalım "
" Hala o çocukla konuşuyor musun "
" konuşmayıp napim Lay sen söyle "
Şuan telefonun öbür ucunda göz devirdiğine emindim, çok konuşmadan telefonu kapatıp, kai'nin yanına geçtim.
" dediklerimi bi düşün derim "
Omzumu sıvazladı, dayanamayıp, ona sıkıca sarıldım. Yanağına ufak bir öpücük kondurup, uğurladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@Heizz-ah ManzaraM... @kaiii
#Voah unnieee
#acil ship ship
#kai ile heiz hazır değilimplss
#şu kızı bile ünlü ettiniz yani pes
#oha oha
^ @agustd size mesaj atmak istiyor. ^
" Yarın şirkete erken gel, gece bir kaç demo daha çıkardım "
" tamam bende söz yazdım, bakalım "
" Kai ile yakın olduğunuzu bilmiyordum "
" evet bende bilmiyordum yakın olduğumu sanırım o zamanlar beni terk etmeyen bir tek o kalmıştı"
Mesajı atıp, telefonu kenara fırlattım. Sanırım Kai yüzünden biraz ortalık karışmıştı.
O zaman beni terk ettiğinde ne kadar zor durumda olduğumu bilmiyordu, beni terk edip giden babam dönmüş, sayısız önyargıya maruz kalıp, müzikten uzaklaştırılmıştım.
Yanımda ne Yoona vardı ne de o söz vermişti beni bırakmayacağına, kendimi ılık suyun içine attım, düşüncelerim beni öldürüyordu, bozuk plak gibi tekrar ediyordu.
Islak saçlarımı kurutmadan mikrodalgamda kalan pizza diliminin birinden ısırık aldım.
Telefonumu elime alıp, son attığım postun yorumlarına bakmaya başladım.
Hayranlarım Kai ile aramda olanları merak ediyordu, bunu gizlemek istesekte, şirket prim kasmak için gizlememize izin vermemişti.
Açıklama bile yapmamışlardı, elim Yoongi'nin hesabına gitti. onu stalklamaya başladım.
Yeşil saçları, parlak küçük gözleri, selfielerde gülümsesede sanki gerçek gülüşü bu değil gibiydi.
Eskiden çok içten gülerdi, bu kadar soğuk, sert değildi. Değişmişti yıllar geçmişti..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🧩
Ellerim titrerken çoktan onun koluna girip, baloya gelmiştim bile, gözlerime ' sorun yok ' der gibi baktığında, o sıcak gülümsemesini sundu.
Kolundaki elimi daha çok çekip, kulağıma eğildi fısıldayarak,
" Yoona olamasada şuan balonun en güzeli sensin heyecan yapma "
Kolunu gevşetip, arkadan çalan müzikle birlikte önümde eğilmiş, bir elini bana uzatarak " benimle dans etmeye ne dersin " demişti gülümseyerek bende önünde eğildim, elini tutup, beni kendisine çekmesine izin verdim.
Birlikte salonun tam ortasına geçip, dansımızı herkesin önünde yapmaya karar vermiştik. Tabi gözler önümüzde bir tek dans eden çift bizken, elimi tutuyor, bir eli belimde, benim elim diğer elinde, diğer elim omzunda,
" Bunu gerçekten yoonaiçin mi yapıyoruzyoongigerçekten o olmasaydı biz böyle olur muyduk "
Fısıldayarak dediğim şeyi müzikten dolayı duymaz sanmıştım ama belimdeki elini daha da sıkıp, kulağıma eğildi.
" Yoona varken niye birbirimizden uzağız peki "
Başımı eğmiştim dediğiyle, damarlı ellerini sanki zarar vermek istemez gibi çeneme koyup, gözleriyle hizalamıştı.
" o seni seviyor ve en yakın dostum "
Çenemdeki elini tutup, geri çekildim. Tam da o sırada müzik bitmişti dansımızı bitirdiğimiz sırada, arka köşelerdeki masalardan birine adımladım.
Masadaki boş beyaz şarabı elime alıp, gözden kaybolmuştum.
Az önce olanlar bunun başından beri farkındaydık, kendimizi kandırmaya çalışmıştık, Yoona benim en yakın dostumdu, ailemdi.
🧩
Sabah çoktan olmuş, kendimi bighit şirketine atmıştım. Duvar kenarındaki kahve makinesinden kahve alıp, asansöre bindim. Bir yudum alıp, aynı zamanda telefonumdaki mailleri kontrol ediyordum
Kat 3 de durduğunda geri çekilip, karşımdaki bedene baktım, Astro grubundan Eunwoo, oyunculuğuna hayran olduğum bir idoldu.
Ona baş selamı verip, katımı bekledim, sanırım Jungkook için gelmişti, yakın arkadaşlardı.
Kendimi kapıdan içeri attığım an, stajyer çalışanlardan birinin koşarak bana çarpmasıyla, elimdeki sıcak kahve dökülecek sandığım için gözlerimi kapatmıştım ama birinin beni elimden tutup, önüme siper olmasıyla bütün kahve üstüne dökülmüştü ve aynı zamanda düşmeme de engel olmuştu.
