Yıl 1619
Jeon Sarayı
Uzun büyük bir masa. Etrafında oturmuş onlarca insan ve veliaht prens ile müstakbel karısı. Prens Jeon'un akrabaları ile tanışmaya gelen prenses Lalisa ve onu asla yalnız bırakmayan kız kardeşi Chaeyoung.
Masa derin bir sessizliğe gömülmüş iken bu sessizliği bozan prenses Lalisa oldu. Buraya geldiklerinden beri neredeyse hiç konuşmamıştı.
Yavaşça ayağa kalktığında yanında oturan veliaht prensin elini tuttuğunu hissetti. Bu yalandan bir tutuş değildi. Sanki prens ona güvence vermek istiyordu.Kız prensin güvenini hissetmiş gibi özgüven ile konuştu. "Öncelikle buraya benimle tanışmak için geldiğiniz için teşekkür ederim. Ben Park Lalisa veliaht prensin müstakbel eşi."
Kızın sözleri bitince ortamdaki herkes yavaşça ayağa kalkmaya başladı. Bu sırada Chaeyoung prens Jimin'e bakıyordu ama oğlan ona bakmamakta ısrarcı gibiydi. Kız anlamıyordu bir türlü. O gün aniden çekip gitmiş ve bir daha hiç konuşmamıştı. İçinden bir ses kuzenin haklı olduğunu söylüyor ve bu kızın istemsizce heyecanlanmasını sağlıyordu.
"Ben Choi Yeonjun veliaht prensin kuzeni, bunlarda diğer kuzenlerimiz" eliyle diğerlerini gösterdiği zaman her biri adını söylemeye başladı. "Sunghoon , Yuna , Baekhyun , Nayeon , Jackson , Solar , Jisung ve Seulgi"
"Her biriniz ile tanıştığıma memnun oldum. Bu da benim kız kardeşim Chaeyoung" sadece kafa sallayan Chaeyoung önündeki tatlıyı yemeye devam etti. Ama dikkatini çeken bir şey vardı. Yemeğin başından beri kuzenleri Seulgi Jimin'i rahat bırakmamış , her defasında konuşup durmuştu.
Nasıl olsa kuzeni diye düşündüğü zaman Yeonjun'un söyledikleri ile kaşları çatıldı. " Baekhyun , Sunghoon ve Solar kral Jeon'un yeğenleri. Ben , Nayeon ve Jisung kraliçe Jeon'un yeğenleri iken Jackson , Yuna ve Seulgi ilk kraliçenin yeğenleri."
Kız tam olarak anlamadı. İlk kraliçe derken?? Chaeyoung her ne kadar bunun yerine aslında kuzen olmayan ikiliye takılsa da Lalisa'nın çoktan aklına takılmıştı bu konu. Yemek vakti öyle geçti. Yemek boyunca sadece Yeonjun ve Lisa konuşmuş arada diğerleri de katılmıştı.
Lalisa'nın aklında ise 2 soru vardı. Prensler öz kardeş değiller miydi ve neden Veliaht prens yemek boyunca kızın elini tutup Yeonjun'a sinirle bakmıştı.
Chaeyoung'un ise aklına takılan tek konu kuzen olmadıkları halde yakın olan ikiliydi. Dahası tıpkı onların kuzenleri gibi her birinin burada kalacak olmasıydı. Neyse ki sarayda değil sarayın yanına yapılan ek binada kalacaktı her biri.
Bahçeye hava almak için dışarıya çıkan prens Jimin ile ayağa kalkmaya hazırlanan Chaeyoung geri oturdu yerine. Seulgi çoktan gitmişti peşinden. Kız başta umursamasa da bir süre sonra gitmişti peşlerinden.
Garip bir duygu sarmalamıştı kızın bedenini. Bir türlü çözemediği bu duygu bütün sinir hücrelerini çoğaltıyor Seulgi'ye karşı içinde tarif edilemez bir öfke besliyordu.
Kız tam kapının önüne geldiği sırada gördüğü şey ile olduğu yere çivilendi adeta. Kırılan kalbinin sesi uzaktan bile duyulabiliyordu ve kız ne bunun sebebini biliyordu ne de oluşan öfkesini.
Bahçede sarılan ikili ise kapının ardındaki Chaeyoung dan habersizdi. Seulgi ve Jimin öz kuzen olmasalar bile hep çok iyi anlaşmışlardı. Seulgi Jimin'in yemek masasındaki ruh halini hissetmiş ve birazda olsun derdini anlamak için gelmişti.
Her ne kadar prens Jimin'e aşık olsada onun mutluluğu her şeyden önce gelirdi kız için. Jimin'in Chaeyoung'a olan aşkını duydukça kalbi parçalara ayrılsa da hissettirmedi kız. Destek oldu sevdiği adama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Light And Dark
Fanfiction"Park Chaeyoung" diye söze başladı yaşlı adam. "Güzelliği ile herkesi büyüleyen aynı zamanda herkesin konuşmaktan çekindiği prenses. Simsiyah saçları , kapkara gözleri vardı. İnsanlarla asla iletişim kurnazdı. Kimseye acıması yoktu kimseyi sevmezdi...