Twenty Five

46 5 0
                                    

kendi içimde boğulmamı sağlayan, derin bir okyanusum vardı. Titrek ellerim mikrofonumu tutarken, kulağımdaki kulaklık içimdeki sesi susturmak ister gibi bağırıyordu.

Olmuyordu,

Unutmak istesemde, şarkılarımın hepsi onunlaydı. Onun için yazmıştım. Çıkış şarkım bir yana diğer şarkılarım onun içindi.

Prova odasındaydım.

Sesimi getirebildiğim en iyi şekile koyarak söylüyordum. Aralarda nefesim kesilsede daha da zorladım.

" Heiz, bütün çalışanlar evine gitti hadi yarın devam edersin "

Lay'in söylediğine, zoraki bir gülümseme sunmuştum. Kulaklıklarımı tekrar takmamla gitmek istemediğimi anlamış, kapıyı aralık bırakarak çıkmıştı.

Melodilerim arasında gizlenmiş bir sırdın
Milyarlar dolusu yıldızların arasındaki
Kuzey yıldızım

Cennetimde kurduğum çiçek bahçelerimin
Zehirli olanıydın

Neden senden kaçamıyorum.

Titreyen ellerim mikrofonu tutamazken, bir de üstüne ağlıyordum. Dolan yaşlarım denizimde boğulmak ister gibi akıttı yaşlarını, gözlerim kapalı söylemeye devam ettiğim şarkımda aklıma anılarım geliyordu.

" zehirliydin "

Çaresiz sesimle ağlamam şiddetlendi. Kulaklığı çıkarıp, boynuma bıraktım. Şarkıyı çıplak söylemeyi denemek istemiştim.

Sesimi her kulaklarımda işittiğimde biraz daha düzeltmek için durup, tekrar devam ettim.

Sesimin, ruhuma karışması için bütün melodilerimi kulaklarımda hisseder gibi söyledim.

Bedenim çekiliyordu.

( bu şarkıyı söylediğini varsayalım )


Şarkımı söylerken elimi mikrofonumu kavrayarak, ve gözlerimi istemsizce kapatarak söylüyordum.

Ensemde hissettiğim nefes alışlar, anlık korkumu yükseltsede, beni sakinleştiren kahve kokusuydu.

Min Yoongi kahveyi sevdiği kadar kokusunu da vücuduna sarmıştı.

Eliyle belimi kavrarken, nefesini daha yakınıma geirdi.

Birazda çok yakalandığını biliyorum
Gösterirsen ona aşk diyemezsin
Sadece bir şeyleri beceriyoruz, evet, fark ettim
Evet, fark ettim, duy, evet, fark ettim
Andan çık
Bu, nefret ve deliliğin tüm bu olumsuzluklarında sizi tuzağa düşürüyor
Geçmişte durma, bir değişiklik yapma zamanı
Etrafa bak, gördüklerine inanın, cehenneme döndüm

Söylediği her satırda kendimi bulmuştum. Fark ettim bizi, olan herşeyi demek istedim. Dudakları değerken mikrofona yüzü tam yüzümün yanındaydı. Onu öpmem için kafamı çevirmem gerekiyordu sadece,

O bana bir nefes kadar yakınken ciddi olamıyordum. Rapini bitirdiğinde derin bir nefes aldı. Kulaklarımda hissettiğim nefesle gıdıklansamda, ani hareketle ellerinden kurtulmaya kalktım.

Yüz yüze gelmek istemiyor gibi ellerini karın bölgeme sardı. Şirkette birinin olma durumu yüzünden korksamda umarım kimse yoktur. Ellerinden çırpınmamla çenesini omzuma koydu.

" Kai ile aranda bir şey yok biliyorum "

Hayır başa alamazdık, tekrar beni öpüp bırakıp gidemez buna izin veremezdim.

" Nerden biliyorsun "

Dediğimi kendi içinde düşünürken belimdeki elleri gevşemeye başladığında, elimle ellerini itip yüzümü ona döndüm.

Bunu yapmamla adımlarını hızlandırdı. Üstüme doğru gelirken elini çenesine koyup, düşünmeye dalmış bir ifade takındı. Dilini yanağının içinde gezdirirken ayağımın koltuğa değmesiyle oturdum.

" bana aramızda bir şey yok de Heiz "

Kendinden emin konuşması karşısında ifadesizdim. İstediğim canını yakmak değildi. Onu kendimden olabildiğince uzak tutmaktı.

" Sen iyi değilsin, cidden "

Koltuktan kalkıp gitmeye yeltendiğimde eli bileğimi kavramıştı. Bu bakışı biliyordum. Sinirlendiğini anlamamla bileğimi çektim.

" VAR !! ARAMIZDA O SANDIĞIN ŞEY VAR "

Bu sefer üstüne yürüyen taraf ben olduğumda baş parmağımla göğsünden ittim.

" bildiğim bir şey varsa o da en azından Kai'nin net olması ama sen, BENİ SEVDİĞİNİ BİLE BİLMEYEN KORKAĞIN TEKİSİN "

𝐖𝐢𝐧𝐠𝐬 ❧  ʍʏɢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin