"Park Chaeyoung" diye söze başladı yaşlı adam.
"Güzelliği ile herkesi büyüleyen aynı zamanda herkesin konuşmaktan çekindiği prenses. Simsiyah saçları , kapkara gözleri vardı. İnsanlarla asla iletişim kurnazdı. Kimseye acıması yoktu kimseyi sevmezdi...
Chaeyoung'un sorusunu sarı saçlı genç cevapladı. Chaeyoung ise hala en uçta duruyor , korktuğunu belli etmemeye çalışıyordu.
"Ben Hyunjin , buda Seungmin. Ormana gittiğim vakit sizi orada baygın halde bulunca yardım etmek istedim. Eşim şifacı bu yüzden size yardımcı olabilir."
Chaeyoung kaşlarını çattı. Karşısındaki iki gencin neden bahsettiğini anlayamıyordu.
"Yeni uyandığınız için muhtemelen baş ağrısı çekiyor olmalısınız." Bu sefer konuşan esmer oğlandı. Sehpadan aldığı bir çeşit içeceği kıza uzattı. "Baş ağrınıza iyi gelecektir."
"Burada neler oluyor!?" Chaeyoung hala anlayamıyordu. Kafası iyice karışmıştı.
"Hayatım istersen onu yalnız bırakalım. Biraz kendine gelsin" adı Seungmin olan gencin sarışın olana seslenmesi ile ikili odadan çıktı.
Chaeyoung ise düşünmeye başladı. En son yaşadığı şeyler bir bir ekleniyordu hafızasına. Kral ile ettiği kavga , saraydan kovulması her birini çok net hatırlıyordu şimdi.
Tekrar düşündü kız. Bu gençlere güvenebilir miydi? Ona çok iyi davranmışlardı ama bunun yalan olup olmadığını bilemezdi. Kaçmayı düşündü. Şu an ki en mantıklı şey buydu. Ayağa kalktığı anda ise yere düşmesi bir oldu. Vücudu oldukça yorgundu.
Düştüğü zaman çıkan ses ile iki oğlan da içeri girdi. Hyunjin gelip kızı ayağa kaldıracağı sırada kızın geri çekilmesi ile durdu olduğu yerde.
"Bize güvenmemeni anlıyorum ama inan biz kötü değiliz. Hem kötü olsaydık seni buraya getirmezdik." Adı Seungmin olan genç oldukça zeki gözüküyordu. Konuşma şekli de oldukça düzgündü.
"Yinede size öylece güvenmemi beklemeyin benden lütfen." Yerde oturmaya devam eden kızın karşısına oturdu Seungmin. Hyunjin ise hala ayakta dikiliyordu.
"Madem öyle bir anlaşma yapalım. Siz iyileşene kadar burada kalın sonra istediğiniz yere gidin ne dersiniz" Oğlanın teklifi kıza mantıklı gelmişti ama anlamadığı bir şey vardı. Hiç bir yararı olmayacaktı ona bakmalarının. Peki neden istiyorlardı?
"Beni iyileştirmenin size bir yararı olmayacak. Neden yardım etmek istiyorsunuz ?" Kızın kuşkulu çıkan sesine karşı güldü iki gençte. Chaeyoung'un kaşları ise tekrar çatılmıştı.
"Bir nedeni yok sadece yardıma muhtaç birine yardım etmek istiyoruz o kadar." Chaeyoung düşündü. Karşısındaki gençler ona Lalisa'yı hatırlatmıştı.
"Peki o halde teklifinizi kabul ediyorum çok teşekkür ederim."
•
"Lalisa saraydan nasıl çıkmayı düşünüyorsun ki? Kral ve muhafızlar hemen yakalar bizi." Chan doğru söylüyordu ama ne yapabilirlerdi ki?
Kızın aklına bir şey geldi ama bunun ne kadar mantıklı olabileceğini düşünüyordu. Her şeyi geride bırakıp veliaht prense öylece güvenebilir miydi? Bunu öğrenmek için denemekten başka şansları yoktu.
"Chan, Felix ile birlikte Jeon sarayına gidin ve durumu prens Jimin ve Jungkook'a anlatın. Onlar bize yardım edecektir."
"Lalisa emin misin ya kral'a haber verirlerse?" Chan haklı olarak şüphe duyuyordu ama elden ne gelirdi ki. Son çare buydu.
Jeon Sarayı
"Majesteleri Jungkook ziyaretçileriniz var efendim"
"Tamam Soobin çağır onları" prensten aldığı emir ile ayrıldı yerinden baş muhafız. Prens ise sert bakışlarını değiştirmeden beklemeye başladı.
Çalan kapıya olumlu cevap verdiğinde karşısında sevdiği kadının kuzenlerini görmeyi beklemiyordu prens. Saygıyla eğilen iki genç nefes nefese gözüküyorlardı.
"Majesteleri izniniz olursa anlattıklarımızı prens Jimin'in de duymasını isteriz"
"Soobin Jimin'i buraya çağır!"
Herkesin toplanması ile Chan başladı söze. "Bizi buraya Prenses Lalisa yolladı. Sizin yardım edebileceğinizi düşünüyor." Kızın adını duyduğu anda daha dikkatli dinlemeye başladı Veliaht prens.
"Bir kaç gün önce sarayda büyük bir olay yaşandı ve kuzenimiz Prenses Chaeyoung saraydan kovuldu. Lalisa'nın ise odasından çıkması dahi yasak. Sizin yardım edebileceğinizi düşündü. Bu yüzden bizi buraya yolladı."
Chan'ın tek nefeste söylediklerinin ardından Prens Jimin koşarak çıktı odadan. Sarayda ise sesi duyuluyordu. "HEMEN ATIMI GETİRİN"
"Felix sen Prensin peşinden git." Koşarak Jimin'in peşinden gitti Felix. Şimdi Chan ve Jungkook odada yalnız kalmıştı.
"Önce gidip Prenses Lalisa'yı çıkarıyoruz. Olayı öğrendiğim vakit ise ne yapacağımızı düşünürüz" Prens Jungkook'un sözleri ile kafasını salladı Chan.
Şimdi ne olacağını ancak Tanrı bilirdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölümü nasıl buldunuz??
Olaylar başladı çoktan ilerde neler olacak göreceğiz.
Hyunjin ve Seungmin'i sevdiniz mi? Ben çok sevdim çok tatlılar
Chae'nin kayıp olduğunu duyunca hemen giden Jimin❤️
