Yıl 1619
Park Sarayı
"Ben prenses Lalisa ile evlenmek istiyorum."
Veliaht prensin sözlerinin ardından Lalisa'nın gözleri şok ile açıldı. Kardeşinin evlenmesini istemiyordu ve bu durum işine gelmişti fakat prensin neden onu seçtiğini de merak etmiyor değildi.
Kral Park ve kraliçe de oldukça şaşırmıştı. Daha iki prenseside tanımayan prens neden seçim yapma zahmetine giriyordu ki?
Aniden sinirlenen Chaeyoung tam ayağa kalkacağı sırada durdurdu kardeşi onu. Chaeyoung her şeyi planlamış babası ile uzunca konuşmuştu.
Şimdi ise bu adam onun planlarını mahvediyordu.
Onu durduran kardeşine baktı Chaeyoung. Lalisa adeta yalvarırcasına bakıyordu kardeşine. Eğer kavga çıkarsa bu olay çok büyüyebilir ve krallıkları oldukça zarar görebilirdi.
Boğazını temizleyerek tekrar konuşmaya başladı kral. Elinde bir sözleşme tutuyordu.
"Veliaht prens Jeon Jungkook ve kızım prenses Park Lalisa nın evlilik sözleşmesi elimde bulunmakta. Bu sözleşme imzalandığı anda her ikiside yazan kuralların dışına çıkamaz"
Prens ve prenses yavaşça ayağa kalktı. Önce Lalisa ardından Jungkook imzaladı sözleşmeyi. Sözleşme gereğince ikili ölene kadar beraber kalmalıydı.
•
Sabah odasındaki hizmetçilerin sesi ile uyandı Lalisa. Uyandığını gören baş hizmetçi Yoona hemen yanına gitti prensesin.
"Günaydın efendim. Bizde tam sizi uyandıracaktık."
"Ne oluyor?" diye sordu Lalisa. Yeni uyandığı için hiç bir şey anlamıyordu.
"Kraliçenin emri. Bugün Kraliçe siz ve prenses Chaeyoung Jeon sarayına ziyarete gideceksiniz" Yoona nın sözlerine karşı sadece kafa salladı prenses.
Sonuçta işin ucunda evlilik vardı tabiki görmesi gerekiyordu evlendikten sonra yaşayacağı yeri.
Lalisa'nın aksine Chaeyoung ise sinirlenmişti bu duruma.
"NE DEMEK JEON SARAYINA GİDECEKSİNİZ. YÜZÜNÜ DAHİ GÖRMEK İSTEMEDİĞİM İNSANLARIN AYAĞINA MI GİDECEĞİM BEN!"
"Ama efendim kraliçenin emri-" eliyle susturdu yanındaki hizmetçiyi Chaeyoung.
"Sana konuşma hakkı verdiğimi hatırlamıyorum. Şimdi çıkabilirsin." Kapıyı işaret etti Chaeyoung göz devirerek.
Sözünü ikiletmemesini çok iyi bilen ve öğrenen hizmetçi hemen çıktı odadan.
Hazırlanan prensesler aşağı kraliçe'nin yanına indiler. Kraliçe bahçedeki kahvaltı masasında oturuyordu. Kral ise ortalıkta gözükmüyordu muhtemelen şehire gitmişti.
"Günaydın kızlar. Kahvaltı edip gitmeyi daha uygun gördüm umarım bir sakınca yoktur." Chaeyoung'a bakarak konuştu kraliçe.
"Size de günaydın majesteleri. Bizim için bir sakınca yoktur elbette." sahte bir gülümseme ile konuştu Lalisa. Chaeyoung ise tekrar göz devirip kaba bir şekilde oturdu masaya.
Onun aksine Lalisa ise kraliçeye selam vermiş ve kibar bir şekilde oturmuştu kardeşinin yanına.
"Ne diye şu kadına kibar davranıyorsun anlamıyorum." şikayetçi bir şekilde konuştu prenses. Belki babalarına biraz ama bu kadına asla saygı duyulması gerektiğini düşünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Light And Dark
Fanfiction"Park Chaeyoung" diye söze başladı yaşlı adam. "Güzelliği ile herkesi büyüleyen aynı zamanda herkesin konuşmaktan çekindiği prenses. Simsiyah saçları , kapkara gözleri vardı. İnsanlarla asla iletişim kurnazdı. Kimseye acıması yoktu kimseyi sevmezdi...