Dolan gözlerimi, parmaklarımla oynayarak geçirmeye çalışıyordum. Yüzüne bakamazdım, özellikle o dediği cümleyle, bir insanı bir cümle öldürebilir miydi? Beni öldürüyordu.
" Seni sevmeme izin verme "
Ben beni sevmen için onca şeyi yaşamıştım. Neydi bu korkusu beni sevmek neden istemiyordu. Sıkmaktan damarlarımın boğum boğum olduğu ellerimi serbest bıraktım. Derin bir nefes,
stüdyo odasına girer girmez, elimle tekrar işareti verdim. Ben buydum, sinirimi danstan, canımın acımasını şarkılarımdan alırdım. Bu yüzdendi duygularımı içten yaşamam.
Gözlerimi kapadım, kulaklıktan çalan ritimle müziğimi kendi ruhumla birleştirdim.
" kelebeğin öldü sevgilim,
Bana bıraktığın zehirli sarmaşıkların arasında "Gözlerim kapalı söylediğim son cümleyle, açtığım gözlerimin yaşları sayesinde bitirmiştim. Gözleri gözlerime odaklandığında lanet ettim, ona, kendime, yaşadığım bu saçma şeye ....
" Heiz müthişsin sesin nakarat kısmıyla birlikte o kadar güzeldi ki çok iyi iş çıkardın "
Yapımcının uzattığı elini sıkıp, teşekkür ederek eğildim. Daha fazla burda kalamazdım. Lay elindeki tabletiyle yanıma gelirken, bir yandan bi şeyler söyleniyordu.
" Akşam röportajınız var ikinizinde seni hazırlamamız lazım Let me know söyleyeceksiniz "
Onun yüzünden düştüğüm duruma tekrar lanet ettim. Kulağımdaki kulaklıkları kenara koyup, şirketten çıktım.
Gücüm kalmamıştı önünde dik durmaya beni affallatmıştı. Sersemleştim, ben bu değildim. Asansöre adımlayıp tuşa bastım.
O kadar boş Bi şekilde karşıma bakıyordum ki geldiğimi bile anlamamıştım.
🧩
Çoktan Kore'ye gelmiştim. Röportaj burada olacağı için akşamdan herşeyi halledip, geldim.
Şirketin otoparkının boş yerinde yürürken, düşüncelerim, topuklularımın tok sesiyle birlikte ritim tutuyordu.
" olmadınız değil mi? sen ve yoongi bana rağmen olamadınız "
Ilk defa bir cümleyle yere çakılmak istedim. Yoona'nın kendinden emin sözleri benim bedenimi ezmeye şuan niyetliydi. Sakin bir nefes alıp, başımı yana çevirdim. Sabır diliyordum tanrıya, gözlerine baktım. Ama söyleyecek tek bir şeyim yoktu çünkü haklıydı.
" biliyor musun? Haklısın Yoona cidden seni tebrik bile ediyorum. ama şu var Yoongi kimseyi sevmeyi bilmiyor tıpkı seni de sevmeyi beceremediği gibi kendini de sevmeyi bilmiyor "
Canıma artık tak etmişti bu olanlar, durmadı, devam etti sözlerine,
" benim canımı yakarken bunları o zaman düşündün mü? Onunla ben sevgiliyken, naptın o balo günü NAPTINIZ HEİZ SÖYLESENE "
Bana doğru ilerliyordu. Asla geri adım atmadım, yürüdü, son bir adım ve elini kaldırdı. Refleks olarak kapattığım gözlerimi yavaşça açmaya çalıştığımda duran el biri tarafından durdurulmuştu.
" Kai "
Yoona'nın bileğini itmesiyle, biraz sendelesede kai durmamıştı. Üstüne yürümüştü. Elinden tutmamla dursada anlık elimize bakmıştı. Benden hoşlandığını biliyordum. Ama onun yerinde Yoongi olmalıyken Kai vardı.
" Heiz "
Yoongi'nin bakışları hepimiz arasında mekik okurken, elini bırakmadım.
" Seninle sonra hesaplaşacağız "
Kai'nin kendinden emin sözüne karşılık Yoongi üstüne yürümeye kalktı. Onun bunu yapmasıyla kai'nin elini tutan ellerim gevşemeye kalktığı an dudaklarımda çoktan bir baskı hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐖𝐢𝐧𝐠𝐬 ❧ ʍʏɢ
FanfictionGözleri her zamanki gibi karanlık ormanları andırsada, dindiremediği rüzgarları vardı. Ve bu rüzgar ormandaki bütün herşeyi bir fırtınayla dağıtmıştı. Geriyeyse sadece toprağı kalmıştı