1

274 24 26
                                    

Yıl 1601

"Kralım , kralım" diye sesler duyuldu şatonun dışında. Kral 1 haftalığına şehire inmiş ve orada halkın durumunu kontrol etmişti .

"Ne oldu? " diye sordu yardımcısı olan adama. "Kraliçe"diye söze başladı adam. "Kraliçe doğum yaptı. "

Kral sevinçle baktı yardımcısına. Çok sevdiği karısı sonunda doğum yapmıştı. O sırada kucağında iki bebek ile baş hizmetçi çıktı saraydan.

"Majesteleri ikiz kızlarınız. Kraliçe isimlerini sizin koymanızı istedi efendim."

Kral kızlarını kucağına aldı. Kızların ikiside uyuyordu fakat biri yüzünde bir gülümseme ile uyurken diğerinde huysuz bir ifade vardı. Yavaşça kraliçenin yanına giden krala yardımcısı ve baş hizmetçi de eşlik etti.

"Kraliçem izniniz ile girebilir miyiz?" diye usulca sordu kral çok sevdiği karısına. "Tabiki majesteleri izin almanıza gerek yoktur."

"Benim güzel kraliçem , kızlarımızın adını birlikte koyalım." diye söze başlayan kralı başıyla onayladı kraliçe.

"Lalisa" dedi kraliçe huzurla uyuyan kızına bakarak. "Senin adın Lalisa olsun " sonra diğer kızına döndü. "Chaeyoung" dedi bu seferde. "Senin adında Chaeyoung olsun."

Kral yardımcısına bakarak konuşmaya başladı. "Halka haber salın. Kral ve kraliçe'nin kızları Lalisa ve Chaeyoung doğmuştur diye."

O gün bütün halk'ın sevinci birdi. Çok sevdikleri Kral ve kraliçe'nin kızları nihayet dünyaya gelmişti.

Yıl 1613

İki prenses 12 yaşına gelmişti. Uzun dalgalı sarı saçlarıyla bahçede oyun oynayan Lalisa'yı , uzun dümdüz ve simsiyah saçları olan ikizi izliyordu. Chaeyoung'a göre saçmaydı,

Ona göre bu hayattaki her şey saçmaydı. Henüz 12 yaşında olmasına rağmen kendini daha büyük hissediyordu. Belki de bunun sebebi ölen anneleri idi ya da o hep öyleydi.

Kraliçe geçen yıl amansız bir hastalığa yakalanmış Kral ne kadar uğraşsa da ülkenin dört bir yanından gelen doktorlar bir kurtuluş olmadığını söylemişti.

Zavallı kralın şimdi her şeyden çok sevdiği iki kızından başka kimsesi yoktu.

Yıl 1619

Ve yıllar geçti. Şimdi iki prenses 18 yaşına gelmiş annelerinin mezarının yanında onu anıyorlardı. Babalarının aksine.

"Anne" diye söze başladı Lalisa ama devamı gelmedi. "Anne ben , biz seni çok özledik. Beraber geçirdiğimiz anıları özlüyorum. Saçlarımı taramanı özlüyorum , uyumadan önce anlattığın masalları özlüyorum. Anne ben seni çok özlüyorum."

"Off" diyerek yerinde huysuzlandı Chaeyoung. Biraz daha burada kalıp sulu gözlü olursan çok sevgili cici annemiz yokluğumuzu farkedecek."

Kızarmış burnunu çekti Lalisa. "Tamam" dedi son kez annesine veda ederek kardeşinin yanına gitti ve ona sımsıkı sarıldı.

"Seni dünyadaki her şeyden çok çok çok daha fazla seviyorum Chaeyoung. Sen benim bu hayatta sahip olduğum en özel kişisin. Beni hiç bırakma tamam mı?"

Kardeşinin yüzüne baktı Chaeyoung. Küçük burnu kızarmış ağlamaktan gözleri şişmişti. Lalisa kadar sıkı olmasada oda sarıldı kardeşine.

"Sende " diyebildi sadece. "Sende benim için öylesin" dedi ardından. Asla kardeşi gibi duygusal değildi ve kardeşi dışında bütün insanlardan nefret ediyordu.

Bu arada Kral Park anneleri öldükten 1 yıl sonra başka bir kadın ile evlenmişti. Belki de kendisi Lalisa'nın sevmediği nadir insanlardan dı.

Kralın aklına yavaşca girmiş ona ne söylerse yaptırır hale getirmişti. Kral ise karısı öldükten sonra asla eskisi gibi olamamıştı. Halk eski kraliçeyi özlüyor yeni kraliçeye lanetler okuyordu.

Eğer Chaeyoung dan onu tanımlamasını isteseydiniz size onun dünyadaki en ikiyüzlü ve sinsi insan olduğunu söylerdi.

Onun yüzünden prenseslerin dışarı çıkması da yasaktı. Krala bin bir türlü şey anlatmış adamın aklını karıştırmıştı kadın.

Baş hizmetçi yardımıyla çıktıkları kapıdan sessizce içeri girdi prensesler. Akşam yemeği vaktine az kalmıştı bu yüzden hazırlanmaya başladılar.

(Kıyafetler bölüm sonunda. Aslında koymaya gerek yok ama prenseslerin arasındaki farkı göstermek istedim)

Sofraya indiler ve yemek başladı. Sofrada derin bir sessizlik vardı. "Sizinle önemli bir şey konuşacağım" dedi kral. Sesi çok soğuktu. Kraliçe'nin elini tutması ile göz devirdi Chaeyoung. Lalisa'nın ise gözleri dolmaya başlamıştı.

Kabullenmek istemiyor du genç kız. Babasının annesini böylece unutmasını bir türlü kabul etmiyordu. Yanında oturan kardeşinin kulağına eğildi Chaeyoung.

Fısıldayarak konuştu. "Eğer tam şu anda gözünden bir damla yaş düşerse bu masayı dağıtır ve seni alıp giderim." Lalisa hafif bir tebessüm ile kardeşine baktı.

"Bir kez daha bu herif için ağlarsan olacaklardan ben sorumlu olmam. Ağlama Lalisa güçlü ol kardeşim." İki kardeş birbirine minnetle bakarken bunu bozan o iğrenç ses ti.

"Evet kızları şimdi dikkatle babanızı dinleyin." Chaeyoung bir kez daha göz devirdi.

"Kızlar biliyorsunuz ki krallığımız şuan zor durumda. En son olan sel sonrası bütün tarlalar mahvoldu. Halk şuan zor geçiniyor."

Lalisa babasının ne diyeceğini merak ederken Chaeyoung un umrunda değildi.

"Kızlar Kral Jeon ile konuştum ve kraliyetleri birleştirme kararı aldık" Bu sefer Chaeyoung un gözleri şaşkınlık ve sinirle büyüdü çünkü bu konuşmanın nereye gideceğini biliyordu.

"İkinizden biri Kral Jeon'un oğlu Jeon Jungkook ile evlenecek."





Lalisa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lalisa

Chaeyoung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chaeyoung

En çok hangi ikizi sevdiniz?

Light And DarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin